kendi öz ereði olan ve kendi kendinde yatýþtýrýlmýþ bulunan insanalyaþam, kendi özüne eriþmiþtir.Soyut biçimi [XXXI] altýnda, diyalektik olarak, bu hareket,demek ki, gerçekten insanal yaþam olarak görünür, ve [sayfa 260] nede olsa insanal yaþamýn bir soyutlamasý, bir yabancýlaþmasý olduðundan,tanrýsal süreç, ama insanýn tanrýsal süreci olarak görünür– kendinden ayrý, soyut, arý, mutlak özünün kendisinden geçtiðisüreç.Üçüncü olarak: Bu sürecin bir etkeni, bir öznesi olmalý; amabu özne ancak sonuç olarak görünür; bu nedenle bu sonuç, yanikendini mutlak kendinin bilinci olarak tanýyan özne, kendini tanýyanve belirten Tanrý, mutlak Tin, ikir’dir. Gerçek insan ile gerçekdoða, bu saklý gerçek-dýþý insan ile bu gerçek-dýþý doðanýn yalýnyüklemleri, simgeleri durumuna gelirler. 88 Demek ki, özne ile yüklem,birbirleri karþýsýnda mutlak bir terslik iliþkisi içindedirler; gizemliözne- nesne ya da nesneyi aþan öznellik, süreç olarak mutlak özne(özne bu yabancýlaþma temelinde yabancýlaþýr, kendine döner,ama ayný zamanda bu yabancýlaþmayý kendi içinde onarýr) ve busüreç olarak öznedir; bu, kendi içinde, durmayan, arý bir çemberselharekettir.Birinci nokta. Ýnsanýn kendi kendini oluþturma ve kendikendini nesnelleþtirme eyleminin biçimsel ve soyut kavranýþý.Yabancýlaþmýþ nesne, insanýn yabancýlaþmýþ özsel gerçekliði–çünkü Hegel insaný kendinin bilincine eþit olarak koyar– bilinçten,yabancýlaþma içinden, yabancýlaþmanýn soyut, ve bunun sonucuboþ ve gerçek-dýþý dýþavurumundan, yadsýmadan baþka bir þeydeðildirler. Öyleyse yabancýlaþmanýn kaldýrýlmasý da, bu boþsoyutlamanýn boþ ve soyut bir kaldýrýlmasýndan, yadsýmanýn yadsýnmasýndanbaþka bir þey deðildir. Kendinin nesnelleþmesinin,özlü, canlý, duyulur, somut etkinliði demek ki, kendi arý soyutlamasý,mutlak olumsuzluk durumuna gelir, – sýrasý gelince, [sayfa 261] soyutlamaolarak saptanmýþ ve baðýmýz bir etkinlik olarak, arý durumundakietkinlik olarak düþünülmüþ bulunan soyutlama. Nedir ki, sözügeçen olumsuzluk, bu canlý, gerçek eylemin boþ ve soyut biçimin-88euerbach, Geçici Tezler’de (§ 51) þöyle yazar: “Hegel’de düþünce, varlýk’týr; düþünceözne, varlýk da yüklem’dir. Mantýk, düþünce öðesi içindeki, ya da kendi kendini düþünendüþünce, yüklemsiz özne olarak düþünce ya da ayný zamanda hem özne hem de kendiöz yüklemi olan düþüncedir.” (loc. cit.. s. 120.)152 Karl Marks<strong>1844</strong> Elyazmalarý
