17.04.2014 Views

Prof. Dr. Osman Öztürk'ün - İslami Edebiyat

Prof. Dr. Osman Öztürk'ün - İslami Edebiyat

Prof. Dr. Osman Öztürk'ün - İslami Edebiyat

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Gezi Notları<br />

Ülkü Önal*<br />

BATUM<br />

Batum’la ilgili anıları dedelerimizden sürekli<br />

dinlerdim. Anlaşmayla elimizden çıkmasına bir<br />

türlü hazmedemez üzülürlerdi. O tarihlerde halk<br />

oylaması olmuş. Ruslar Batumluları kandırarak<br />

kendi taraflarına oy verdirmişler derlerdi. Hopa’dan<br />

derlediğim bir manide şöyle diyor.<br />

62 / OCAK-ŞUBAT-MART 2011<br />

Al aşağidan vur yere<br />

Kurusun kanlı dere<br />

Biz Batum’i alamasak<br />

Girelum canlı yere<br />

Hatta gözlerinde o kadar büyütürdüler ki İstanbul<br />

ayarında bir şehir, sadece vapur oraya yanaşırdı<br />

derlerdi. Doğal limanı olması sebebiyle. Alış<br />

veriş kayıkla oradan yapılırmış. 1930 yıllara kadar<br />

Batum’a gitmek serbestmiş. Kapılar kapanınca<br />

Zeytinlik köylüler ve ticaret yapan diğer köylüler<br />

çok fakir kalmışlar. Sebzelerini satacak yer bulamamışlar.<br />

1921 de Artvin muhacirleri geri dönünce<br />

Ruslar köylerini yaktıkları karınlarını doyurmakta<br />

zorlanmışlar. Mısır ununu oradan alıp gelirlermiş.<br />

Artvinliler muhacirliğe 1914’de Anadolu’ya kaçıp<br />

1921 de geri dönmüşler. Dönüşlerinde vapurla<br />

Batum’a çıkmış bir müddet orada kaldıktan sonra<br />

köylerine dönmüşler. Acara muhacirleri de Artvin’de<br />

iskan edilmişler.<br />

Rahmetli Adem dedemler de Batum da camide<br />

yatmışlar. Pazarda dolaşırken soyulduklarını<br />

hep anlatırdı. Rus esareti zamanında Artvin’in<br />

bağlı olduğu ilmiş. Mahkemeye oraya gidenler varmış.<br />

Üç yüz on dört yıl <strong>Osman</strong>lı toprağı olarak<br />

kalmış.<br />

Tarihi bağlar nedeniyle yurt dışında ilk görmek<br />

istediğim şehir Batum’du. Bir türlü gitmek<br />

kısmet olmadı. Eylül ayının sonlarında Turan hocam<br />

eşi Fatmayla birlikte beni de Batum’a götürdü.<br />

Çok heycanlıydım. Sarp sınır kapısından fazla beklemeden<br />

kadınların itişmeleriye geçtik.15 tl.ödedik.<br />

Sıradakilerin çoğu kadındı Görevli memur “ Gürcistan’a<br />

ilk defa geliyorsunuz. Hoş geldiniz.” demesi<br />

beni mutlu etti.<br />

Şelalenin yanında durarak resim çektirdik.<br />

Denizin kenarına Türk sınırının karşısına kocaman<br />

bir haç dikmişler. Çoruh nehrinin denize döküldüğü<br />

yeri hep merak ederdim. Bizden götürdüğü topraklarla<br />

orada ova oluşmuş. Çoşkun Çoruh,<br />

Batum’da çok sakin bir şekilde denize kavuşuyordu.<br />

Artvin’de bir avuç düz toprak görmeyen bizleri<br />

Batum’da ki koskoca düzlükleri görmek şaşırttı.<br />

Upuzun bir sahili ile yeşille mavi kucaklaşıyor.<br />

Bizdeki gibi sahilleri katletmemişler. Dedelerimizin<br />

burayı niye kıyamadıklarını şimdi daha iyi anladım.<br />

Karadeniz de Çarşamba ve Perşembe haricinde<br />

böyle düz bir arazi yokmuş.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!