50 -> 83Babam yanıtladı: "O benim oğlum ve ben yaşıyorum! Bir şeyler yapacağını biliyordum. Bana iyi bir cevapverdi."Nereye gidersem gideyim insanlar hemen soruyordu: "Ne oldu? Baban çok sağlıklı görünüyordu.""İnsanlar her yaşta ölebilir. Onun için endişeleniyorsunuz ama benim saçlarım için endişelenen yok."Bu, babamın bana yaptığı son müdahale oldu. Çünkü karşılığının daha tehlikeli olabileceğini anladı! Hattagidip saçların çabuk uzaması için kullanılan belirli bir yağ aldı. Bu çok pahalı bir yağdır, Bengal'de yetişenjavakusum adındaki bir çiçekten çıkartılır. Çok nadir bulunan, çok pahalı bir yağdır. Sadece en zenginlerkullanırdı. Erkekler değil, kadınlar kullanırdı. Saçlarını mümkün olduğunca uzun tutmak için. Bengal'desaçları yerleri süpüren kadınlarla karşılaştım. Bir buçuk metre, iki metre uzunluğunda saçlar. O yağ,özellikle saçları çok güçlü yapıyor, hemen uzatıyordu."Şimdi anladın." dedim."Evet, anladım." dedi. "Bu yağı hemen kullan; birkaç ay sonra saçların geri gelecektir.""Bu durumu sen yarattın. Utanacak ne vardı? 'Benim kızım' diyebilirdin. Bu beni rahatsız etmezdi. Amabana bu şekilde müdahale etmen çok yanlıştı. Şiddet dolu ve barbarcaydı. Bana hiçbir şey söylemedengelip saçlarımı kesmeye başladın." dedim.Hiç kimse başkasının kendisi olmasına izin vermiyor. Bu fikirler o kadar derinine işlemiştir ki, sanki kendifikrinmiş gibi görünür. Rahatla. Bütün bu şartlandırmaları unut, kuruyan yaprakların ağaçlardan yeredüşmesi gibi onları bırak. Plastik yapraklara, plastik çiçeklere sahip olmaktansa, yapraksız, çıplak bir ağaçolmak daha iyidir.Gerçek yüz sadece, herhangi bir ahlak kuralının, dinin, toplumun, ebeveynlerin, öğretmenlerin, rahiplerinsana hükmetmesine izin vermemek demektir. Hiç kimsenin hakimiyeti altında olmamak demektir. Sadecehayatını içsel duyarlılığına uygun olarak yaşa - ki bu duyarlılığın var - ve gerçek yüzüne sahip olacaksın.TEHLİKELİ YAŞAMANIN COŞKUSUCesur olanlar kafalarının dikine gider. Bütün tehlike fırsatlarını ararlar. Hayat felsefeleri sigortaşirketlerininkine benzemez. Onların hayat felsefeleri, dağcıların, planörcülerin, sörfçülerin felsefesidir. Veonlar sadece dışarıdaki denizlerde sörf yapmaz; kendi içlerindeki derin denizlerde de sörf yaparlar. Onlarsadece Alpler'e ya da Himalayalar'a tırmanmaz; iç doruklarının da peşine düşerler.Tehlikeli yaşamak demek, yaşamak demektir. Eğer tehlikeli yaşamıyorsan, sen yaşamıyorsun. Yaşamakancak tehlikede çiçek açar. Yaşamak asla güvenlik içinde çiçeklenmez; sadece güvensiz durumlardaçiçeklerini açar.Eğer garantili yaşamaya başlarsan, durgun bir havuza dönüşürsün. O zaman enerjin akmaz. O zamankorkarsın; çünkü insan bilinmeyene nasıl adım atacağını asla bilmez. Bu riski neden alacaksın ki? Bilinençok daha güvenlidir. O zaman tanıdık olanı saplantı haline dönüştürürsün. Onlardan bıkarsın, onlardansıkılırsın, kendini mutsuz hissedersin ama yine de tanıdık ve rahatlatıcı görünürler. En azından biliniyordur.Bilinmeyen ise seni korkudan titretir. Bilinmeyenin fikri bile senin güvencesizlik hissetmene neden olur.Dünyada sadece iki tür insan vardır: Rahat yaşamak isteyenler; onlar ölümün peşindeler, rahat bir mezaristiyorlar. Bir de yaşamak isteyenler var; onlar tehlikeli yaşamı seçer, çünkü yaşam ancak risk olan yerdezenginleşir.
