07.10.2014 Views

lığ - Türk Tabipleri Birliği

lığ - Türk Tabipleri Birliği

lığ - Türk Tabipleri Birliği

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

18<br />

50. YILINDA HALK SAĞLIĞINA KÖPRÜ: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ •<br />

tiriyordu ve genç hekimin durumu anlaşılamıyordu. Biz ilk defa 1966 yılının<br />

Büyük Kongresi’ne prensiplerle çıktığımız zaman o prensiplerin ne olduğunu<br />

burada ifade edeyim:<br />

“Türk <strong>Tabipleri</strong> Birliği bir statü kuruluşu değildir, bir işlev kuruluşudur, fonksiyon<br />

kuruluşudur ve etkileşim kuruluşudur” diye bir demokratik haklar mücadelesi,<br />

halk sağlığını koruma mücadelesi, hekim haklarını koruma mücadelesi diye bir<br />

dizi sistemle çıkıp da “sağlık hizmeti böyle devam ettiği sürece hekimler töhmetten<br />

kurtulamaz, sağlık hizmetlerinde tam süre uygulanmalıdır” diye ilk defa 1966<br />

yılında çıktığımız zaman benim arkadaşlarım, “Biz kongreden bir tek oy alamayız,<br />

böyle bir program intihardır” demişlerdi ve benim onlara söylediğim şey,<br />

“Böyle bir programla çıkmazsak intihar etmiş oluruz” demiştim, o programla<br />

çıktık ve kazandık ve ondan sonra da hep kazandık.<br />

Erzurum’da bir Temsilciler Meclisi’ne gittiğimiz zaman -Şükrü Güner hatırlayacaktır<br />

bunu, belki Mahmut da vardı, olup olmadığını hatırlamıyorum- Temsilciler<br />

Meclisi’nde “sunuş” büyük kongrelerde “çalışma raporu” derdik, Merkez Konseyi’nde<br />

“dünya emperyalist sisteminin ve kapitalist gidişinin” ibarelerinin de yer<br />

aldığı bir sunuş yaptığımız zaman tesadüf o, Temsilciler Meclisi’ne de Erzurum<br />

Valisi ve Emniyet Müdürü katılmışlar, en önde oturuyorlar bir pazar günü. Emniyet<br />

Müdürü’nün yavaş yavaş kızardığını gördüm ve dinlerken dinlerken Valiye<br />

yan gözle bakıyordu; çünkü yakın mesafe. Sosyal Sigortalar Kurumu toplantı<br />

salonunda yapıyoruz toplantıyı, Valiye göz ucuyla “şimdi mi tutuklayayım bunları,<br />

toplantı sonunu bekleyeyim mi?” gibi bir ima içinde; çünkü önümde ve<br />

görüyorum. Adam kıpkırmızı oldu ve Vali “konuşabilir miyim?” diyerek söz istedi.<br />

Tabii “Buyurun Sayın Vali” dedik.<br />

Vali Bey geldi, “çok tebrik ederim. Ben haklarını bu kadar hizmetin içinde savunan<br />

bir kuruluş da görmemiştim. Ağlamayan çocuğa meme vermezler” diyerek<br />

övücü bir konuşma yaptı ve gözümün önünde Emniyet Müdürü yavaş yavaş<br />

soldu, rengi açıldı, adrenalin bunalımından kurtuldu, tebrikler etti, hiç beklenmedik<br />

bir şekilde “ayrılmak istediğini” söyledi. Biz uğurlarken bir şey söyledi,<br />

bana “Siz beni hatırlayamadınız, ama ben sizi tanıyorum” dedi. “Evet Vali Bey,<br />

hatırlayamadım” dedim. “Ben Diyarbakır Valisiyken siz telefon etmiştiniz” dedi.<br />

“onu da hatırlayamadığımı” söyledim. “Diyarbakır’dan olmayan bir savcı, bir<br />

hekimi tutuklamış bir masa kavgasında. Yani bir masa tartışmasında savcı ‘ben<br />

seni tutuklarım’ demiş, ‘tutuklayamazsın’ filan derken tutuklamış.” dedi. Öyle bir<br />

kafa atması şeklinde suç olmuş. Bize telle bildirdiler, biz de Valiye bildirdik, ben<br />

telefon da etmişim. İçişleri Bakanı, Başbakan, yanına bırakmayız, filan gibi tehditkâr<br />

telgraf ve telefon da öyle. “Siz böyle yapınca ben şaştım, hemen işe el<br />

koydum” dedi. Genellikle valiler böyle şeyleri gelip de az söylerler. Daha sonra<br />

biz Temsilciler Meclisi’nde Trabzon, Samsun, Bursa, Adana, Antalya ve Diyarbakır’da<br />

yaptık.<br />

Peki, ne oldu; nereden nereye geldik arkadaşlar? Şuradan şuraya geldik. Biz,<br />

statü ve prestij kurumundan işlev ve etkileşim kurumuna dönüştük. İç örgütlenmemizi<br />

artırdık, dış ilişkilerimizi geliştirdik. Neydi iç örgütlenmemiz? Tabip oda-

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!