19.09.2015 Views

Selef ilik

Dosya - IGMG

Dosya - IGMG

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Ayşe Şasa gerek sanatçı kişiliği gerekse<br />

benzerine az rastlanır hareyle<br />

hesaplaşmak ister, senelerce maruz bırakıldığı<br />

filmlerinde işlemek ve büyük öfke duyduğu bu çevyat<br />

hikayesiyle tanınmaya değer iletişimsizliğin acısını da beyazperde aracılığıyla dindirmeyi<br />

umar. Bu vesileyle yavaş yavaş sinemacıların<br />

güzide bir şahsiyet. 1941 yılında<br />

İstanbul’da dünyaya gelen Türk ve solcu aydınların çevresine adım atan Ayşe Şasa’nın<br />

sinemasının tanınmış senaristlerinden,<br />

yazar Ayşe Şasa, içinde doğduğu ayrıcalıklı ney, Aziy Nesin, Atıf Yılmaz, Atilla Dorsay, Yaşar Ke-<br />

yolu meslek hayatı boyunca Kemal Tahir, Yılmaz Gü-<br />

dünyanın ve geniş imkanların keyfini sürmek yerine mal gibi Türk kültür hayatının tanınmış simalarıyla<br />

daha altı-yedi yaşından itibaren çevresini gözlemlemeye<br />

ve varlık hakkında sorular sormaya başlayan, Hacı Arif Bey ve Gramofon Avrat gibi filmlerin de<br />

kesişir ve içlerinde Son Kuşlar, Ah Güzel İstanbul,<br />

ömrünü kendi deyimiyle ‘‘truth’’, yani hakikat arayışına<br />

vakfetmiş bir insandır. Henüz on altı yaşında Şişli Oldukça geniş yelpazeli fakat köksüz bir eğitime<br />

bulunduğu birçok senaryoya imza atar.<br />

La Paix Hastanesi’nin önünden geçerken “Hakikate tabi tutulduğunu belirten Ayşe Şasa görünüşte çok<br />

vasıl olmama vesile olacaksa, yolumun bu hastaneden parlak bu eğitim sisteminin manevi bir temelden<br />

geçmesine razıyım” diye geçirir içinden. Gerçekten yoksun olduğunu ve bunun da onu metafizik ve ahlaki<br />

her türlü değeri yok sayan nihilizme sürükledi-<br />

de sonu ‘‘hakikat’’e varan kutsal yolculuğunda Ayşe<br />

Şasa’nın yolu bir hastane odasından geçecektir. ğini söyler. Ailesinin de dahil olduğu Batı taklitçisi<br />

İçerisinde dünyaya geldiği elit zümrenin Tanzimat<br />

döneminden kalan yabancı bakıcı çalıştırma ge-<br />

ideolojiye yönelmişse de bir süre sonra solculuğun<br />

burjuva sınıfına ve Batı kültürüne olan tepkisiyle Sol<br />

leneğinin bir neticesi olarak ebeveynleri tarafından II. da bir çeşit Batıcılık olduğunu anlamasıyla yaşadığı<br />

Dünya Savaşı sırasında Avrupa’dan göçmek zorunda buhran derinleşir. Daha sonra Kemal Tahir’in etkisiyle<br />

yerli ve köklü gelenekle ilgilenmeye başlar, fakat<br />

kalmış Yahudi, Katolik, Protestan ve Gregoryan dadılara<br />

emanet edilir. Ailesinin sırf Avrupalı oldukları o dönem sahip olduğu materyalist ve marksist dünya<br />

için idealize ettiği, fakat kaçıp geldikleri savaşın travmatize<br />

etmiş olduğu bu mürebbiyelerden hem ruhi maza ve bunalıma sürüklediğini anlar. Ve nihayet bir<br />

görüşüyle geleneğe bakmanın kendisini daha çok aç-<br />

hem de fiziksel anlamda şiddet görerek büyür Şasa. gün şiddetli bir kriz geçirerek hastaneye kaldırılır ve<br />