51 -> 83Hiç dağ tırmanışına gittin mi? Ne kadar yükseğe tırmanırsan, kendini o kadar genç, o kadar tazehissedersin. Düşme tehlikesi ne kadar büyükse, kenardaki uçurum ne kadar derinse, canlı olduğunu okadar fazla hissedersin... ölüm ve yaşam arasında; ölüm ya da yaşam arasında bir yerde aslıyken. O zamancanın sıkılmaz, o anda ne geçmişin tozları, ne de geleceğin arzuları vardır. O yaşadığın an çok keskindir,alev gibidir. Bu yeterlidir; burada, şimdi yaşıyorsundur.Ya da sörf, kayak veya planör... Nerede ölüm riski varsa, orada muhteşem bir keyif vardır çünkü hayatınıkaybetme riski seni inanılmaz canlı yapar. O yüzden tehlikeli sporlar insanlara cazip gelir.İnsanlar dağlara tırmanmaya gidiyor. Biri Edmund Hillary'ye sormuş: "Neden Everest'e tırmanmakistediniz? Neden?" Hillary onu yanıtlamış: "Çünkü oradaydı... sürekli bir meydan okumaydı." Çokriskliydi, daha önce birçok insan denerken ölmüştü. Altmış-yetmiş yıldır kafileler gelip gidiyordu...neredeyse kesin ölüm demekti ama insanlar hâlâ tırmanmaya çalışıyordu. Onlara cazip gelen neydi?Yerleşik olandan, gündelik hayattan daha yükseğe, daha uzağa gittiğin zaman tekrar vahşi olursun, tekrarhayvan dünyasının bir parçası olursun. Tekrar bir kaplan ya da aslan gibi yaşar, veya bir nehir gibi akarsın.Tekrar bir kuş gibi gökyüzünde süzülür, daha uzağa, daha da uzağa uçmaya çalışırsın. Ve bu anlardagüvenli yaşam, banka hesapları, eş, koca, aile, toplum, kilise, saygınlık... giderek silinir ve uzakta kalır.Yalnız olursun.O yüzden insanlar spora bu kadar ilgi duyar. Ama bu da gerçek tehlike değildir çünkü bu konuda çokustalaşabilirsin.Öğrenebilir, gerekli eğitimi alırsın. Bu, çok hesaplı bir risk... hesaplı risk gibi bir ifade kullanmama izin ver.Dağcılık için kurslara katılır, her türlü önlemi alırsın. Ya da hızlı araba kullanırsın: Saatte 160 kilometrehızla gidersin ve bu tehlikelidir, heyecan verir. Ancak bu konuda çok ustalaşabilirsin ve tehlike sadecedışarıdakiler için söz konusu olur; senin için değil. Ortada bir risk olsa bile, marjinal düzeydedir. Sonuçtabu riskler de sadece fiziksel risklerdir, sadece beden söz konusudur.Sana tehlikeli yaşa dediğim zaman sadece bedensel risklerden değil, psikolojik risklerden ve nihai olarak taruhani risklerden söz ediyorum. Dindarlık ruhani bir risktir. Belki dönüşü olmayan yüksekliklereçıkacaksın. Buda'nın anagamin - geri dönmeyen kişi - teriminin anlamı budur. O kadar yükseğe çıkmak ki,dönüşü olmayan yola girmek; o zaman insan kaybolur. Asla geri dönmez.Tehlikeli yaşa dediğim zaman, sıradan saygınlığın yaşamını sürme demek istiyorum; bir şehrin valisi ya daşirket ortağı gibi yaşama. Bu hayat değil. Ya da bir rahipsin veya iyi bir mesleğe sahipsin; çok parakazanıyorsun ve banka hesabın şişiyor, her şey mükemmel bir şekilde yolunda gidiyor. Her şeymükemmelen yolunda gittiği zaman, bunu anla: ölüyorsun ve hiçbir şey olmuyor. İnsanlar sana saygıduyabilir, öldüğün zaman cenazenin ardından büyük bir kalabalık yürüyebilir. Ne güzel, hepsi bu.Gazetelerde resimlerin çıkar, birkaç köşe yazarı senden söz eder ve sonra insanlar seni unutur. Sen bütünhayatını sadece bunlar için yaşadın.