gerekli olanýn, her zaman ötesinde 46 bir þey olmalýdýr. Kâr ya da net kazancýgerçekten oluþturan þey, sadece bu artýdýr. En düþük faiz oranýiçin de, bu böyledir.” (Smith, c. I, s. 196.)“[III] Olaðan kârlarýn yükselebilecekleri en yüksek oran, metalarýnen büyük bölümünde, toprak rantýna gitmesi gereken þeyin tümünü46 koparýp alan ve emek ücretini ödemek için sadece zorunlu olanþeyi 46 emeðin ödenebileceði en düþük oraný 46 [...] býrakan orandýr. Ýþçininher zaman, þu ya da bu biçimde, iþ onu uðraþtýrdýðý zaman boyunca 47beslenmiþ olmasý gerekir; ama toprak sahibinin rant almamasý pekâlâolabilir. Örnek: Bengal’de, Hindistan Tecim Ortaklýðýnýn adamlarý.”(Smith, c. I, s. 197-198.)Kapitalist, bu durumda yararlanabileceði kýsýtlý bir rekabetintüm üstünlüklerinden baþka, pazar fiyatýný dürüst bir biçimdedoðal fiyat üzerinde de tutabilir.“Bir yandan, tecimsel sýr ile.“Eðer pazar, onu azýklandýran kimselerden çok uzakta ise: özelliklefiyat deðiþikliklerini gizli tutarak, fiyatý doðal durumun üzerine yükselterek.48 Bu sýr, gerçekte öbür kapitalistlerin de sermayelerini bu kolayatýrmamalarý sonucunu verir.“Sonra, kapitalistin kendi metaýný, daha düþük üretim [sayfa 117]masraflarý, ve daha yüksek bir kâr ile, ayný, hatta rakiplerinden dahadüþük bir fiyat üzerinden sürebilmesini saðlayan yapým sýrrý ile (Gizlitutarak aldatmak töredýþý deðil. Borsa tecimi). – Ayrýca, üretimin belirlibir yere baðlý bulunduðu (örneðin deðerli bir þarap gibi) ve edimseltalebin hiç bir zaman karþýlanamadýðý yerlerde. Son olarak bireyler yada ortaklýklar tekelleri ile. Tekel fiyatý, yükseltilebildiði kadaryükseltilmiþtir.” 49 (Smith, c. I, s. 120-124.)“Sermaye kârýný yükseltebilecek öbür raslansal nedenler. Yeniülkeler ya da yeni tecim dallarýnýn ele geçirilmesi, hatta zengin birülkede bile, sermayelerin bir bölümünü eski tecim kollarýndan çektiði,rekabeti azalttýðý, pazarý daha az, ama o zaman da fiyatlarý yükselenmetalar ile azýklandýrttýðý için, çoðu kez sermayelerin kârýný artýrýr; bukollarýn tecimenleri o zaman ödünç parayý daha yüksek bir oran üzerindenödeyebilirler.” (Smith, c. I, s. 190.) 5046Altý Marx tarafýndan çizilmiþ.47Marx’ta: bir iþte çalýþtýrýldýðý sürece.48Smith, c. 1, s. 121.49Smith’te: “Tekel fiyatý, her an, elde edilmesi olanaklý en yüksek fiyattýr.”50Smith’te: “Yeni bir ülkenin ya da bazý yeni tecim kollarýnýn elde edilmesi, hattabolluða doðru hýzlý ilerlemeler yapan bir ülkede bile, bazan sermaye kârlarýný, ve onlarla32 Karl Marks<strong>1844</strong> Elyazmalarý
