Prof. Dr. Osman Ãztürk'ün - Ä°slami Edebiyat
Prof. Dr. Osman Ãztürk'ün - Ä°slami Edebiyat
Prof. Dr. Osman Ãztürk'ün - Ä°slami Edebiyat
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
kelime-i tevhid yaparken bu duyguyu yaşarler.<br />
Çünkü kûllî varlık tasarrufuyla bütün âlemi kuşatmıştır.<br />
Kalıbımız (vücudumuz, cesedimiz)<br />
tavafta kalbe tabîdir. Mü’min kulun kalbi de<br />
Allah’ın evidir. Tavafta kul kalbine teveccüh<br />
eder. Kalbimiz de Cenab-ı Allah’a rücu eder.<br />
Cenab-ı Hakkın varlığı yönlerle kayıtlı değildir.<br />
Biz yönleri düşünmüyoruz. Cenab-ı Hakk için<br />
doğuda, batıda, kuzeyde, güneyde diyemeyiz.<br />
Cenab-ı Hakk için şurdadır- buradadır denilemez.<br />
O her yerdedir. (O âlemi kuşatmıştır) Allahû<br />
Teâlâ’ya yön ittihaz edilemez. Ve Rabbim demiştir<br />
ki:<br />
“Ben hiçbir yere sığmadım mü’min kulumun<br />
kalbi beni ihata etti.” Onun için şu yönde<br />
bu yönde diyemeyiz. Cenab-ı Allah mü’min kulunun<br />
kalbindedir denilir.<br />
Dolayısıyla mü’min kulun kalbi Cenab-ı<br />
Hakkın evidir. Onun için bir kalbi kırmak yok,<br />
onun için Kâbe’de cidalleşme yok. Mü’min,<br />
onun için Kâbe’den daha değerlidir.<br />
Eğer bir kulun kalbini yıktınsa felaket olarak<br />
o sana yeter.<br />
Kâbe kul yapısı, ama kalp Allah yapısıdır.<br />
Hiçbir şekilde kulun gönlü yıkılmaz, kalbi kırılmaz,<br />
cidalleşilmez, sabredilir… Hacc’dan asıl<br />
maksat, kalbin, Beytin Rabbini ziyaretidir. Kalıbın<br />
ziyareti de ona tabidir.<br />
TEVHİD’İN İLÂNI<br />
Hacc’da tevhid dinini kutlarız.<br />
Bayram kutlamaları, yaş günü, evlilik (düğün)<br />
kutlamaları. Bunlar mutlu günlerdir. Herkes<br />
bir araya gelir, cemiyetle (topluluk) kutlanılır,<br />
mutluluk ve hareketlilik içinde yaşanılır.<br />
Kâbe ise dünyanın merkezi Allah’ın evidir.<br />
Cenab-ı Rabbûl Âlemin bizi oraya davet etti. Biz<br />
de bu davete icabetin mutluluğuyla huşu içinde<br />
aşkla tavaf yaparız, namaz kılarız, say yaparız ve<br />
deriz ki: Lebbeyk Allahümme Lebbeyk…; Buyur<br />
Allah’ım Buyur… Cenab-ı Allah’la diyalogun<br />
coşkusuyla kelime-i tevhid’in bayramını yapıyoruz.<br />
Bu dinin temelinde tevhid vardır. Hacc’da<br />
tevhide inanan insanlar bedeni olarak İslâmiyet’in<br />
bir farizasını yerine getirirken aynı zaman<br />
da kelime-i tevhidin ilânını da yaşıyorlar.<br />
Bunu kalabalık bir topluluk adeta kutluyor,<br />
sevinçle yâd ediyor. Kelime-i tevhidi, din ilânı<br />
tavafta, say da biçimsel olarak yaşantıya sokuyorlar.<br />
***<br />
DEVE SÜTÜ:<br />
İhram namazı kılmak ve Umreyi niyetlenmek<br />
için gurubumuzla Hudeybiye Mescidine<br />
doğru yola çıktığımızda daha mikat mahalline<br />
varmadan 15 dakika kala rehberimiz bizi bir deve<br />
çiftliğine götürdü.<br />
Yol üzerinde mescide kadar birkaç kilometrede<br />
bir başka deve çiftlikleri de vardı.<br />
Uğradığımız çiftlikte bize mahzun mahzun<br />
ve hoşgeldiniz der gibi bakan küçüklü- büyüklü<br />
develerin (15-20 kadar) önce fotoğraflarını çektik<br />
sonra da deve bakıcısının o anda sağdığı ve<br />
getirip bize ikram ettiği sütü içtik. Lezzetli güzeldi,<br />
içimi hoştu ama biraz tuzlucaydı.<br />
UMRE SEVİNCİ:<br />
İlk gittiğimiz yıllarda Kâbe kapısının karşısında<br />
içine basamakla inilen zemzem kuyuları<br />
vardı. Zemzem içmek için beyler bir taraftaki,<br />
hanımlar diğer taraftaki kuyulara inerek zemzem<br />
içilirdi. 6-7 sene kadar oldu kuyular kaldırıldı.<br />
Şimdilerde onun yerine eski kuyuların karşısına<br />
(yeşil ışığa yakın) sıra sıra musluklar konarak<br />
abdest alma ve zemzem içme yeri düzenlenmiş.<br />
Tavafımızı yapmış, iki rekât tavaf namazı<br />
kılmış ve zemzem içmek için zemzem kuyusuna<br />
inmiştik. (Zaman zaman Hacc ve Umre’ye gidip<br />
geldiğimiz için hacıların yüzlerinden simalarından<br />
ve kıyafetlerinden hangi ülkeden olduklarını<br />
çıkartabiliyorum.)<br />
Tam karşımızda birkaç Tunuslu Hanım<br />
yandan zincirlerle, çengellere tutturulmuş zemzem<br />
taslarıyla zemzemi hem içiyor hem de üstlerine,<br />
başlarına döküp saçarak neşeyle “Nebi Muhammed<br />
Medine’de” ilâhisini (Resul Efendimizi<br />
öven ilâhiyi) söylüyorlardı. O kadar sevinç do-<br />
42 / OCAK-ŞUBAT-MART 2011