İzle, insan sıradan ve olağan şeyler için bütün hayatı ıskalayabilir. Ruhani olmak demek, bu küçük şeylereçok fazla önem verilmemesi gerektiğini anlamaktır. Onların anlamsız olduğunu söylemiyorum. Onlaranlamlı, ama senin sandığın kadar değil diyorum.Para gereklidir. O bir ihtiyaç. Ama para, amaç değil ve asla amaç olamaz. Kesinlikle bir eve ihtiyaç vardır.O da bir gereksinim. Ben kendini dünyadan soyutlamış biri değilim ve senin de evini yıkıp Himalayalar'akaçmanı istemiyorum. Ev gereklidir. Ama ev senin için gereklidir. Bunu yanlış anlama.İnsanlara baktığım zaman görüyorum ki, bütün olay tersine dönmüş. Sanki onlar ev için gereklilermiş gibiyaşıyorlar. Ev için çalışıyorlar. Sanki banka hesabı için varlar. Sadece para biriktiriyorlar ve sonraölüyorlar. Aslında hiç yaşamadılar. Tek bir gerçek heyecan yaşamadan, nehir gibi akmadan öldüler.Güvencenin, tanıdıklığın ve saygınlığın duvarları arasında hapis kaldılar.O zaman sıkıldığını hissetmen çok doğal. İnsanlar bana gelip canlarının çok sıkıldığını söylüyor. Kuşatılmış
- Page 1 and 2: 1 -> 83cesaretEğer cesur değilsen
- Page 3 and 4: 3 -> 83CESARET NEDİRBaşlangıçta
- Page 5: 5 -> 83huzurunda kim olduğunu bile
- Page 8 and 9: 8 -> 83O zaman ne yapmalı? Yapıla
- Page 10 and 11: 10 -> 83doğru kabul ettiğin zaman
- Page 12 and 13: 12 -> 83Asla inanma. Eğer güvenmi
- Page 14 and 15: 14 -> 83acil bir durumdu. Kör adam
- Page 16 and 17: 16 -> 83olabilirse, ona çakravarti
- Page 18 and 19: 18 -> 83O sahipliği arttırmak iç
- Page 20 and 21: 20 -> 83bir kitap yazarsan, hiç ki
- Page 22 and 23: 22 -> 83meşalesini her iki uçtan
- Page 24 and 25: 24 -> 83Aslında korkan bu "BEN" di
- Page 26 and 27: 26 -> 83kadar güçlü ki, onu yenm
- Page 28 and 29: 28 -> 83derler. Eğer o görücü u
- Page 30 and 31: 30 -> 83Ancak eğer böyle konuşur
- Page 32 and 33: 32 -> 83götürmez. Korkmaya devam
- Page 34 and 35: 34 -> 83o zaman "Bu pasta çok lezz
- Page 36 and 37: 36 -> 83ve başka hiçbir şeyi umu
- Page 38 and 39: 38 -> 83Artık eski kalıpları ger
- Page 40 and 41: 40 -> 83Onu Nelson'ın yendiğini s
- Page 42 and 43: 42 -> 83file:///E:/E-K%C4%B0TAPLAAR
- Page 44 and 45: 44 -> 83başkalarının önüne koy
- Page 46 and 47: 46 -> 83dünya düzenine uyum sağl
- Page 48 and 49: 48 -> 83Eğer bir korkaksan, bunun
- Page 52 and 53: 52 -> 83gibi, bıkkınlık içinde
- Page 54 and 55: 54 -> 83Zihin tarihinin tamamı, b
- Page 56 and 57: 56 -> 83Bir ifade vardır, bazen "b
- Page 58 and 59: 58 -> 83aynı yaşam formu, tam şu
- Page 60 and 61: 60 -> 83sıkıntılarını, keyifle
- Page 62 and 63: 62 -> 83O yüzden, benim için basi
- Page 64 and 65: 64 -> 83gerçeklerini görmek ve bu
- Page 66 and 67: 66 -> 83zorlukları görüp kaçmay
- Page 68 and 69: 68 -> 83Birçok şekilde parçalana
- Page 70 and 71: 70 -> 83Neden kendimi ortaya koymak
- Page 72 and 73: 72 -> 83okyanusunda bir dalga gibi
- Page 74 and 75: 74 -> 83Ev sahibi tekrar köpeğe b
- Page 76 and 77: 76 -> 83Şimdi tek yapabileceğin
- Page 78 and 79: 78 -> 83neredeyse durur gibi olur.B
- Page 80 and 81: 80 -> 83hayatın akıyor ve ilk and
- Page 82 and 83: 82 -> 83kimse yok.Ama İsa gücün