“Bir meta ne kadar çok iþlenirse, fiyatýn ücret ve kârlara dönüþenbölümü, ranta dönüþen bölümüne göre o kadar büyür. Ýþgücünün(main-d’œuvre) bu meta üzerinde gerçekleþtirdiði ilerlemelerde, sadecekârlarýn sayýsý artmakla kalmaz, ama sonraki her kâr daha öncekindendaha büyüktür de, çünkü çýktýðý sermaye [IV] zorunlu olarak dahabüyüktür. Örneðin dokumacýlarý çalýþtýran sermaye, iplik eðiricileriçalýþtýran sermayeden daha büyüktür, çünkü sadece bu son sermayeyikârlarý ile birlikte yenilemekle kalmaz, ama ayrýca dokumacýlarýn ücretlerinide öder; ve [...] kârlarýn her zaman sermaye ile belirli bir oraniçinde bulunmalarý gerekir.” (c. I, s. 102-103.) [sayfa 118]Demek ki, insan emeðinin, iþlenmiþ doða ürünü durumunadönüþtürdüðü doðal ürün üzerinde gerçekleþtirdiði ilerleme, ücretideðil, ama ya kâr getiren sermayeler sayýsýný, ya da sonraki tümsermayenin önceki sermayelere oranýný artýrýr.Kapitalistin iþbölümünden saðladýðý kâr üzerinde ilerde geneduracaðýz.Kapitalist, ilkin iþbölümünden, ikinci olarak da insan emeðinindoðal ürün üzerinde gerçekleþtirdiði ilerlemeden, ikili bir kârsaðlar. Bir metaya insanal katký ne kadar büyükse, cansýz sermayeninkârý da o kadar büyük olur.“Bir ve ayný toplumda, ortalama sermaye kazançlarý oraný, aynýbir düzeye, çeþitli emek türlerinin ücretinden daha yakýndýr. 51 (c. I, s.228.) Sermayelerin çeþitli kullanýmlarýnda, normal kâr oraný, gelirlerinaz ya da çok kesinliðine göre, az ya da çok deðiþir. Kâr oraný 52 her zamanazçok tehlike ile birlikte yükselir. Gene de, tehlike oranýnda, ya datehlikeyi büsbütün ödünleyecek bir biçimde yükselir gibi görünmez.”(Ibid., s. 226-227.)Sermaye kârlarýnýn, dolaþým araçlarýnýn hafiflemesi ya dadaha küçük maliyet fiyatý (örneðin kaðýt para) ile birlikte de artabirliktede para faizini yükseltebilir. ... Eskiden baþka iþlerde kullanýlmýþ bulunan sermayelerinbir bölümü, daha kârlý olan bu yeni iþlere yatýrýlmak üzere, o iþlerden zorunlu olarakçekilmiþtir; böylece, bütün bu eski iþ kollarýnda, rekabet eskisinden daha az bir durumagelir. Pazar, çok çeþitli emtia türleri ile daha eksik bir biçimde azýklandýrýlma durumundakalýr. Bu metalarýn fiyatý zorunlu olarak azçok yükselir ve bunlarýn tecimini yapankimselere daha büyük bir kâr saðlar; bu durum da, onlarý, kendilerine verilen ödünçleridaha yüksek bir faiz ile ödeyebilecek bir duruma getirir.”51Smith’te: “... ayný bir toplum ya da kantonda, sermayelerin çeþitli kullanýmlarýndakinormal ortalama kârlar oraný, ayný düzeye, çeþitli emek türlerinin parasal ücretlerindençok daha yakýn bulunacaktýr...”52Smith’te: “Normal kâr oraný“.Karl Marks<strong>1844</strong> Elyazmalarý33
- Page 1 and 2: KARL MARKS1844ELYAZMALARIEKONOMÝ P
- Page 5: ÝÇÝNDEKÝLER9 Ö n s ö z14 Biri
- Page 9 and 10: Ö N S Ö Zransýz-Alman Yýllýkla
- Page 11 and 12: yapýtlarý dýþýnda-, Hess’ in
- Page 13 and 14: lemede, felsefenin ve özellikle He
- Page 15 and 16: sahibi ile kapitalist, gelirlerine
- Page 20 and 21: mesi için zorunlu olan bölümü.
