12.07.2015 Views

Bülten 97 (Mart-Nisan 2012) - Mimarlar Odası Ankara Şubesi

Bülten 97 (Mart-Nisan 2012) - Mimarlar Odası Ankara Şubesi

Bülten 97 (Mart-Nisan 2012) - Mimarlar Odası Ankara Şubesi

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

“İş Kazalarında Avrupa Birincisi, Dünya Üçüncüsüyüz”Bu Sonuç Karşısında Övünmeli Miyiz, Düşünmeli Miyiz?TMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>16 <strong>Mart</strong> <strong>2012</strong>• 2007 – <strong>2012</strong> Tuzla Tersanelerinde yaşanankazalarda yaklaşık 500 işçi,• 31 Ocak 2008 İstanbul Davutpaşa kaçak işyerindemeydana gelen patlama sonucu 23 işçi,• 3 Şubat 2011 <strong>Ankara</strong> Ostim OSB’de meydanagelen patlama sonucu 20 işçi,• 11 Şubat 2011 Kahramanmaraş Afşin kömürsahasında toprak kayması sonucu 10 işçi,• 24 Şubat <strong>2012</strong>’Adana Kozan Baraj inşaatındabaraj kapağının patlaması sonucu 10 işçi,ve son olarak...11.03.<strong>2012</strong> İstanbul Esenyurt AVM inşaatındaçıkan yangında 11 işçi hayatını kaybetti.Kamuoyuna yansıyanlar dışında son on yılda işkazaları sonucu hayatını kaybeden işçilerin sayısıonbinin üzerindedir.Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) TürkiyeTemsilcisinin ”İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası” nedeniile düzenlenen bir toplantıda “İnşaat sektöründe heryıl atmışbin ölümcül kaza olmakta ve her on dakikadabir kişi inşaatlarda hayatını kaybetmektedir” söylemiçarpıcıdır. Ülkemizde de özellikle kent içi inşaatlarda;gerek çalışanların güvenliği gerekse şantiyelerinçevresinde yarattığı güvensizlik göz ardı edilemeyecekboyutlardadır. Ülkemizde en büyük sorunlardan biriolan kayıt dışı isdihdam nedeniyle kayda geçmeyen işkazalarında hayatını kaybedenlerin sayısını ise tahminetmek bile çok zordur.İnsan yaşamına, insan emeğine değer vermeyenbir anlayışın çalışma alanına yansımalarını ibretleizliyoruz. İş sağlığı ve güvenliği konusundakiduyarsızlığa ne yazık ki en fazla inşaat sektöründerastlamaktayız. Güvenlikle ilgili yapılması gerekenharcamalar, gereksiz masraf olarak görülmekte ve işinciddiyetinden uzak yaklaşımlar tercih edilmektedir.Oysaki tüm dünyada olduğu gibi özellikle emeğe dayalıçalışmanın ve iş gücünün yoğun olduğu ülkemizde işsağlığı ve iş güvenliği üzerinde durulması gerekenöncelikli konudur. Ulusal ve uluslararası mevzuatta“iş güvenliği ve sağlığı” ile ilgili düzenlemeler yapılmışolmasına karşın gerekli denetimlerin yapılmamasınedeniyle karşılaşılan iş kazaları kamu vicdanını sonderece rahatsız eden önemli bir toplumsal sorunhaline gelmiştir.İş yerlerinin denetimi ve gözetimi devletin asligörevlerindendir. Sosyal Güvenlik ve ÇalışmaBakanlığı bu anayasal görevini 2004 yılından bu yanaözel sektöre devretmek için elinden geleni yapmakta,açılan davalarda verilen kararları etkisiz kılmak içinsürekli yasa ve yönetmelik değişikliği yapılmaktadır.Bugün ülkemizde en önemli eksiklik, kamu hizmetindenolan işyerlerinin denetlenmesiyken; iş güvenliği veiş sağlığı hizmetini yerine getirmeyen kurumlarıylaülkemizde “sosyal devlet”ten söz edilebilir mi?İş kazalarında Avrupa birincisi, Dünya üçüncüsüyüz. Buistatistiklerden çıkan sonuç; ülkemizde sağlıklı ve güvenli birortamda yaşama ve çalışma hakkının olmadığıdır. İnsanınyaşama ve beden sağlığı en temel, evrensel haklarındandır.Devlet bunun teminatı olmalıdır. Bakanlık tüm bu kazalarınsonuçlarını birkaç kişiye yükleyerek işin içinden çıkma yolunutercih etmemelidir. Öncelikle Çalışma ve Sosyal GüvenlikBakanlığı denetlenmeyen iş yerlerinde yaşanan iş kazalarınınsorumluluğunu kabullenerek, bu alanı özel sektöre devretmekyerine, yeni düzenlemelere gitmelidir. Bu süreçde demokratikkatılım yöntemiyle, meslek odaları ile birlikte insana yaraşırişyeri ortamının yaratılması yolları oluşturulmalıdır.. ■67

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!