07.10.2014 Views

lığ - Türk Tabipleri Birliği

lığ - Türk Tabipleri Birliği

lığ - Türk Tabipleri Birliği

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

• 50. YILINDA HALK SAĞLIĞINA KÖPRÜ: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ 15<br />

Dr. Füsun Sayek (Türk <strong>Tabipleri</strong> Birliği Başkanı):<br />

Halk Sağlığına Köprü: Türk <strong>Tabipleri</strong> Birliği<br />

28 Şubat 1953 Francis Crick İngiltere’de bir kahveye girer ve James Watson’la<br />

birlikte “yaşamın sırrını keşfettiklerini” söyler. O gün, erken saatlerde bu ikili<br />

dünyanın pek çok bölgesindeki bilim adamlarının çözümünü bulmak için yarıştıkları<br />

bir problemin doğru sonucuna ulaşmışlardır.<br />

Watson ve Crick belki de en zeki, en deneyimli, en iyi araç gerece sahip ya da<br />

en eğitimli (biyokimyayı pek bilmedikleri söylenirdi) değillerdi ama işte keşfinden<br />

bugüne bilimi, tıbbı ve çağdaş yaşamı derinden etkileyen bir keşfe imza atmışlardı.<br />

Dahası bu keşfin etkisi önümüzdeki zaman diliminde daha da çok olacaktı.<br />

Onların büyük bir tutku ve ısrarla sürdükleri çalışmaları inançlı ve inatçı olmaları,<br />

aşırı kararlılıkları ve buna eklenen biraz şansları ile açıklanabilir. 1960’lı yılların<br />

ortasında, yeni kurulan bir tıp fakültesinin güzel bir anfisinde Watson-Crick halkasıyla<br />

bilimadamı Pınar Özand aracılığıyla tanıştırılırken önemini kavramıştık.<br />

Ama keşfinden 50 yıl, tanışmamızdan yaklaşık 40 yıl sonra bugün daha çok<br />

heyecan duymamıza neden olan bir keşif ve keşif yolundaki macerası. Birisi<br />

sonuca, diğeri sonucun nasıl oluşacağına kilitlenmiş muhteşem ikiliden J.<br />

Watson yakın zamanda yapılan bir söyleşide başarılarıyla ilgili bazı ipuçları veriyor:<br />

“Evet biraz şanslıydık. Ancak bundan öte bazı şeyler de vardı. Başkalarının<br />

göremediğini görmüştük. Ayrıca bir ekiptik, ikimiz. Bu, birimiz umutsuzluğa<br />

kapıldığında, diğerinin düşünmeyi sürdürmesini sağlıyordu. Bir diğer artımız da<br />

rakiplerimizle görüşmeleri sürdürmemizdi. Örneğin Rosalind (DNA’nın DNA<br />

konusunda çok yoğun çalışmasına karşın yapısının keşfinde başarısız olan “karanlık<br />

kadını” da denen araştırmacı Rosalind Franklin’den söz ediyor) öylesine<br />

zeki ve parlaktı ki hiç kimseye danışmazdı. Ama tüm bunlar kadar önemli olan<br />

bir şey de, kararlı olmak ve hatta “kafayı bozmak”tır. Bu zaman zaman itici bile<br />

olabilir, olsun... Başlangıçta büyük bir sessizlikle karşılandık (Nobel’i 9 yıl sonra<br />

aldıklarını hatırlatalım). Bu sessizlik çok da kötü olmadı. Böylece, ne kadar<br />

önemli bir keşfin gerçekleştiğini gören küçük bir grup bilim adamıyla birlikte<br />

RNA gibi, DNA ile ilgili diğer konularla uğraşabildik. Belki RNA da bir ilerleme<br />

sağlamadık ama eğitimi öne çıkardık. Hiçbir çalışmasına kendi adını yazdırmadım<br />

(bunu ilke edindim) pek çok bilim adamı yetiştirdim. İnsan Genom Projesi’nin<br />

ilk yöneticisi olmaktan büyük zevk alıyorum. Hep soran bir çocuktum.<br />

Soru sormayı sürdürerek, “bir şey neden öyle oluyor? Nasıl?” sorularına yanıtlar<br />

arayarak geçen ömrümün şu günlerinde genomu anlamanın tıbbı tümüyle değiştireceğine<br />

olan inancım giderek kuvvetlendi. Bugün daha çok soru var karşımızda,<br />

örneğin “akıl nasıl bir şey? Nasıl çalışır?” gibi soruların yanıtı, sorgulayıcı,<br />

ufuk açıcı zihne sahip bilim adamlarını bekliyor.<br />

İkilinin diğeri, pek de alçakgönüllü olmayan F. Crick DNA’nın keşfinden sonra,<br />

genlerin nasıl protein toparladığı konusunda çalıştı. Sonraki yıllarda “bilinç”in<br />

araştırılması konularına yöneldi. Rüyaları çalıştı. Rüyaların beynin geceleri, yeni<br />

anılara yer açmak için yaptığı ev temizliği olduğunu söyleyerek Freud’cuları<br />

şaşırttı. Yaşamın kökeni konusunda provakatif teoriler geliştirdi (Başka planet-

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!