- Page 22 and 23: Emek, kendini, ekonomi politikte, a
- Page 24 and 25: nin karþýlanmasý için yeterli o
- Page 26 and 27: [sayfa 110] adlý yapýtýnda, Ýng
- Page 28 and 29: en küçük bir kaygý duymaksýzý
- Page 30 and 31: Örneðin büyük bir servete konar
- Page 34 and 35: caklarý kendiliðinden anlaþýlý
- Page 36 and 37: zenginliðinin geliþmesini öngere
- Page 38 and 39: da, büyük ve küçük sermayeleri
- Page 40 and 41: iþçilerinin kazancýna gelince, f
- Page 42 and 43: tan sonra, nüfusunun on ya da onik
- Page 44 and 45: ellerine almýþlardýr. Bkz: Birmi
- Page 46 and 47: u iyileþtirmeler kendi öz fonlar
- Page 48 and 49: doðal rantý, ya da topraklarýn
- Page 50 and 51: dýrabileceði sayý oranýnda deð
- Page 52 and 53: örnektir, çünkü ev kirasý ile
- Page 54 and 55: Peru madenlerinin baþýna ayný þ
- Page 56 and 57: nün, tüm siyasal renkten arýnmý
- Page 58 and 59: Çünkü büyük toprak mülkiyeti,
- Page 60 and 61: [YABANCILAÞMIÞ EMEK][XXII] Ekonom
- Page 62 and 63: Bir þey açýklamak istediði zama
- Page 64 and 65: iliþkin bir nesne, onun emeðine b
- Page 66 and 67: de, týpký öyle, kendi öz etkinl
- Page 68 and 69: etkinlik, insanýn türsel özlüð
- Page 70 and 71: kendi emek ürününe ve kendi [say
- Page 72 and 73: la, iþçi bu emek ile ona yabancý
- Page 74 and 75: sorununu, yabancýlaþmýþ emeðin
- Page 76 and 77: ÝKÝNCÝ ELYAZMASI 1[EMEK VE SERMA
- Page 78 and 79: uzaklaþtýrýlmýþ bir varlýk ol
- Page 80 and 81: yardýmýyla geçindiren kölesine
- Page 82 and 83:
araçlarý fiyatlarýný artýrýp,
- Page 84 and 85:
ÜÇÜNCÜ ELYAZMASI 1[ÖZEL MÜLK
- Page 86 and 87:
politik, kendini ortaya tek siyaset
- Page 88 and 89:
yetinin feodal niteliðini kaldýr
- Page 90 and 91:
tarafýndan konulmuþ [bir karþýt
- Page 92 and 93:
insanla iliþkisidir, týpký insan
- Page 94 and 95:
tanýnmýþ gerçek yaþamýnýn da
- Page 96 and 97:
ütünsellik, gerçeklikte ya toplu
- Page 98 and 99:
Ayný biçimde öteki insanlarýn d
- Page 100 and 101:
hareketi ile bu kuruluþ için gere
- Page 102 and 103:
ihin kendisi doða tarihinin, doða
- Page 104 and 105:
sorun, bir soyutlama ürününün t
- Page 106 and 107:
[ÖZEL MÜLKÝYET REJÝMÝNDE VE SO
- Page 108 and 109:
- Bu yabancýlaþma öte yandan, bi
- Page 110 and 111:
zenginliði koyar ve senin yapamad
- Page 112 and 113:
{Ýktisat ilkesi olarak gereksinme
- Page 114 and 115:
sahip bulunan insanal özün temell
- Page 116 and 117:
terini de kendi isteðinin kurbaný
- Page 118 and 119:
getiren fizyokratlarýn kanýtýna
- Page 120 and 121:
alýþveriþ ve deðiþim eðilimi
- Page 122 and 123:
me eðilimi gösteren bütün iþle
- Page 124 and 125:
kurulmasýný dile getirmesi sorunu
- Page 126 and 127:
229] (yeme, içme, nesnenin biçiml
- Page 128 and 129:
Shakespeare paranýn özünü yetki
- Page 130 and 131:
ireyin sadece imgeleminde varolan g
- Page 132 and 133:
öylesine bir güç ile olgunlaþm
- Page 134 and 135:
euerbach, hegelci diyalektik karþ
- Page 136 and 137:
cine karþý çýkaran ayrýmýný
- Page 138 and 139:
tüm onarýmý, soyut, yani mutlak
- Page 140 and 141:
diyalektik ile iliþkisini, ve hem
- Page 142 and 143:
ilincinin yabancýlaþmasýdýr; 3
- Page 144 and 145:
yani eðilimlerinin nesneleri, bað
- Page 146 and 147:
insanýn gerçek doðal tarihidir -
- Page 148 and 149:
ürününü tanýdýktan sonra, gen
- Page 150 and 151:
Týpký, aþýlmýþ niceliðin nit
- Page 152 and 153:
kendi öz ereði olan ve kendi kend
- Page 154 and 155:
kendinden vazgeçmeye, ve kendi yan
- Page 156 and 157:
anlamý vardýr.“Sýnýrlý tanr