“Çocuklarınızı bize teslim edecek ve hiçbir şeye karışmayacaksınız”<br />

diyerek kendilerini ağırdan satan mü-<br />

şizofren tanısı konur. Doktorları kendisine bundan<br />

kendisine dünyaca ünlü bir uzman tarafından atipik<br />

rebbiyeler eğitimlerini üstlendikleri Türk çocuklarını sonra hayatını eskisi gibi sürdüremeyeceğini, hatta<br />

Noel ve Paskalya gibi Hristiyan bayramlarında kiliseye<br />

götürerek kendi geleneklerine uygun yetiştirmeye Bir gün eline Thomas Kuhn’un “Bilimsel Dev-<br />

yazıp çizemeyeceğini söyler.<br />

çalışırlar. Kızlarının ‘‘iyi bir Batılı’’ olarak yetişmesini rimlerin Yapısı” adlı kitabı geçen Şasa, bu kitap vesilesiyle<br />

Batı biliminin ideolojik bir kurgudan ibaret<br />

arzu eden ebeveynleri tarafından teslim edildiği bu<br />

ecnebi dadıların Hristiyan ve Yahudi etkilerine maruz<br />

kalan Ayşe Şasa hayatının ileriki dönemlerinde kalıplarına uymayan her şeyi reddeden tavrının ve<br />

olduğuna ikna olur. Bilimin kendi kurallarına ve<br />

ciddi bir kimlik bunalımı yaşar. Yalnız ve iletişimsiz bilimsellik adına sergilenen bu taassubun bütün<br />

geçen bir çocukluk ve ilk gençliğin ruhunda açtığı manevi değerleri yok saydığını ve böylelikle insanın<br />

derin yaralar onun yakasını uzun süre bırakmayacak mutluluğuna engel olduğunu anlar.<br />

ve Şasa tam on sekiz sene devam edecek olan ağır bir Bu yeni bakış açısı Şasa için farklı bir düşünce iklimine<br />

açılan ilk kapıdır, fakat hayatının asıl dönüm<br />

psikolojik bunalım yaşayacaktır.<br />

On iki yaşına geldiğinde mürebbiyelerden noktasını İbnü’l Arabi’nin “Füsusü’l-Hikem” adlı<br />

kurtulmuş fakat bu defa da kendini bir Amerikan kitabıyla tanıştığı 1981 yılı teşkil eder. Şifayı modern<br />

okulu olan Arnavutköy Kız Koleji’nde bulmuştur. tıpta değil İslamiyet’te bulduğunu söyleyen Şasa tasavvufla<br />

tanıştıktan sonra Batı dünyasının böylesi bir<br />

Amerikalı hocalarının talebiyle Kafka, Camus ve<br />

Sartre’nin eserlerini okumaya başlayan Şasa, bu manevi tecrübeden yoksun olduğu için insanın ruhunu<br />

da anlayamadığına kanaat getirir. Kendisinin<br />

yıllarda Avrupalı yazarların kalemlerinden dökülen<br />

nihilizm ve karamsarlıkla tanışır. Daha önceki<br />

tecrübelerinin de etkisiyle, ailesinin onlardan ingilizce tercümesini sipariş ettiği ve onun İslam ta-<br />

de anlam vermediği büyük bir istekle yurt dışından<br />

biri gibi yetişmesini arzu ettiği Batılıların temelde savvufuna yönelmesinde muazzam bir rol oynayan<br />

mutsuz insanlar olduğuna kanaat getirir.<br />

Füsusü’l-Hikem adlı eser aynı zamanda 30 yaşından<br />

Onu baleye, resme ve müziğe yöneltmek isteyen 48 yaşına varıncaya dek pençesinde kıvrandığı ağır<br />

ailesine karşın onların hor gördüğü Türk sinemasına<br />

atılmaya karar verir. Onsekiz yaşında sinemaya Onun hayatı, kendisinin de ifade ettiği gibi “hep<br />

sinirsel rahatsızlığa da şifa olur.<br />

atıldığında, doğup büyümüş olduğu “elit” zümreyi bir arayışın, hakikat arayışının özeti”dir.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!