17.04.2014 Views

Prof. Dr. Osman Öztürk'ün - İslami Edebiyat

Prof. Dr. Osman Öztürk'ün - İslami Edebiyat

Prof. Dr. Osman Öztürk'ün - İslami Edebiyat

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

“Budur bizim” redifli gazelinde Muştak<br />

Baba, sanatını da gösteriri:<br />

Sofilerin asli uslubu “Mecaz”dır demiştik:<br />

Çünküsü şu, eğer o sözler hakikate alınsa,<br />

bid’at veya küfür sayılacaktır!..<br />

Mecaz durumu kurtarır, şâir de sözünü<br />

söylemiş olur.<br />

Ama şâir burada; mecaza dalmasını<br />

“hata” gibi tanıtsa da, aslında, çeh-i (kuyu)<br />

niyaza düşmüş; Yusuf gibi derece yükselmesi<br />

bekliyor. Belâ ise denenme sınanma (bir tür<br />

çile)dir.<br />

Gazelin Devamı<br />

Bu gazel de tipik sanat özellikleri var:<br />

Bir kere mısralar iki bölüm tarzdadır.<br />

Ortada da kâfiye vardır.<br />

Yani bir beyt, bir kıta gibidir.<br />

-Girdik reh-i mecâza<br />

-Hatamız budur bizim<br />

-Düştük çeh-i niyâza<br />

-Belâmız budur bizim<br />

Bu tarzın adı, MÜSAMMAT GAZEL’dir.<br />

Altıncı beytte bir bakıma “fesahete” aykırı<br />

görülen zincirleme izâfet var. Ama zor<br />

bir işi başarmak yönüyle sanattır: “Senin<br />

zülfünün (perçeminin) kıvrımları tanzimi<br />

olan (zincire) bağlandık…”<br />

“Ey güzel bize acıma ki; cezamız böyledir.”<br />

Bu ceza temennisinde kinâye var: Aslında<br />

o mükafaattır.<br />

Üçüncü beytte: Bizi içkiden men etme<br />

tabip; gönlümüzün ızdırabına ilaçtır şarap…<br />

Yine mecazdır: Maksat manevi sarhoşluktur…<br />

“Mahv ve yoklu, yok ol sen olasın diye:<br />

Dua edene duamız böyledir.”<br />

Burada değişik sanatlar var da; İştikak<br />

sanatı hâkimdir:<br />

Yok olasın ,mah-vu fena. Hahende-i<br />

dua, duamız… yani aynı kökten türemiş<br />

kelimeler geçiyor; ayrıca ahengi sağlıyor kelimeler.<br />

Bazısı da müteradif (eş anlamlı)dir.<br />

Altıncı Beyt:<br />

“Şahit perest-ü cân bedest rind-i lâubâl<br />

Muştak var, zevk-u safamız budur bizim…”<br />

“Gördüğünü kabul eder, canı dişinde ve<br />

rahat davranan rind<br />

Muştak var (git) bizim zevkimiz, eğlenmemiz<br />

böyledir…<br />

***<br />

Şimdi esas mecaz deryasına düşen,<br />

Nûzhet Dede ile Niyazi-yi Mısrî’den mısralar<br />

alalım:<br />

Önce Nûzhet Dede(1)<br />

Bir meyle olup Âdem-ü Havvası da sarhoş,<br />

Ol can ile iblisi de iğvâsı da sarhoş…<br />

Mest-i ezeldir ki döner başı semânın,<br />

Arşın bile ta kubbesinin tası da sarhoş…<br />

Çekmiş nice bir şems ü Kamer necm-i piyâle,<br />

Hep sabit-ü seyyare Süreyyası da sarhoş.<br />

Zerrat-ı cihan birbirine aşık-u mâşûk,<br />

Zerrat değil Kafı da Ankası da sarhoş.<br />

Ol bâde idi çarhı bütün şekva getirdi,<br />

Bu şevk ile dünyası da ukbası da sarhoş.<br />

Ol cûra idi eyledi Mecnun’u melâmet,<br />

Bir Kays değil turra-ı Leylası da sarhoş.<br />

---------------------------------<br />

İSLÂMİ EDEBİYAT / 11

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!