66 -> 83zorlukları görüp kaçmayı tercih etti. Sevgilerini inkâr etmeye, reddetmeye başladılar. Sevgisiz oldular vebuna kimseye bağlanmamak dediler. Zamanla cesetlere dönüştüler. Sevgi Doğu'da neredeyse tamamenkayboldu ve sadece meditasyon kaldı.Meditasyon, kendi yalnızlığında kendini iyi hissetmen anlamına gelir. Meditasyon sadece kendinleilgilendiğin anlamına gelir. Tek başına bütün çemberini tamamladığın için, onun dışına çıkmadığınanlamına gelir. Tabii sorunlarının yüzde doksan dokuzu çözülür; ama çok büyük bir bedel karşılığında.Artık daha az sorunlu olacaksın. Doğu insanı daha az endişeli, daha az gergindir; neredeyse kendi içmağarasında, gözleri kapalı, korunmuş bir şekilde yaşar. Enerjisinin hareket etmesine izin vermez. Kapalıbir devre olur; küçük bir enerji kendi varlığı içinde dolaşır ve o mutlu olur. Ama bu mutluluk biraz ölü.Mutluluğu bir kutlama, bir coşku değil.Buna en fazla "mutsuzluk değil" diyebilirsin. Ancak olumsuz bir şeyle kıyaslayarak konuşabilirsin. Birhastalığın yok diye kendini sağlıklı ilan etmek gibi. Ama bu, gerçek sağlık sayılmaz. Sağlığın olumlu birtarafı olmalı, varlığıyla ışıldamak; o sadece hastalıksız olmak değil. Bu açıdan bakınca ölü bir beden bilesağlıklı sayılır: çünkü hasta değil.O yüzden bizler Doğu'da sevgisiz yaşamaya çalıştık, dünyayı terk ettik; bu, sevgiyi bırakmak demek.Kadını, erkeği, sevginin filizlenebileceği her olasılığı bırakmak demek. Jaina rahipler, Hindu rahipler,Budist rahipler yalnızken bir kadınla bile konuşamazlar; bir kadına dokunmaları yasaktır, yüz yüzegelmelerine bile izin verilmez. Bir kadın gelip bir şey sorduğu zaman gözlerini yere indirmek zorundadırlar.Kazara kadını görmesinler diye burunlarının ucuna bakmak zorundadırlar. Çünkü kim bilir, bir şeylerolabilir... ve insan sevginin ellerinde neredeyse çaresizdir.İnsanların evlerinde kalmazlar. Sevginin yeşermesi, bağlanmak mümkün olmasın diye bir yerde uzun sürekalmazlar. O yüzden sürekli dolaşır, seyahat eder ve kaçınırlar; bütün ilişkilerden kaçınırlar. Belirli birdinginlik niteliğine ulaşmışlardır. Kaygısız, telaşsız insanlardır ama mutlu, coşkulu değillerdir.Batı'da ise tam tersi olmuştur. İnsanlar sevgi üzerinden mutluluk aramış ve çok büyük sorunlar yaratmıştır.Kendileriyle olan bağlantılarını kaybetmişlerdir. Kendilerinden o kadar uzaklaşmışlardır ki, nasıl geridöneceklerini bilmiyorlar. Yolun nerede olduğunu, yuvalarının nerede olduğunu bilmiyorlar. O yüzdenkendilerini anlamsız, yuvasız hissedip, bu kadınla, şu erkekle daha fazla sevgi çabası içine giriyorlar...Heteroseksüel, homoseksüel, otoseksüel. Her türlü yolu deniyorlar ve yine boşluk hissediyorlar çünküsevgi tek başına mutluluk verebilir ama içinde bir dinginlik olmaz. Ve mutluluk varken dinginlik yoksa,yine eksik olan bir şey olur.Dinginlik olmadan mutluluk, bir ateş, bir heyecan olur... anlamsız bir tantana. Bu havale durumu sende okadar büyük bir gerginlik yaratır ki, sonucunda ortaya bir şey çıkmaz; sadece delice bir kovalamaca. Vebir gün bütün bu çabalarının temelsiz olduğunu fark edersin çünkü sen diğerini bulmak için koşturuyorsunama daha henüz kendini bulamamışsın.Bu iki yol da başarısız olmuştur. Doğu başarısız oldu çünkü sevgi olmadan meditasyonu denedi. Batıbaşarısız oldu çünkü o da meditasyon olmadan sevgiyi denedi. Benim tüm çabam sana bir sentez vermek,bütünü göstermek... Bu da, meditasyon artı sevgidir. İnsan tek başınayken mutlu olabilmeli, aynı zamandainsanlarla birlikteyken de mutlu olabilmeli, insan iç mutluluğa sahip olabilmeli ve aynı zamanda yaşadığıilişkilerde de mutlu olmalı. İnsan hem içinde güzel bir yuva kurabilmeli, hem de dışında. Evini çevreleyengüzel bir bahçe ve aynı zamanda güzel bir yatak odan olmalı. Bahçe, yatak odasının karşıtı değildir; yatakodası da bahçenin karşıtı değildir.O yüzden meditasyon bir iç sığınak, bir iç tapınak olmalı. Ne zaman dünyanın sana biraz fazla geldiğinihissedersen, tapınağına adım atabilirsin. Kendi iç varlığında yıkanabilirsin. Kendini gençleştirirsin.Yeniden doğmuş gibi olursun; yine canlı, taze, genç ve yenilenmiş olursun, yaşamak, varolmak için. Amaaynı zamanda insanları sevebilmeli, sorunlarla karşılaşabilmelisin. Çünkü güçsüz, sorunlarla yüzleşemeyenbir dinginlik, dinginlik sayılmaz, pek bir şey ifade etmez.Sadece sorunlarla karşılaşan ve dingin kalmayı başarabilen bir dinginlik arzu edilebilir bir şeydir.
