19.09.2015 Views

Selef ilik

Dosya - IGMG

Dosya - IGMG

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Söyleşi<br />

marjinal ölçülerle de olsa belli bir seçkin zümrenin<br />

mezhebi olarak kalmayı başardı.<br />

<strong>Selef</strong>iyye’yi İslam düşüncesinde yeniden parlatan<br />

isim kuşkusuz 1328 yılında vefat eden Takiyyüddîn<br />

İbn Teymiyye’dir. O kelamcılar, felsefeciler, Şiîler ve<br />

bir kısım sûfiyye ile kitâbî bir mücadeleye girerek<br />

donuklaşmış ekolü canlandırmış, girmiş olduğu polemikler<br />

ile <strong>Selef</strong>iyye’yi alimlerin ve halkın gündemine<br />

yeniden sokmuş, popüler hale getirmiştir.<br />

18. yüzyılda ise Muhammed b. Abdülvehhâb<br />

ile birlikte <strong>Selef</strong>iyye yeni bir kulvara girdi ve Arap<br />

yarımadasının merkezindeki Necd bölgesinde<br />

Vehhâbiyye adı altında yeniden<br />

güçlü şekilde seslendirildi. İbn<br />

Abdülvehhâb’la gelen yen<strong>ilik</strong>,<br />

<strong>Selef</strong>îliğin siyasallaşması ve<br />

Suud hanedanı nezdinde bir<br />

Batı Avrupa’da <strong>Selef</strong>iliğin<br />

tesirinin bilerek<br />

abartıldığını ve<br />

bu argümanın Müslümanlar<br />

üzerindeki<br />

rahatsız edici güvenlik<br />

uygulamaları için<br />

bir bahane olarak<br />

kullanıldığını düşünüyorum.<br />

devlet mezhebine dönüşmesiydi.<br />

Günümüz <strong>Selef</strong>iliğini bu<br />

tarihi, ilmi, siyasi sürecin bir<br />

devamı olarak değerlendirebiliriz.<br />

Üstünde gidilen ana kulvar<br />

aynı. Fakat özellikle Vehhab<strong>ilik</strong><br />

kavşağında bazı aşırılıklar<br />

<strong>Selef</strong>iliğe eklemlendi.<br />

Vehhab<strong>ilik</strong> ve <strong>Selef</strong><strong>ilik</strong> aynı<br />

şey midir? Değilse, birleştikleri<br />

ve ayrıştıkları temel alanlar/<br />

konular hangileridir?<br />

İtikad sahasında Ehl-i<br />

Hadis‘in, fıkıh sahasında ise<br />

Hanbelî mezhebinin görüşlerini<br />

paylaşan Vehhâbîler, tevhid<br />

meselesi üzerinde durdular,<br />

bu konunun kabir ziyareti ile olan ilişkisini izaha<br />

çalıştılar ve kendi yöntemlerince bid’atlarla mücadele<br />

ettiler. Vehhâbiliği, Ehl-i Hadis-<strong>Selef</strong>iyye bünyesindeki<br />

bir “uçlanma” olarak değerlendirebiliriz. Bu<br />

uçlanmanın tezahürleri ise, tekfir unsurunun aşırı<br />

kullanımı ve bu yolla dışlanmış Müslüman kesimlere<br />

yöneltilen şiddettir. Bu yönleriyle Vehhâbîlik,<br />

Emir San’ânî, Muhammed Şevkânî gibi <strong>Selef</strong>iyye<br />

alimleri tarafından bile tenkit edilmiştir.<br />

Söz konusu anlayış doğrultusunda Vehhâbîler,<br />

cihat adı altında Osmanlı Devleti’ne, Hicaz hükümetine,<br />

Şiîlere ve diğer rakiplerine karşı silahlı<br />

mücadele yürütmüşlerdi. Bu süreçte, kendileri gibi<br />

düşünmeyen Müslümanları tekfir etmede acelec<strong>ilik</strong>leri,<br />

şiddet uygulamaları, işgal ettikleri yerlerde<br />

halk üzerindeki baskıları, onarılmaz tahripleri,<br />

Vehhâbileri sanki apayrı bir mezhep kimliğinde tarihe<br />

yansıtmışır. Müslümanları tekfir ederek canlarını<br />

ve mallarını helal saymaları nedeniyle Hâricîlik’le<br />

suçlandılar. Türbe ve kabirleri tahrip etmeleri nedeniyle<br />

‘mezar yıkıcılar’ olarak adlandırıldılar. Fıkıh<br />

mezheplerine bağlı medreseleri kapatmaları, tarikat<br />

faaliyetlerini yasaklamaları, kütüphanelerdeki fıkıh<br />

ve tasavvuf eserlerini yakmaları nedeniyle Müslüman<br />

kamuoyunun öfkesini üzerlerine çektiler.<br />

Neticede şunu söyleyebiliriz: Vehhâbiliği ayrı<br />

ve bağımsız bir mezhep olarak<br />

takdim etmek yerine,<br />

<strong>Selef</strong>iyye’nin bir takım aşırılıklar<br />

eşliğinde Suudîlerin siyasal<br />

himayesi altında yeniden<br />

sunumu olarak anlamak bilimsel<br />

açıdan daha gerçekçi ve<br />

doğru bir değerlendirme olur.<br />

Yine şu hususu belki vurgulamam<br />

gerekebilir: Vehhâb<strong>ilik</strong><br />

adı tamamıyla muhalifleri tarafından<br />

kullanılan bir isim<br />

olagelmiştir. Tarihte ve günümüzde<br />

bu akımın mensupları<br />

kendilerini her zaman ve zeminde<br />

<strong>Selef</strong>iyye yahut Ehl-i<br />

Hadis olarak adlandırmakta.<br />

Günümüzde birbirinden<br />

farklı birçok <strong>Selef</strong>i akımdan<br />

bahsedilebilir mi? Ve bu farklı<br />

<strong>Selef</strong>i akımların birbirlerine<br />

yaklaşımları nasıldır?<br />

Suudi devletinin kuruluşunda etkin güç<br />

olan Vehhâbîlik, 1930 sonrasında militer özelliğini<br />

hızla yitirerek kurumsallaştı. Bu durum,<br />

Vehhâbîliğin devlet karşıtı bir pozisyona geçmesini<br />

önlemek için Suudi yöneticilerin tedricen<br />

uyguladıkları bir politikanın ürünüydü. Vehhâbî<br />

ulemanın temsil kabiliyeti tümüyle resmi dini<br />

kurumlar bünyesine alındı. Özellikle ticaret, iş ve<br />

kamu yönetimi alanlarındaki seküler kanunlaştırma<br />

faaliyetleri, petrolün çıkmasından sonra ABD<br />

ve diğer Batılı devletlerle her sahada geliştirilen<br />

ilişkiler, eğitimde modernleşme hamleleri, yer yer<br />

din kaynaklı tepkilerin odağı oldularsa da “resmi”<br />

ulemanın onayıyla meşrulaştırıldılar.<br />

30<br />

PERSPEKTİF • SAYI 219 • MART 2013

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!