11.07.2015 Views

OSHO - Cesaret - E-Kitap Ä°ndir - E-Kitap Oku

OSHO - Cesaret - E-Kitap Ä°ndir - E-Kitap Oku

OSHO - Cesaret - E-Kitap Ä°ndir - E-Kitap Oku

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

13 -> 83Zekâ, aklın kalple uyum içinde olmasıdır.Kalp nasıl güveneceğini bilir.Akıl nasıl araştırma yapacağını bilir.Eski bir Doğu hikayesi vardır:Bir köyün dışında iki dilenci yaşarmış. Biri körmüş, diğerinin bacakları yokmuş. Bir gün köyün dışında,dilencilerin yaşadığı bölgede orman yangını çıkmış. Tabii dilenciler aynı zamanda rakipmiş; aynı meslekte,aynı insanlardan dileniyorlarmış. Sürekli birbirlerine kızıyorlarmış. Onlar dost değil düşmanmış.Aynı meslekteki insanlar dost olamaz. Bu çok zordur, çünkü bu bir rekabet meselesidir; bir başkasınınmüşterilerini alırsın. Dilenciler müşterilerini etiketler: "Unutma, bu benim adamım. Sakın onu rahatsızetme." Sen hangi dilenciye ait olduğunu, hangi dilencinin seni sahiplendiğini bilmezsin; ama sokaktaki birdilenci seni sahiplenmiştir. Belki de kavga edip, savaşı kazanmıştır ve artık sen onun mülküsün...Üniversite yakınlarında bir dilenci görürdüm hep, ama bir gün onu çarşıda gördüm. O her zaman orada,üniversitenin çevresindeydi, çünkü genç insanlar daha cömert olur. Yaşlı insanlar giderek daha cimri, dahaürkek olur. Ölüm yaklaşmaktadır ve artık para yardımcı olabilecek tek şey gibi gözükmektedir. Ve eğerparaları varsa, o zaman başka insanlar bile onlara yardım edebilir; eğer paraları yoksa, kendi oğulları,kızları bile onları umursamayacaktır. Ama genç insanlar savurgan olur. Onlar gençtir, kazanabilirler;hayatları oradadır, önlerinde yaşanacak uzun bir hayat vardır.O zengin bir dilenciydi, çünkü Hindistan'da ancak zengin ailelerin çocukları üniversite seviyesineulaşabilir, aksi durumda ise üniversitede okumak için bir mücadele vermek gerekir. Çok az sayıda fakirinsan da gidebiliyor ama bu çok sancılı ve zordur. Ben de fakir bir ailedendim. Tüm gece bir gazetedeeditör olarak çalışıp gündüzleri de üniversiteye gittim. Yıllarca günde üç-dört saatten fazla uyuyamadım;gece ya da gündüz, ne zaman vakit bulursam o zaman uyudum.Yani bu dilenci çok güçlüydü. Başka hiçbir dilenci üniversite caddesine adım atamazdı, girmeleri bileyasaktı. Herkes üniversitenin kime ait olduğunu biliyordu: bu dilenciye! Sonra bir gün genç bir adamgördüm; yaşlı adam orada değildi. "Ne oldu; yaşlı adam nerede" diye sordum."Ben onun damadıyım. Bana üniversiteyi hediye olarak verdi." dedi. Üniversite sahibinin değiştiğini, artıkbir başka sahibi olduğunu bilmiyordu. Genç adam, "Onun kızıyla evlendim." dedi.Hindistan'da birinin kızıyla evlendiğinde, sana çeyiz verirler. Sadece kızıyla evlenmekle kalmazsın:Kayınpederin eğer çok zenginse, sana bir araba, bir ev vermek zorundadır. Eğer çok zengin değilse, enazından küçük de olsa bir motosiklet, o olmazsa, en azından bir bisiklet ama mutlaka bir şey; radyo, müzikseti, televizyon veya para, vermek zorundadır. Eğer gerçekten zenginse, sana yurtdışında okuyup dahaeğitimli birisi olma fırsatı sunar: Doktor ya da mühendis olursun ve masrafları o öder.Bu dilencinin kızı evlenmişti ve başlık parası olarak damada üniversite verilmişti. "Bugünden itibaren busokak, bu üniversite bana ait. Kayınpederim kimlerin müşterilerim olduğunu bana tek tek gösterdi"diyordu.Yaşlı dilenciyi pazar yerinde gördüm ve ona gidip, "Harika, çok iyi bir evlenme hediyesi vermişsin!"dedim."Evet" dedi. "Sadece tek bir kızım var ve damadım için bir şeyler yapmak istedim. Ona en iyi dilenmeyerini verdim. Şimdi çarşıda tekrar tekel oluşturmaya çalışıyorum. Bu çok zorlu bir iş; çünkü çok sayıdadilenci var. Kıdemli olanlar çoktan müşterileri paylaşmış. Ama endişe edecek bir şey yok. İdare ederim;birkaç dilenciyi buradan kovalarım." Ve kesinlikle dediğini yaptı.Orman yanarken, iki dilenci bir an için düşündü. Birbirlerine düşmanlardı, konuşmuyorlardı bile; ama bu

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!