10.07.2015 Views

10663,metinpdf

10663,metinpdf

10663,metinpdf

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Dr. Mustafa Tatcı 359Depemek(t): Tarafa gitmek, yöne gitmek.Deprenmek(t): Kıpırdamak, kımıldamak, hareket etmek; kurumak.Depretmek(t): Kımıldatmak, oynatmak; kurutmak.Der(t): Ter. Yeni biten, taze.“Ağaç deri dirildi”(301/6).Derbân(f) : Kapıcı.Dergâh(f): Tekye. Zikir ve ibâdet edilen yer. Kapı yeri, kapı eşiği.Tarikatlerin müessese devrinde irşad için kullandıkları teferruatlıgeniş mekan. Dergâhlar, semâhâne, halvet veya çile odası, aşhâne,derviş hücreleri vs. bölümlerden teşekkül eder. Hakikî sûfî alemleridergâh kabul eder.Deriçe(f): Küçük kapı, pencere.Dermânde(f): Âcil, kala kalmış, bî-çâre, zavallı, beceriksiz.Dermek/dirmek(t): Toplamak, biriktirmek.Dervâze(f): Büyük kapı, büyük bir binanın büyük taşra kapısı. Kalekapısı.Dervîş(f): Yoksul, mütevazî kişi, tarikate girmiş kimse. Sülûka'ahdeden ve Allah'a ulaşmak isteyen kişi.Derzi(f): Terzi.Destâr(f): Sarık, imâme, tülbent.Dest-gir(f): Elden tutan, yardım eden, yardımcı.Destûr(f): İzin, ruhsat.Devlengeç: Çaylak; bazı yazmalarda dölengeç, dülengeç, devligeçşeklinde harekelenmiştir.Devlet(a): Saadet, mutluluk.Devrân(a): Dünya, felek, zamân, talih. Dönme, dolaşma.Devşürmek/divşürmek(t): Dermek, toplamak, bir araya getirmek.Derlemek.Deyr(a): Kilise, manastır.Deyyân(a): Hakkıyla mükafatlandıran ve cezalandıran, hâkim,Allah.(Bir kudsî hadiste yaratıcı kendisini melik ve deyyân olarakanar. Burada deyyân, insanın başlangıçtan sonuna kadar mâcerâsınıtamamlayıp hesâba çeken anlamındadır.).Deyyâr: Bir kimse, yurt sahibi, manastır sahibi.Dikçi(t): Âsi, dik dik karşılıklar veren kişi.Dil tetiği(t): Dilin konuşma kabiliyeti.Dilenigörmek(t): Hemen dilenmek, dilenmeye bakmak. Dilenmeyedevam etmek.Dil-hasta(f): Gönül hastası.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!