den baþka bir þey olmadýðýndan, içeriði de ancak tüm içerik biryana býrakýlarak üretilmiþ, biçimsel bir içerik olabilir. Bu nedenle,bunlar, soyutlamanýn, her içeriðe uygun ve bunun sonucu her içeriðekayýtsýz olduðu kadar, bunlardan herbiri için de geçerli soyutgenel biçimleridirler, gerçek tin ve gerçek doðadan koparýlmýþ,düþünce biçimleri, mantýksal kategorilerdir bunlar. (Mutlakolumsuzluðun mantýksal içeriðini daha ilerde açýndýracaðýz.)Hegel’in burada olumlu olarak gerçekleþtirmiþ bulunduðuþey, –kurgusal Mantýk’ýnda– düþüncenin belirli kavramlarýnýn, durukevrensel biçimlerini, doða ve tin karþýsýndaki baðýmsýzlýklarý içinde,insanal varlýðýn, öyleyse insan düþüncesinin de, genel yabancýlaþmasýnýnzorunlu sonucu durumuna getirmiþ, ve sonuç olarak onlarýsoyutlama sürecinin uðraklarý olarak sunmuþ ve biraraya getirmiþolmasýdýr. Örneðin, aþýlmýþ varlýk öz, aþýlmýþ öz kavram, aþýlmýþkavram... mutlak ikirdir. Ama mutlak ikir nedir? Eðer tüm soyutlamaeyleminden, baþýndan beri bir kez daha geçmek, ve bir soyutlamalarbütünselliði ya da kendi kendini kavrayan soyutlama olmaklayetinmek istemezse, sýrasý gelince o da [mutlak ikir -ç.] aþýlýr.Ama kendini soyutlama olarak kavrayan soyutlama, kendini birhiç olarak bilir; kendi kendini býrakmalý, soyutlamayý býrakmaktýr,ve böylece kendi dolaysýz karþýtý olan bir varlýða, Doðaya varýr.Tüm Mantýk, demek ki, soyut düþüncenin, týpký mutlak ikir gibi,kendi baþýna hiç bir þey olmadýðýnýn, sadece doðanýn bir þey olduðununkanýtýdýr.[XXXII] Mutlak ikir, “kendi kendisi ile birliðine göre gözönündetutulursa, seyredalma (contemplation) 89 olan” [sayfa 262] (Hegel,Ansiklopedi, 3. baský, s. 222), “kendi mutlak doðrusunda, kenditikellik ya da birinci belirlenim ve öteki varlýk uðraðýný kendindenözgürce çýkartmaya, kendi yansýsý olarak araçsýz fikrini, doða olarakkendinden özgürce çýkartmaya karar veren” 89a soyut ikir, öylesinetuhaf ve öylesine garip bir biçimde davranan ve hegelcilerinüzerinde öylesine kafa þiþirdikleri tüm bu ikir, soyutlamadan, yanisoyut düþünürden baþka bir þey deðildir. Deney tarafýndan bilgilikýlýnmýþ ve kendi doðruluðu üzerinde aydýnlanmýþ olarak, bu ikir,–kendi baþlarýna yanlýþ ve gene soyut– birçok koþullar altýnda,89Anschauung. Sezgi, dolaysýz görüþ anlamýnda, seyredalma ile çeviriyoruz.89aHegel, Ansiklopedi, 3. baský s. 222/§ 244/. (Marx’ýn notu.)Karl Marks<strong>1844</strong> Elyazmalarý153
- Page 1 and 2:
KARL MARKS1844ELYAZMALARIEKONOMÝ P
- Page 5:
ÝÇÝNDEKÝLER9 Ö n s ö z14 Biri
- Page 9 and 10:
Ö N S Ö Zransýz-Alman Yýllýkla
- Page 11 and 12:
yapýtlarý dýþýnda-, Hess’ in
- Page 13 and 14:
lemede, felsefenin ve özellikle He
- Page 15 and 16:
sahibi ile kapitalist, gelirlerine
- Page 20 and 21:
mesi için zorunlu olan bölümü.
