11.07.2015 Views

OSHO - Cesaret - E-Kitap Ä°ndir - E-Kitap Oku

OSHO - Cesaret - E-Kitap Ä°ndir - E-Kitap Oku

OSHO - Cesaret - E-Kitap Ä°ndir - E-Kitap Oku

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

59 -> 83olay sadece annenin tek yumurtasına koşan birkaç yüz hücreden ibaret değil... Annenin yumurtalığındasınırlı sayıda yumurta bulunur ve her ay sadece bir yumurta serbest bırakır. O yüzden adet günleri vardır;her ay tek bir yumurta serbest kalır. O yüzden milyonlarca canlı hücrenin oluşturduğu kalabalıktanyalnızca bir tanesi... gerçekten çok büyük bir felsefi sorun! Bu bir şey değil, sadece biyoloji; çünkü sorunbu milyonlarca farklı kişilikten sadece tek bir kişi doğabilmesidir. Peki acaba annenin yumurtasınaulaşamamış olan o milyonlarca kişi kimdi? Hindistan'da Hindu akademisyenlerin, punditlerin,şankaraçaryaların doğum kontrolüne karşı kullandığı tezlerden bir tanesi bu.Hindistan tartışma konusunda çok zekidir. Papa sürekli doğum kontrolüne karşı olmaktan söz eder amaortaya tek bir tez bile sunmamıştır. En azından Hintli karşıtı birkaç tane çok geçerli sav ortaya koymuştur.Savlarından biri şudur: Çocuk doğurmayı hangi noktada keseceğiz? İki çocuk mu, üç mü? RabindranathTagore ailesinin on üçüncü çocuğuydu; eğer doğum kontrolü uygulanmış olsaydı Rabindranath dünyayagelmezdi.Geçerli bir argüman olarak görülebilir çünkü doğum kontrolü iki, en fazla üç çocuk yapmak anlamınageliyor; biri ölebilir ya da başka bir şey olabilir. İki çocuk doğurursan, onlar senin ve eşinin yerini alır venüfus artmamış olur. Ama Rabindranath ailesinin on üçüncü çocuğuymuş. On ikide durmuş olsalar bileRabindranath treni kaçırmış olacaktı. Acaba kaç tane Rabindranath treni kaçırıyor?Şankaraçaryalardan biriyle konuşuyordum. Şöyle dedim: "Çok doğru; tartışma hatırına bunun doğruolduğunu kabul ediyorum: Bir Rabindranath Tagore'u arardık. Ama ben onu aramaya hazırım. Eğer bütünbir ülke barış içinde yaşayacaksa, yeterli gıdaya, giyim kuşama sahip olup bütün temel ihtiyaçlarıkarşılanacaksa, bence buna değer. Bir Rabindranath Tagore'u kaybetmeye hazırım, bu o kadar önemlideğil. Dengeyi görmek gerekir: Sadece tek bir Rabindranath Tagore'un ortaya çıkması için milyonlarcainsanın açlıktan ölmesine neden mi olalım? Yani her aile on üç çocuk mu yapacak? Peki ama ya öndördüncü? On beşinci?"Bu küçük rakamları unut; her sevişmede erkek milyonlarca sperm bırakıyor... ve her sevişme sonucundayumurta döllenmiyor. Her sevişmede milyonlarca kişi yok oluyor. Onlar arasında kaç tane Nobel Ödülükazanacak insan, kaç tane başkan, başbakan olduğunu bilemeyiz. Her türlü insan olmalı.Benim hesabım şöyle: On dört yaşından kırk iki yaşına kadar, eğer bir erkek normal bir cinsel yaşamasahip olursa, neredeyse dünyadaki insan nüfusu kadar sperm üretmiş olur. Tek bir erkek, bütün dünyanüfusunu ortaya çıkartabilir. Hem de, zaten gereğinden fazla kalabalıklaşmış olan bir dünyada. Bütün buinsanlar özgün bireyler olur, insan olmalarından başka ortak yönleri olmaz.Hayır, hayat orada da başlamıyor; daha önce başlıyor. Senin için sadece bir varsayım; benim için birdeneyim. Yaşamın, geçmiş hayatındaki ölüm anında başlıyor. Öldüğün zaman, hayat kitabının bir bölümüsona erer; insanlar bunun bütün bir hayat olduğunu sanır: Aslında sonsuz bölüme sahip bir kitabın tek birbölümü. Bir bölüm kapanır ama kitap sona ermiş değildir. Sayfayı çevirdiğin zaman yeni bir bölüm başlar.Ölmekte olan bir insan bir sonraki hayatını tasavvur etmeye başlar. Bu, bilinen bir olgudur çünkü bölümkapanmadan önce yaşanır. Bazen bir insan son noktadan geri döner, örneğin boğulur ve bir şekilde sonanda kurtarılır. Neredeyse komaya girmiştir; ciğerlerindeki su boşaltılır, suni solunum cihazına bağlanır vebir şekilde kurtarılır; tam da, bu bölümü kapatmak üzereyken... Bu insanlar ortaya çok ilginç bulgularArtık kurtulmalarının mümkün olmadığını hissettikleri an, öleceklerini anladıkları an, bütün hayatlarınınbir anda gözlerinin önünden geçtiklerini anlatıyorlar. Doğduktan yaşadıkları son ana kadar. Saniyenin ondaya da yüzde biri gibi bir sürede başlarına gelen her şeyi görüyorlar. Hatırladıkları ve hatırlamadıkları;dikkatlerini çekmemiş ya da hafızalarında bulunduğunun farkında bile olmadıkları birçok olay. Bu hafızafilmi hızla, bir anda gözlerinin önünden geçiyor... Bunun anlık olması gerekir çünkü adam ölüyor, filmiizlemek için üç saati falan yok.Sen bütün filmi görsen bile, küçük ve önemsiz detaylarla adamın hayatı arasında bir bağ kuramazsın. Amaher şey bir film şeridi gibi gözünün önünden geçiyor; bu kesin ve çok önemli bir olgu. Bölümü kapatmadanönce bütün deneyimlerini, gerçekleştiremediği arzularını, beklentilerini, hayal kırıklıklarını, çaresizliklerini,

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!