07.10.2014 Views

lığ - Türk Tabipleri Birliği

lığ - Türk Tabipleri Birliği

lığ - Türk Tabipleri Birliği

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

• 50. YILINDA HALK SAĞLIĞINA KÖPRÜ: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ 45<br />

döneme de kısa olarak değinmek istiyorum. 12 Eylül darbesinden sonra Türk<br />

<strong>Tabipleri</strong> Birliği yeniden açıldığı zaman Nusret Fişek’in karşısındaki en büyük<br />

sorun, Birliği yeniden daha önceki etkinliğine ve saygınlığına kavuşturma konusuydu.<br />

Bu açıdan Sayın Fişek’in herkes tarafından tanınmış kişiliğiyle Türk <strong>Tabipleri</strong><br />

Birliği’nin başına getirilmiş olması bir avantaj oldu. O saygınlığın yeniden<br />

kazanılması için Sayın Fişek büyük emek harcadı ve büyük ölçüde başarılı oldu.<br />

O dönemdeki çalışmaların özellikle işçi sağlığıyla ilgili bölümüne de katılmış<br />

olmaktan onur duyuyorum.<br />

Özellikle ilk dönemdeki başarı ve büyük etkileme gücü nereden kaynaklanıyordu;<br />

onun üzerinde biraz durmak isterim. Sabahki konuşmaları da dinledim,<br />

orada birkaç arkadaş önemli bir noktaya değindiler. Bence çok önemli bir noktadır.<br />

Sayın Atabek de değindi; o nokta şu: Yapılan çalışmalarda, açıklamalarda,<br />

demeçlerde sadece hekim kamuoyunun değil, basit vatandaşın, Türkiye kamuoyunun<br />

nasıl etkileneceğine çok önem verilmesi bence çok önemli bir noktadır.<br />

Buna önem vermediğiniz zaman kamuoyunu arkanıza alamazsınız, kamuoyu<br />

desteğini arkanıza alamazsınız, kendi içinizde kapanır kalırsınız. Ne basın sizden<br />

haber verir, ne de siyasiler sizden fazla etkilenirler.<br />

Sabahleyin iki gazete gördüm; biri Milliyet, biri Cumhuriyet. Cumhuriyet’te dünkü<br />

toplantıyla ilgili bir tek satır yoktu, Milliyet de çok kısa ve işin özünü anlamadan<br />

birkaç satırlık bir haberle geçiştirmiş. Öyle mekanizmalar bulmak gerekir -ki,<br />

Sayın Atabek zamanında o mekanizmalar bulunuyordu- kamuoyu size ilgi duysun<br />

ve sizin arkanızda olsun. Ne söylemek istediğimi daha somut olarak ifade<br />

etmek isterim. Aranızda şöyle baktığım zaman en yaşlı benim. Zaman çok çabuk<br />

geçmiş, halbuki öyle değildi. Ben de sizler gibi çok genç olarak bu toplantılara<br />

katılıyordum, ama zaman çabuk geçmiş. Bu nedenle bundan sonra bir kere<br />

daha karşınıza gelme olanağım olur mu, olmaz mı bilmiyorum. Onun için şimdi<br />

söyleyeceklerimi hoşgörüyle karşılamanızı dileyerek söyleyeceğim. Belki içinizdeki<br />

bazı arkadaşlara batıcı gelecek, ama bunları söylemezsem vicdanım rahat<br />

olarak buradan ayrılmayacağım.<br />

Değerli arkadaşlarım, dünkü olayda Bakanın söylediği birtakım sözler var. Bunların<br />

aslında popülizm olduğunu, mugalata yaptığını hepimiz biliyoruz, ama bir<br />

de basit vatandaşın gözüyle bunları değerlendirmeye çalışalım. Ben, emekli<br />

olarak Ege’de bir ilçede yaşayan bir insanım ve o ilçeyi çok iyi tanıyorum. Bu<br />

ilçede SSK hastanesi ve devlet hastanesi olmak üzere iki hastane var. Buralarda<br />

çalışan 45 tane de uzman hekim var. En uygar ülkelerde bile o büyüklükte bir<br />

ilçede eğer 45 uzman hekim varsa, orada dünyanın en iyi sağlık hizmeti yürütülebilir;<br />

çünkü sayı o kadar yüksek, ama o ilçede sağlık hizmeti iyi yürümüyor.<br />

Yürümemesinin başlıca nedeni, dün Bakanın burada kendi açısından çok başarılı<br />

bir şekilde demagojisini yaptığı şu vatandaşın cebine el sokma olayı!<br />

Biz söylerken hep diyoruz ki, “hekim topluluğu içerisinde de elbette bunu yapanlar<br />

var, ama büyük çoğunluk böyle değil, her meslekte bu olur” gibi sözler<br />

kullanıyoruz. Değerli arkadaşlarım, ne yazık ki Anadolu’da ve küçük yerlerde<br />

işin boyutu bizim söylediğimizden çok çok daha büyük. Hiç kimse muayeneha-

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!