11.07.2015 Views

OSHO - Cesaret - E-Kitap Ä°ndir - E-Kitap Oku

OSHO - Cesaret - E-Kitap Ä°ndir - E-Kitap Oku

OSHO - Cesaret - E-Kitap Ä°ndir - E-Kitap Oku

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

17 -> 83onun babası da bir bekçiydi; asırlar boyunca biz Sumeru Dağının bekçiliğini yaptık. Tavsiyemi dinle; onlarıyanında götürme, yoksa pişman olacaksın."İmparator anlayamadı ama onun tavsiyesini göz ardı edemezdi. Çünkü onu engellemekte ne çıkarı olacaktıki?Bekçi devam etti: "Eğer görmelerini istiyorsan, önce git ve adını kazı; sonra geri gel ve eğer istersen onlarıgötürüp gösterirsin. Onlarla şimdi gitmek istesen bile sana karşı çıkmam. Ancak, eğer vazgeçecek olursan,sonra fikrini değiştirme şansın olmayacak; onlar seninle olacak. Sen yalnız git." Bu çok akıllıca birtavsiyeydi.İmparator, "Çok iyi. Yalnız gideceğim. Adımı kazıyacağım, geri dönüp, sizleri alacağım" dedi."Ben bununla tamamen hemfikirim" dedi bekçi. İmparator gidip binlerce güneş altında parlayan SumeruDağını gördü. Cennet, tek bir güneşe sahip olacak kadar fakir olmadığı için binlerce güneş vardır. Binlercegüneş ve Himalayalardan çok daha büyük, altından yapılma bir dağ. Ve Himalayalar, neredeyse üç bin ikiyüz kilometreden uzundur! Bir süre için gözlerini bile açamadı; o kadar büyük bir parıltıya sahipti. Sonraadını yazacak uygun bir yer aramaya başladı. Ancak o anda, büyük bir şaşkınlığa uğradı. Hiç boş yeryoktu. Bütün dağ, kazılmış isimlerle kaplanmıştı.Gözlerine inanamadı. İlk olarak ne olduğunun farkına vardı. O ana kadar kendini bin yılda bir gelen birsüpermen olarak görüyordu. Ama zaman sonsuzluktan geldiği için, binlerce yıl bile herhangi bir farkyaratmıyordu. O yüzden geçmişte çok fazla sayıda çakravartin yaşamıştı. Evrenin en büyük dağında,minnacık adını yazacak kadar boş bir yer kalmamıştı.Geri döndü ve bekçinin karısını, başkomutanını, başbakanını ve diğer yakın arkadaşlarınıgötürmemesindeki ısrarcılığında haklı olduğunu artık anlamıştı. Yanında gelenlerin bu durumu görmemişolması iyiydi. Onlar hâlâ imparatorlarının nadir bir varlık olduğuna inanabilirdi.Bekçiyi bir kenara çekti. "Ama hiç boş yer yok" dedi.Bekçi yanıtladı: "Ben de sana bunu söylüyordum. Tek yapman gereken birkaç isim silip kendi adınıyazmak. Şimdiye kadar yapılan hep bu oldu; ben hayatım boyunca böyle yapıldığını gördüm. Babam dahep bunun yapıldığını gördü, babamın babası da. Benim ailemden hiç kimse de Sumeru'da isim yazılacakbir yer, ya da bir boşluk asla görmedi.""Ne zaman bir çakravartin gelse, birkaç isim silip kendi ismini yazmak zorunda kaldı. Çakravartin'lerinbütün tarihi bu değil. Birçok kere silindi, birçok kere yazıldı. Sen git ve işini yap ve sonra eğer dostlarınagöstermek istersen onları içeri götürebilirsin."İmparator dedi ki: "Hayır. Onlara göstermek istemiyorum. Adımı bile yazmak istemiyorum. Ne anlamı varki? Bir gün biri gelip onu silecek.""Bütün hayatım tamamıyla anlamsızlaştı. Tek umudum buydu: Cennetteki altın dağında ismim yazılıolacaktı. Ben bunun için yaşadım, bunun için hayatımı tehlikeye attım; bunun için bütün dünyayıöldürmeye hazırdım. Ve bir başkası gelip benim adımı sildikten sonra kendisininkini yazabilir. Adımıyazmanın ne anlamı var ki? Ben adımı yazmayacağım." Bekçi gülmüş.İmparator "Neden gülüyorsun" diye sormuş. Bekçi yanıtlamış: "Bu çok garip çünkü bunu da atalarımdandinledim: Çakravartinler geliyor ve bütün olayı gördükten sonra, isimlerini bile yazmadan dönüyorlarmış.Sen ilk değilsin; biraz zekâya sahip olan herkes aynı şeyi yapar."Bu koca dünyada ne elde edebilirsin? Yanında ne götürebilirsin? Adını mı, itibarını mı, saygınlığını mı?Paranı, gücünü mü; neyi? Diplomanı mı? Hiçbir şey götüremezsin. Her şeyi burada bırakmak zorundasın.İşte o anda, sahip olduğun her şeyin aslında senin olmadığını anlarsın: Sahip olma fikri temelden yanlıştı.Ve sahip olduğun o şeyler yüzünden de çürümüş durumdaydın.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!