- Page 22 and 23:
Emek, kendini, ekonomi politikte, a
- Page 24 and 25:
nin karþýlanmasý için yeterli o
- Page 26 and 27:
[sayfa 110] adlý yapýtýnda, Ýng
- Page 28 and 29:
en küçük bir kaygý duymaksýzý
- Page 30 and 31:
Örneðin büyük bir servete konar
- Page 32 and 33:
gerekli olanýn, her zaman ötesind
- Page 34 and 35:
caklarý kendiliðinden anlaþýlý
- Page 36 and 37:
zenginliðinin geliþmesini öngere
- Page 38 and 39:
da, büyük ve küçük sermayeleri
- Page 40 and 41:
iþçilerinin kazancýna gelince, f
- Page 42 and 43:
tan sonra, nüfusunun on ya da onik
- Page 44 and 45:
ellerine almýþlardýr. Bkz: Birmi
- Page 46 and 47:
u iyileþtirmeler kendi öz fonlar
- Page 48 and 49:
doðal rantý, ya da topraklarýn
- Page 50 and 51:
dýrabileceði sayý oranýnda deð
- Page 52 and 53:
örnektir, çünkü ev kirasý ile
- Page 54 and 55:
Peru madenlerinin baþýna ayný þ
- Page 56 and 57:
nün, tüm siyasal renkten arýnmý
- Page 58 and 59:
Çünkü büyük toprak mülkiyeti,
- Page 60 and 61:
[YABANCILAÞMIÞ EMEK][XXII] Ekonom
- Page 62 and 63:
Bir þey açýklamak istediði zama
- Page 64 and 65:
iliþkin bir nesne, onun emeðine b
- Page 66 and 67:
de, týpký öyle, kendi öz etkinl
- Page 68 and 69:
etkinlik, insanýn türsel özlüð
- Page 70 and 71:
kendi emek ürününe ve kendi [say
- Page 72 and 73:
la, iþçi bu emek ile ona yabancý
- Page 74 and 75:
sorununu, yabancýlaþmýþ emeðin
- Page 76 and 77:
ÝKÝNCÝ ELYAZMASI 1[EMEK VE SERMA
- Page 78 and 79:
uzaklaþtýrýlmýþ bir varlýk ol
- Page 80 and 81:
yardýmýyla geçindiren kölesine
- Page 82 and 83:
araçlarý fiyatlarýný artýrýp,
- Page 84 and 85:
ÜÇÜNCÜ ELYAZMASI 1[ÖZEL MÜLK
- Page 86 and 87:
politik, kendini ortaya tek siyaset
- Page 88 and 89:
yetinin feodal niteliðini kaldýr
- Page 90 and 91:
tarafýndan konulmuþ [bir karþýt
- Page 92 and 93:
insanla iliþkisidir, týpký insan
- Page 94 and 95:
tanýnmýþ gerçek yaþamýnýn da
- Page 96 and 97:
ütünsellik, gerçeklikte ya toplu
- Page 98 and 99:
Ayný biçimde öteki insanlarýn d
- Page 100 and 101:
hareketi ile bu kuruluþ için gere
- Page 102 and 103: ihin kendisi doða tarihinin, doða
- Page 104 and 105: sorun, bir soyutlama ürününün t
- Page 106 and 107: [ÖZEL MÜLKÝYET REJÝMÝNDE VE SO
- Page 108 and 109: - Bu yabancýlaþma öte yandan, bi
- Page 110 and 111: zenginliði koyar ve senin yapamad
- Page 112 and 113: {Ýktisat ilkesi olarak gereksinme
- Page 114 and 115: sahip bulunan insanal özün temell
- Page 116 and 117: terini de kendi isteðinin kurbaný
- Page 118 and 119: getiren fizyokratlarýn kanýtýna
- Page 120 and 121: alýþveriþ ve deðiþim eðilimi
- Page 122 and 123: me eðilimi gösteren bütün iþle
- Page 124 and 125: kurulmasýný dile getirmesi sorunu
- Page 126 and 127: 229] (yeme, içme, nesnenin biçiml
- Page 128 and 129: Shakespeare paranýn özünü yetki
- Page 130 and 131: ireyin sadece imgeleminde varolan g
- Page 132 and 133: öylesine bir güç ile olgunlaþm
- Page 134 and 135: euerbach, hegelci diyalektik karþ
- Page 136 and 137: cine karþý çýkaran ayrýmýný
- Page 138 and 139: tüm onarýmý, soyut, yani mutlak
- Page 140 and 141: diyalektik ile iliþkisini, ve hem
- Page 142 and 143: ilincinin yabancýlaþmasýdýr; 3
- Page 144 and 145: yani eðilimlerinin nesneleri, bað
- Page 146 and 147: insanýn gerçek doðal tarihidir -
- Page 148 and 149: ürününü tanýdýktan sonra, gen
- Page 150 and 151: Týpký, aþýlmýþ niceliðin nit
- Page 154 and 155: kendinden vazgeçmeye, ve kendi yan
- Page 156 and 157: anlamý vardýr.“Sýnýrlý tanr