Gençliğini Yaşamayan Bir Kuşağın “Çocukluğa” İhanetiTezcan Karakuş Candan“Çocuklar sizin çocuklarınız değil,onlar hayatın kendine duyduğu hasretin oğulları vekızları,onlara sevginizi verebilirsiniz, düşüncelerinizi değil,çünkü onlarında kendi düşünceleri vardır,bedenlerini tutabilirsiniz ruhlarını değil,çünkü ruhları yarındadır.Siz ise yarını düşlerinizde bile göremezsiniz,Siz onlar gibi olmaya çalışabilirsinizama sakın onları kendiniz gibi olmaya zorlamayın,çünkü geri geri gitmez hayat dünle oyalanamaz.”Onlar “gençliğimizi yaşamadık diyen” bir kuşağınpolitikacıları ve şimdi çocukluğunu yaşayamayacakbir nesil yetiştirmek için kolları sıvadılar. Büyüklertoplandılar, çocuklar için çocukların geleceği için,karar veriyorlar. Eğitim sistemi büyüklerin ellerindeoyuncağa dönüyor. Belli ki gençliğini yaşamayanpolitikacılar çocukluklarını da yaşamamışlar… Eğitimsistemi, evrensel bilginin çocuklarla buluşmasıdeğil de, hükümetin ideolojisinin bir parçası olmayabaşlıyorsa o eğitim değildir, zaten… “Üç dörtlük”olarak önümüze sunulan da budur. Çocuklarımızıngeleceğini ipotek altına almak, bilimsel bilgininevrensel niteliğini unutturmak araştırmacı, sorgulayıcıeğitimin çocuklarımızla buluşmasını engellemek.Hepimiz 10 yaşında olduk, o günlere ait anılarımız,bugünü anlamamıza neden oluyor… 10 yaşındaiken sokakta koşturduk, saklambaç oynadık…Henüz evimizin köşesindeki boş arsaya çok katlıyapılar dikilmemişti. O arsada top oynadık. Yağmuryağdığında toprak kokusunu içimize çektik… Yazgeldiğinde, oyun oynadığımız arkadaşlarımızınkuran kursuna gittiğini görünce merak ettik… Enyakın camiye arkadaşlarımızla gitmeye karar verdik.Anlamadığımız duaları duyduğumuzda, gülmeyebaşladığımız için kuran kursundan atıldık… Ve bizsokağa çıkıp yeniden oynamaya başladık… Çünkü 10yaşındaydık ve çocuktuk…Şimdi 10 yaşında çocukların dini eğitim almasınınönünü açan 4+4+4 eğitim sistemi meclis gündeminegeliyor. Belli ki yasayı gündeme getirenler 10 yaşlarınıhatırlamıyorlar… Ya da 10 yaşında oyunları ellerindenalınarak, dini eğitime yönlendirilenler, çocuklukları ilehesaplaşıyor ve çocukluklarına öfkelenerek, çocukluğaihanet ediyorlar… Çocuklarımızın çocukluklarınıçalmaya yelteniyorlar…“Üç dörtlük” bir senfoni değildir yaşanan. Bir ülkeningeleceğine ipotek koymaktır, geleceksizleştirmektir4+4+4… Her dördün bir anlamı var. En önemlisibirincisi… Birinci dört oyun bitti, çocuk olmadan gelinde olabilirsin işçi de, hatip te… İkinci dört sorgulamabitti… demokrasi bitti… üçüncü dört, olgun meyve…Neiçin? Ucuz iş gücü, sesini çıkartmayan, biat eden birgençlik yaratmak, diplomalı eğitimsizler oluşturmaksaltanatı sürdürmek için…Çocuklarla yaptığımız bir çalışma ile bitirelimsözlerimizi. Çocuklar kendileri için bir kent yapıyorlar…10–12 yaş grubundalar… Yaptıkları kentin etrafınıyüksek surlarla çevirmişler, Neden yüksek duvarlarsorusunun cevabı çok net ve bir kerede açıklanıyor:“Büyükler girmesin, özgürlüğümüzü kısıtlıyorlar”…Büyüklere ve 4+4+4 eğitim sistemini çıkartanlara engüzel cevap... ■42KENT VE ÜLKE GÜNDEMİ
