17.11.2014 Views

Yargıtayın İş Hukukuna İlişkin 2004 Yılı Kararlarının - Kamu ...

Yargıtayın İş Hukukuna İlişkin 2004 Yılı Kararlarının - Kamu ...

Yargıtayın İş Hukukuna İlişkin 2004 Yılı Kararlarının - Kamu ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

natın belirlenmesi olayı farklı. Eğer arkadaşımızın mantığıyla yola çıkarsak, sebepsiz<br />

zenginleşme dersek şu sorunun cevabını vermek durumunda kalır: Sebepsiz<br />

kazanıp da iyi niyetle yaptığı harcamalar sebepsiz zenginleşmede düşülmez,<br />

başka yerde kazandıysa burada düşmeyecek miyiz? Daha şu an aklıma gelen bir<br />

açmaz bu; başka problemler de doğabilir. 325’in sebepsiz zenginleşmeyle bir<br />

ilgisi yoktur.<br />

Sayın Engin Yargıtay’ı bir açıdan da eleştirdi; “yıllık ücretli izin süresinin<br />

belirlenmesinde kıdemin tespitiyle ilgili menfaat şartı yoktur” diyen<br />

Yargıtay kararını ve “Yargıtay bunu sadece alacağa dönüştürüyor, alacak<br />

da ancak akdin feshinden söz konusu olur...” Aslında burada söylenecek<br />

tek şey var. Bir kanun hükmüyle sabit olan bir husus tespit davasına konu<br />

yapılamaz. Đş Kanunun 54’üncü maddesi, yıllık izin için hangi sürelerin<br />

dikkate alınacağını çok açık olarak düzenlemiştir. Đşveren buna uymuyorsa,<br />

işçi buna ilişkin davranışını belirler; iş akdini mi fesheder, tazminat mı<br />

açar?.. O ayrı. Bir tespit davası, kanun hükmüyle sabit bir konunun tespit<br />

davasına konu yapılması mümkün değildir diye düşünüyorum.<br />

Arkadaşımın rekabet yasağıyla ilgili önerisi, çok yakın bir zamanda beraber<br />

olduğumuz bir seminerde de kendisiyle paylaştık, son derece isabetli. Yargı<br />

organını da sıkıntıdan kurtarabilecek bir düzenleme, ama maalesef, yanılıyorsam<br />

beni bağışlayın, çok da farkında değilim, hata payımı saklı tutarak söyleyeyim,<br />

Borçlar Kanunu Tasarısında da bu yaklaşım maalesef yapılmamıştır. Borçlar Kanunu<br />

348’deki sıkıntı şuradan doğmaktadır: Bilindiği gibi Borçlar Kanunu<br />

m.348’deki düzenlemede, işverenin bilgisine, müşteri çevresine ulaşma, işin niteliği<br />

gerektirme, belli bir coğrafi alanla sınırlı olma gibi şartlar varsa rekabet yasağı<br />

geçerli sayılıyor. Oysa, rekabet yasağının en önemli sıkıntısı, yasağa tâbi tutulan<br />

kişinin belli süre ekonomik bir güvenceden yoksun kalması. Batı’daki örneklere<br />

dayanarak, belli süre işverenin ücret ödeme yükümü, arkadaşım da söyledi,<br />

aynen katılıyorum, getirilebilir; ama arkadaşıma ilave edeceğim bir-iki nokta var.<br />

Yasağa aykırı davranana bir cezaî şartla yaptırım getirmek, belli süre ücretini,<br />

örneğin yasağın süresi bir yılsa, bir yıl daha işveren ücretini veya yarım ücretini<br />

ödeme gibi bir sistem getirilebilir. Ama burada işveren için bir şeyi, arkadaşımızın<br />

eksik bıraktığı bir şey var, burada şu hüküm de konulmalıdır: Đşveren belli<br />

süre önceden haber vererek, yasağı kaldırdığını bildirerek ödeme yükümlülüğünden<br />

de kurtulabilmelidir, ki menfaatler dengesi sağlanmış olsun.<br />

Đlginize, sabrınıza teşekkür ediyorum.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!