17.04.2014 Views

Prof. Dr. Osman Öztürk'ün - İslami Edebiyat

Prof. Dr. Osman Öztürk'ün - İslami Edebiyat

Prof. Dr. Osman Öztürk'ün - İslami Edebiyat

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Ben hastalığım sıhhat-ı Lûkmâna değişmem;<br />

Ol derbederin Hikmet-i eczâsı da sarhoş.<br />

-------------------------<br />

Bilmem ki, nedir ahır-i iş bu cereyanın,<br />

İnsanı da hayvanı da eşyası da sarhoş.<br />

-------------------------<br />

Senden sana mi’rac ede gör gizlice Nûzhet,<br />

Bu mârekenin Leyle-i Esrâsı da sarhoş…<br />

Dünya vü ukbayı ta’mir eylemekten geçmişiz,<br />

Her taraftan yıkılup viran olan anlar bizi…<br />

Biz şol abdalız bıraktuk eğnümüzden şâlumuz,<br />

Varlığından sıyrılup uryan olan anlar bizi…<br />

Kahr-û lütf’ü şey-i vâhit bilmeyen çekti azap,<br />

Ol azaptan kurtulup Sultan olan anlar bizi.<br />

Buldun mu cebir içre bu da’va-i sakimi<br />

Bak Nûzhetin esrarı da davası da sarhoş…<br />

Zâhidâ, ayık dururken anlamazsın sen bizi,<br />

Cürâyı sâfi içup mestân olan anlar bizi.<br />

Niyazi-yi Mısrı’den (2)<br />

Niyazi Türk ve Türkiyeli olup, Mısırda<br />

kalmış ve sonuçta Mısırlı unvanıyla böyle<br />

ünlenmiş. Türkçeyi kullanamayan biri bu<br />

ünü görmez de; “Mısri Niyazi” diye yazar.<br />

Bugün bizim asıl dilimize yabancılık böyledir…<br />

Sonra;<br />

Niyazi-yi Mısrı’den bir Gazele bakalım:<br />

“Zat-i Hakkata mahremi irfan olan anlar bizi,<br />

İlm-i sırda bahs-i bi pâyân olan anlar bizi…<br />

Bu fenâ gülzârına bülbül olan anlar bizi,<br />

Vech-i bari hüsnüne hayran olan anlar bizi.<br />

İlk dört mısra kendi içinde kafiyelidir.<br />

Bu hâl, Murassa yada müselsel” adını alır.<br />

Sonraki beytlerin birinci mısra-i serbest,<br />

ikincisi baştaki kafiyeye tabidir.<br />

“Allah’ın zatında yok olmuş, irfana<br />

mahrem (oraya ehil) olan anlar bizi!<br />

İlm-i sırda sınırsız mesafe almışlar bizi<br />

anlar, akıl erdirebilir.” Dolaylı olarak; biz bu<br />

mertebeye ermişiz, siz zâhirde ve taşradasınız,<br />

bizi anlamazsınız… diyor.<br />

Ârifin her bir sözünü duymaya insan gerek,<br />

Bu cihanda sanmanuz heyvân olan anlar bizi.<br />

Ey Niyazi, katremiz deryaya saldık biz bu gün,<br />

Katre nice anlasın, derya olan anlar bizi…<br />

Niyazi Mısri âlim bir tarikatçıdır: Onun<br />

için, her söylediği İslâmi bilgi kokuyor. Sonuçta;<br />

Mecazlı da olsa, aşırı ifadeleriyle hataya<br />

düşmüyor. Dili de tam bir münevver<br />

edasıyla kullanıyor. Tabii tasavvufi söyleyişi<br />

de tam başarıyor:<br />

“Zat-ı Hakta” Allah’ın zatında (yani fenafillah/Allah’ın<br />

varlığında yok olma) derecesine<br />

ermiş. Orası mahrem bölgedir. Orada<br />

irfanla bulunan varsa, beri gelsin; onlar bizi<br />

anlar.<br />

“Sır ilminde sınırsız araştırması olan anlar…<br />

Birden bire bu fena gülzarına bülbül…” olmaktan<br />

dem vuruyor:<br />

İşte bu bülbül, her insana huzur verdiği<br />

için anlar: Çünkü bu da, Allah’ın Cemaline<br />

hayranlık ifade eder. İşte öyleleri bizim halimizden<br />

ve kalimizden anlayabilir.<br />

Bu şiir, zahir şâirlerine ait olsa; “Fahriye”<br />

diye nitelerdik. Ama sofinin o hali yok-<br />

12 / OCAK-ŞUBAT-MART 2011

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!