10.07.2015 Views

Türk ve Japon Modernleşmesi: 'Uygarlık Süreci' - Birikim

Türk ve Japon Modernleşmesi: 'Uygarlık Süreci' - Birikim

Türk ve Japon Modernleşmesi: 'Uygarlık Süreci' - Birikim

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

144AYŞE ÇAĞLARArzu <strong>ve</strong> hayaller tüketim statejilerinin oluşumunda, yani talebin yaratılmasındaönemli bir rol oynarlar. Ürünler sosyal anlamlar taşırlar <strong>ve</strong> hem kültürelbir ürün hem de değer-göstergeleri olarak her zaman sembolik bir boyut içindetüketilirler (Lee, 1993: 17-24). Ama bu ürünlerin etrafında oluşan değer göstergeleri<strong>ve</strong> tüketici hayalleri, adıgeçen ürünlere, bu ürünlerce yansıtılan hayattarzlarına, <strong>ve</strong> bu tüketim ürünleri <strong>ve</strong> hayat tarzlarıyla özdeşleştirilen sosyalgruplara atfedilen daha geniş bir imaj ağının içine oturmaktadır. Değer-göstergesininoluşum biçimi değişim <strong>ve</strong> tüketim faaliyetlerinde kavranamaz (Friedman,1995). Tüketim faaliyetlerine anlam <strong>ve</strong>ren ne ürünler ne de tüketicilerdir;fakat, bağlamın kendisidir. Değişik insan grupları, aynı malı değişik biçimlerdetüketmekle kalmazlar; aynı zamanda aynı ürünlere -bağlamın belirleyiciliğinde-farklı değer-göstergeleri atfedebilirler (Çağlar, 1998).Bir sosyal grubun ürünlerle ilgili deneyimleri bu deneyimin grup içindekioluşturulma biçimiyle çok yakından ilgilidir (Friedman). Bir başka deyişle,ürünler daha geniş sosyal <strong>ve</strong> sembolik bir çerçe<strong>ve</strong> içinde cisimlenirler. Yani insan-maddeilişkilerini, bunların toplumsal olarak şekillendiği tarihsel <strong>ve</strong> yerelözgül bağlamların dışında anlamak imkansızdır. Bu nedenle, tüketim faaliyetidaima toplumsal özgüllüğe sahip olup kendisini oluşturan daha geniş bağlamınanalizini gerektirir. Bu noktada unutulmaması gereken, tüketimin sosyal, siyasi<strong>ve</strong> iktisadi dinamiklerin birbirleriyle karşılıklı etkileşim içinde olduğu bir alanakarşılık geldiğidir. Dolayısıyla tüketim ilişkilerinin incelenmesi bize o toplumdakisosyal ilişkilerin doğası hakkında bir çok ipucu sunar. Bir toplumda ihtiyaçlarnasıl karşılanır? İhtiyaçların karşılanmasında devletin, piyasanın <strong>ve</strong> otoplumdaki karşılıklılık ilişkilerinin rolü nedir? Bu sorulara <strong>ve</strong>rilecek cevaplarbireyleri sosyal hayatın içine kabul eden ya da onları bu hayatttan dışlayan toplumsaldinamikler konusunda aydınlatıcıdır.Kısaca, insanlar <strong>ve</strong> ürünler arasındaki ilişkiler ne kendi içinde sınırlabilir nede onlara kendine has özellikler atfedilebilir. Tüketim, kişisel seçimler yapan bireylertarafından gerçekleştirilen bir eylem olsa da, esasen köklü bir biçimdekolektif bir faaliyettir. Dolayısıyla, tüketim analizi, ticaret, endüstri <strong>ve</strong> devlet politikalarıgibi makro projelerin yanı sıra değer-göstergelerini anlamlandıran kültürelimajların da derinlemesine ele alınmasını zorunlu kılar.Tüketimin bu özelliklerini takiben, belirli ürünler etrafındaki dinamiklere bakarakAlman Türkleri’nin hem Alman hem de Türk toplumu içindeki yerleriniinceleyebiliriz. Alman Türkleri’nin Alman <strong>ve</strong> Türk toplumuna kabul edilme <strong>ve</strong>yabu toplumlardan dışlanma sorununu bu insanların tüketim stratejileri çerçe<strong>ve</strong>sindenele almak şu tür sorular sormamıza yol açar: Alman Türkleri’nin“ihtiyaçlar”ı ne ölçüye kadar tanınabilmiş, tatminleri <strong>ve</strong> topluma tam katılımlarıne kadar başarılabilmiştir? Sırf piyasa mekanizmasıyla karşılanması mümkünolmayan ihitiyaçlarının tatmini için ne tür politikalar geliştirilmiştir? Belirli ihtiyaçlarınkarşılanması “cemaat”e mi bırakılmıştır?

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!