07.10.2014 Views

lığ - Türk Tabipleri Birliği

lığ - Türk Tabipleri Birliği

lığ - Türk Tabipleri Birliği

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

22<br />

50. YILINDA HALK SAĞLIĞINA KÖPRÜ: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ •<br />

niye oy verdiniz?” dedim. “Bak kardeşim, evet size oy verdim, sizi de tanımıyorum.<br />

Sizin için komünist dediler. Komünist misiniz, değil misiniz ben bilmem,<br />

ama bunu bana söyleyeni tanıyorum, o namussuzdu” dedi. (Alkışlar, gülüşmeler)<br />

“Demek ki siz namuslusunuz, oyumu da onun için verdim. Namussuz çıkarsanız<br />

bir daha da size oy vermem” dedi, ama sonuna kadar da oyunu verdi.<br />

Olay budur.<br />

Ahmet Üstünoğlu Meclis’te geldi. Nereden aklına geldi bilmiyorum, ajite olmuş<br />

demek ki, gene herhalde aramızda bir tartışma geçti veya ne olduysa bilmiyorum.<br />

Bakanın yanında bana “Siz, anarşinin merkezisiniz” dedi. “Hayrola Ahmet<br />

Bey, bu sabah kahvenizi içmediniz galiba, biraz tuhaf, alı al, moru mor görüyorum<br />

sizi” Topalak da bir adamdı, böyle hacimli ve hareketli. “Nereye gitseniz,<br />

orada eylem yapılıyor, orası işgal ediliyor” dedi. “Nereye gitmişim?” dedim.<br />

“Üniversiteye gittiniz, orası işgal edildi” dedi. “Biz işgalden sonra gittik Ahmet<br />

Bey” dedim. Türk <strong>Tabipleri</strong> Birliği’nin Büyük Kongresi’nin kararıyla gittik,<br />

1968’deki üniversite işgalini söylüyor. “Efendim, filanca yere gittiniz orası işgal<br />

edildi, Florance Nightingale’e gittiniz, orası işgal edildi” dedi. Panel, seminer için<br />

gidiyoruz ve o dönem biliyorsunuz işgaller dönemiydi. Vedat Ali de şaşırdı ne<br />

diyeceğini. “Vallahi Ahmet Bey, o gücün bende olmasını çok isterdim. Çok özlediğim<br />

bir şeyi söylediniz bana. Eğer bende bir yeri işgal ettirecek bir güç olsaydı,<br />

önce Sağlık Bakanlığı’na giderdim ve Bakanlığı işgal ettirirdim” dedim. (Alkışlar)<br />

“Çünkü hekimlerin ne istediğini söyleyeyim sana ben” dedim. “Sana” dedim<br />

artık, “sizi, bizi” kaldırdık. “Hekimler şunu söylüyor: Bu sağlık hizmetlerinin düzelmesini<br />

istiyor musunuz? O Sağlık Bakanlığı’nı boşaltacaksınız, içindeki eşyaları<br />

da önünde yakacaksınız, ancak öyle düzelir diyorlar sağlık hizmetleri. Benim<br />

öyle bir gücüm olsaydı, gelip hepinizi oradan attırırdım ve oraya işgal ettirirdim,<br />

ama yok. Hâlâ orada olduğunuza göre demek ki benim öyle bir gücüm yokmuş”<br />

dedim. Vedat Ali Özkan da “Ahmet Bey, işinize bakın” filan diye adamın<br />

içine düştüğü durumdan kendisi de rahatsız oldu.<br />

Bu kadar çiğ tartışmalara maruz kaldık ve bizim Büyük Kongremizin de Sağlık<br />

Bakanı geldi, gelmedi diye kriteri vardı. Sağlık Bakanı gelmezse Merkez Konseyi’ni<br />

hiçbir iş yapmış saymıyorlardı. O kıdemli delegeler, Sağlık Bakanı gelince,<br />

“eh işte hiç değilse Sağlık Bakanı’nı getirebildi” diyorlardı. Bizim çok kritik bir<br />

büyük kongremizde Sağlık Bakanı protesto etti, kendisini istifaya davet etmişiz,<br />

gelmiyor. “Eh, bu defa sizin durumunuz güç” dediler. “Hiç güç değil” dedim ve<br />

işe bakın ki, Sağlık Bakanı’nın gelmediği kongrede de Cumhurbaşkanı Cevdet<br />

Sunay gelmeye kalktı ve geldi. (Gülüşmeler) Delegeler baktılar ki, Sağlık Bakanı<br />

yok, fakat Cumhurbaşkanı var. O da bir anekdottur, ama anlatmayayım şimdi<br />

size, o da bir âlem tabii, bir söylediği bir söylediğiyle mutabık değil. Haydi anlatayım.<br />

Vefa Poyraz İstanbul Valisi. Konsey o zamanlar İstanbul’da ve eski bir binada.<br />

“Vefa, neresi burası?” dedi. “Burası Cağaloğlu paşam” diyor o da. “Bu gördüğüm<br />

nedir?” dedi. İstanbul Erkek Lisesini görüyor. “Lise efendim” diyor. “Hangi

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!