67 -> 83Sana bu iki şeyi söylemek istiyorum: Önce meditasyonla başla; çünkü varlığının en yakın merkezindenbaşlamak her zaman için iyidir ve bu da meditasyondur. Ancak burada takılıp kalma. Meditasyon hareketetmeli, filizlenmeli, yeşermeli ve sevgiye dönüşmeli.Endişe etme, bunu bir soruna çevirme; bu bir sorun değil. Sadece insani bir şey; çok doğal. Herkeskorkar... korkmak zorunda. Hayat öyle bir şeydir ki, insan korkmak zorunda. Ve korkusuz olan insanlar,cesurlaşarak korkusuz olmaz; çünkü cesur bir insan, korkusunu bastırmıştır, aslında korkusuz değildir.İnsan ancak korkularını kabullenerek korkusuz olur. Bu bir cesaret meselesi değil. Sadece hayatıngerçeklerini görmek ve bu korkuların doğal olduğunu fark etmektir. İnsan kabullenir.Sorun çıkmasının nedeni senin onları reddetmek istemen. Sana çok egoist idealler öğretildi: "Cesur ol." Nesaçmalık! Aptalca! Zeki bir insan korkularından nasıl uzak durur? Eğer aptalsan, herhangi bir korkunolmaz. O zaman otobüs şoförü kornaya basar durur ve sen yolun ortasında durmaya devam edersin,korkmadan. Ya da bir boğa üzerine doğru gelirken, sen öylesine durursun; korkmadan. Ama aptalsın. Zekibir insan kenara atlamak zorundadır.Eğer müptelası olur ve her çalının altında yılan aramaya başlarsan, o zaman bir sorun var demektir. Eğeryolda hiç trafik yokken bile korkuyor ve kenara atlıyorsan, o zaman bir sorun var demektir; aksi haldekorku doğaldır.Sana korkularından kurtulacaksın dediğim zaman hayatta hiçbir korku olmayacak demiyorum. Sadecekorkularının yüzde doksanının hayal gücünün bir ürünü olduğunu göreceksin. Yüzde onu gerçektir veinsan onları kabullenmek zorundadır. Ben insanları cesur yapmam. Onları daha duyarlı, hassas ve farkındayaparım ve onların farkındalığı yeterlidir. Korkularını birer basamak olarak kullanabileceklerinin farkınavarırlar. O yüzden endişe etme, tamam mı?Korkunun içeriği nedir? Her zaman bir köşenin arkasında ama onunla yüzleşmek için döndüğümzaman, sadece bir gölgeden ibaret. Eğer bir özü yoksa, üzerimde nasıl bu kadar güçlü bir etkiyaratabiliyor?Korku, gölgen kadar maddi olmayan bir şeydir, ama vardır. Gölge de vardır; maddi değildir, negatiftir amayok değildir. Ve bazen gölge seni derinden etkileyebilir. Ormanda karanlık çökerken, kendi gölgendenkorkabilirsin. Issız bir yerde, yalnız başına yürürken, gölgen yüzünden koşmaya başlayabilirsin. Koşmangerçektir, kaçma çaban gerçektir ama nedenin özünde bir şey yoktur.Bir halatı yılan zannedip kaçabilirsin; ama eğer dönüp yakından bakıp gözlemlersen, bu aptallığınagülersin.Ama insanlar korkunun varolduğu yerlere girmekten korkar. İnsanlar en fazla korkudan korkar çünkükorkunun varlığı bile seni temelden sarsar. Ama temelin sarsılması gerçektir. Korku, bir rüya, bir kabusgibidir. Kabustan sonra uyandığında, kabusun etkileri hâlâ devam eder. Nefes alıp vermen değişmiştir,terlersin, vücudun titremeye devam eder, sana sıcak basmıştır. Onun sadece bir kabus olduğunu bilirsin,gerçek olmayan bir şey olduğunu bilirsin ama bunun varlığının özüne ulaşması bile zaman alır. Bu aradaözü olmayan rüyanın etkileri devam eder. Korku bir