Yapı Denetimi Üzerine…A.İmran KARAMAN2001 yılından bugüne, sürekli değişikliğe uğrayan YapıDenetim Kanunu son günlerde yeniden ama köklübir değişikliğe uğrayarak karşımıza çıkmaktadır. Bugüne nasıl gelindiğine ilişkin, biraz geçmişe giderekhatırlamak gerekiyor.Yeryüzünün en aktif deprem kuşaklarından birisininüzerinde bulunan ve topraklarının yüzde 96’sı farklıoranlarda deprem tehlikesine sahip olan; ayrıca,nüfusunun yüzde 98’inin bu bölgelerde yaşadığıülkemizde yıllardır yürürlükte olan imar ve afetlereilişkin var olan kanun, yönetmelik ve genelgelererağmen, etkili bir yapı denetim uygulanamadığıbilinmektedir. Ülkemizde son çeyrek yüzyıl içerisindemeydana gelen depremlerde karşı karşıya kaldığımızolumsuzluklar bize, planlama, yapım ve denetimkonusunda olumlu bir gelişmenin sağlanamadığınıgöstermiştir. Ayıca, hızlı nüfus artışı, göç, kaçakyapılaşma, özellikle 1984 yılından itibaren başlayan vesıkça başvurulan imar aflarıyla yapıların denetimsizliğidaha da artmıştır.Ülkemizde şehirleşme ve yapılaşmaya ilişkin denetimesaslarını getiren yasal düzenlemeleri kronolojikolarak hatırlamakta fayda var. 1930 yılında yürürlüğegiren 1580 sayılı Belediye Kanunu ve UmumiHıfzıssıhha Kanunu, 1933 yılında yürürlüğe giren Yapıve Yollar Kanunu, yine 1944 yılında yürürlüğe girenYer Sarsıntılarından Evvel ve Sonra Alınacak TedbirlerHakkında Kanun, 1948 yılında yürürlüğe giren BinaYapımı Teşvik Kanunu gibi düzenlemelerle yapıdenetimi sağlanmak istenmişse de, 1950 ve sonrasıyaşanan göç, plansız sanayileşme, çarpık kentleşme,bu yasal düzenlemeleri uygulanamaz hale getirmiştir.1956 yılında, belediye sınırları ve mücavir alanlardayerleşme ve yapılaşmaları disipline etmek ve bir planbütünlüğü içerisinde ele almak amacıyla 6785 sayılıİmar Kanunu yürürlüğe konulmuş ve ülkenin konut,yerleşme, sanayileşme ve yapılaşma sürecini dahaetkili yönlendirmek ve denetlemek amacıyla 1958yılında İmar İskan Bakanlığı kurulmuş olmasınarağmen, yine çarpık kentleşme ve kaçak yapılaşmaengellenememiştir.1<strong>97</strong>2 yılında 1605 sayılı Yasa ve 6785 sayılı İmarKanunu kapsamı, metropol kentler, bölge ve alt bölgeplan kavramlarıyla daha da genişletilerek, denetimsizyapıların, kaçak yapıların, çarpık kentleşmeninengelleneceği düşünülmüş; ancak, bunlar da yetersizkalmıştır. Yine fiziksel planlamanın merkezi yönetiminvesayetine alınarak, imar planlama yetkisini yerelyönetimlere bırakan 3194 sayılı İmar Kanunu 1985yılında yürürlüğe girmiştir.1985 yılı ve sonrası ne olmuştur? 3194 sayılı Kanunda,proje denetimi yerel yönetimlere ve valiliklere, yapıdenetimi ise fenni mesul olan mimar ve mühendislerebırakılmıştır. Ancak, 1999 yılında arka arkayayaşanılan depremlerle, hem planlamanın, hem defenni mesullüğün gereğince yapılamadığı görülmüş ve595 sayılı Yapı Denetim Hakkında Kanun HükmündeKararname 10 <strong>Nisan</strong> 2000 tarihinde yayınlanmış,10 Temmuz 2000 tarihinde 19 ilde uygulanmasınabaşlanmıştır. Anayasa Mahkemesinin 24 Mayıs 2001tarihinde 595 sayılı Kanunu iptaliyle, bugün yürürlükteolan; ama genelgelerle, yönetmeliklerle süreklideğişikliğe uğrayan 4708 sayılı Kanun 13 Ağustos 2001tarihinde yürürlüğe girmiş ve 19 ilde uygulanmayabaşlanmış, daha sonra 1 Ocak 2011 tarihinden itibarende 81 ilde uygulanmaya başlanmıştır.Bilindiği gibi, daha önce denetim belgesi alacak olankişilerde 12 yıl şartı aranırdı, tüm ülkede bu denetimiyapacakları için 5’e indirdiler. Çünkü yeterli mimar,mühendis yok. Yeni kurulan denetim firmaları, mimarve mühendis kadrolarını <strong>Ankara</strong>’dan, İstanbul’dan,İzmir’den, diğer büyük illerden bulundukları illeretransfer etmeye başladılar. Hakediş veya projedenetimi veya ruhsat aşaması geldiği zaman birbakıyorsunuz, o bölgede 20 tane mimar, mühendisaynı uçakla geliyor. Böyle bir şey olabilir mi?43