Selef ilik
Dosya - IGMG
Dosya - IGMG
- No tags were found...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Akif Emre ile<br />
Ortadoğu ve İslam<br />
Coğrafyası Üzerine<br />
» AHMET FARUK ÇAĞLAR<br />
a_faruk@hotmail.fr<br />
2010 yılının son günlerinde başlayan ve birçok<br />
ülkeyi etkileyen Arap uyanışını (baharını) hakikaten<br />
bir uyanış olarak nitelemek mümkün mü?<br />
Yoksa bir uyandırılma mı söz konusuydu? Daha<br />
açık ifade etmek gerekirse, bu değişim ya da değişim<br />
talebi gerçekten Arapların kendilerinden mi<br />
kaynaklandı, yoksa buna maruz mu kaldılar?<br />
Her şeyden önce ifade etmeliyim ki, Arap uyanışı,<br />
Arap baharı kavramsallaştırması oryantalist bir<br />
ima içeriyor, yani burada şöyle bir oryantalist Batılı<br />
bakış açısı var: Arap, Doğu, İslam durağandır, hareketsizdir;<br />
despot yönetimler altındadır ve bu bizatihi<br />
onların kültürlerinden kaynaklanır. Dolayısıyla bu<br />
tanımlama şu tespiti peşisıra getiriyor: Araplar uyuyan/uyuşuk<br />
yığınlardı ve birdenbire Ortadoğu’da<br />
bir direnişe geçtiler. Bu uyanış kurgusu aslında bir<br />
yanılsama ve bizatihi olup bitenleri belli kavramsal<br />
çerçeveye sıkıştırıp tanımlayarak yönlendirme girişiminin<br />
bir parçası. Araplar ilk defa isyan etmiyor,<br />
ima edildiği gibi ilk defa uyanmış da değiller…<br />
Arap kültüründe var mı bir isyan kültürü,<br />
yani isyan etmişler midir sürekli?<br />
Tarihe gitmeye gerek yok, yakın döneme bir gözatalım.<br />
1980’den bu yana Tunus’ta, Cezair’de Arap<br />
baharının başladığı hemen hemen tüm ülkelerde<br />
büyük ayaklanmalar vardı ve bunlar hep kanla bastırıldı.<br />
Hatta siyasal katılım imkanlarının kısıtlanmasına<br />
rağmen insanlar temel taleplerini dile getirmenin<br />
yollarını aradılar. Bu, zaman zaman şiddet içerse<br />
de belli bir dinamizmin var olduğunu gösterir.<br />
Eğer bir provakasyon aranacaksa şu sorulmalı;<br />
daha önce kitlesel gösterileri kanla bastıran yönetimler<br />
neden bu kez kanlı bir yönteme başvurmadılar?<br />
Soru budur aslında. Hiçbir toplumsal olay<br />
tek başına provokasyonla izah edilemez. Siyasi sonuçları<br />
olan hiçbir olay da sebepsiz, kendiliğinden<br />
olamaz. Dünyanın en kritik bölgesinde yer alan<br />
bu ülkelerde bir toplumsal hareketlenme oluyorsa<br />
dünya sistemine şekil veren, ağırlığını koyan güçler<br />
de buraya müdahil olacaklar demektir. Diyelim<br />
ki bunlar tamamen olağan, kendiliğinden oluşmuş<br />
hareketlerdi... Böyle olduğunu varsaysak bile bölge<br />
üzerinde hesapları olan güçler gelişmekte olan hareketleri<br />
ya yönlendirir ya kontrol etmeye çalışır;<br />
eğer işine gelmiyorsa engeller, engelleyemiyorsa<br />
kontrol etmeye çalışır, yönlendirir.<br />
MART 2013 • SAYI 219 • PERSPEKTİF<br />
49