kabustur.Bana soruyorsun: "Korkunun içeriği nedir?" diyorsun. Korkunun malzemesi insanın kendi varlığınayabancı olmasıdır. Sadece tek bir korku vardır; birçok yoldan kendini açığa vurur, bin bir ayrı suratı vardırama temelinde korku tektir: "Özümde, ben olmayabilirim." Ve aslında bir anlamda olmadığın doğru.Tanrı var, sen yoksun. Ev sahibi yok, konuk var. Bu şüphe yüzünden - ve bu çok geçerli bir şüphe - içinebakmıyorsun. Varmış gibi rol yapıyorsun; eğer içine bakarsan olmadığını bileceksin. Bu çok derin ve kolayanlaşılır bir anlayıştır. Entelektüel değil varoluşçudur. İçinde, derinliklerinde "Olmayabilirim. O yüzdenbakmamakta fayda var. Dışarı bakmaya devam edeceğim." duygusudur. En azından seni kandırıyor, "benvarım" yanılsamasını devam ettiriyor. Ama bu "varlık" duygusu sahte olduğu için korku yaratır; onu herşey yok edebilir, herhangi bir derin karşılaşma onu paramparça edebilir. Sevgi onu parçalayabilir, birustayla tanışmak parçalayabilir, ağır bir hastalık parçalayabilir, birinin ölümüne şahit olmak parçalayabilir.
- Page 1 and 2:
1 -> 83cesaretEğer cesur değilsen
- Page 3 and 4:
3 -> 83CESARET NEDİRBaşlangıçta
- Page 5:
5 -> 83huzurunda kim olduğunu bile
- Page 8 and 9:
8 -> 83O zaman ne yapmalı? Yapıla
- Page 10 and 11:
10 -> 83doğru kabul ettiğin zaman
- Page 12 and 13:
12 -> 83Asla inanma. Eğer güvenmi
- Page 14 and 15:
14 -> 83acil bir durumdu. Kör adam
- Page 16 and 17: 16 -> 83olabilirse, ona çakravarti
- Page 18 and 19: 18 -> 83O sahipliği arttırmak iç
- Page 20 and 21: 20 -> 83bir kitap yazarsan, hiç ki
- Page 22 and 23: 22 -> 83meşalesini her iki uçtan
- Page 24 and 25: 24 -> 83Aslında korkan bu "BEN" di
- Page 26 and 27: 26 -> 83kadar güçlü ki, onu yenm
- Page 28 and 29: 28 -> 83derler. Eğer o görücü u
- Page 30 and 31: 30 -> 83Ancak eğer böyle konuşur
- Page 32 and 33: 32 -> 83götürmez. Korkmaya devam
- Page 34 and 35: 34 -> 83o zaman "Bu pasta çok lezz
- Page 36 and 37: 36 -> 83ve başka hiçbir şeyi umu
- Page 38 and 39: 38 -> 83Artık eski kalıpları ger
- Page 40 and 41: 40 -> 83Onu Nelson'ın yendiğini s
- Page 42 and 43: 42 -> 83file:///E:/E-K%C4%B0TAPLAAR
- Page 44 and 45: 44 -> 83başkalarının önüne koy
- Page 46 and 47: 46 -> 83dünya düzenine uyum sağl
- Page 48 and 49: 48 -> 83Eğer bir korkaksan, bunun
- Page 50 and 51: 50 -> 83Babam yanıtladı: "O benim
- Page 52 and 53: 52 -> 83gibi, bıkkınlık içinde
- Page 54 and 55: 54 -> 83Zihin tarihinin tamamı, b
- Page 56 and 57: 56 -> 83Bir ifade vardır, bazen "b
- Page 58 and 59: 58 -> 83aynı yaşam formu, tam şu
- Page 60 and 61: 60 -> 83sıkıntılarını, keyifle
- Page 62 and 63: 62 -> 83O yüzden, benim için basi
- Page 64 and 65: 64 -> 83gerçeklerini görmek ve bu
- Page 68 and 69: 68 -> 83Birçok şekilde parçalana
- Page 70 and 71: 70 -> 83Neden kendimi ortaya koymak
- Page 72 and 73: 72 -> 83okyanusunda bir dalga gibi
- Page 74 and 75: 74 -> 83Ev sahibi tekrar köpeğe b
- Page 76 and 77: 76 -> 83Şimdi tek yapabileceğin
- Page 78 and 79: 78 -> 83neredeyse durur gibi olur.B
- Page 80 and 81: 80 -> 83hayatın akıyor ve ilk and
- Page 82 and 83: 82 -> 83kimse yok.Ama İsa gücün