72 -> 83okyanusunda bir dalga gibi hissedeceksin. Bu bir kimlik değil çünkü sen içinde değilsin. Sen yok oldun,Tanrı'nın içinde eridin.Eğer sahte olanı riske edebilirsen, gerçek senin olabilir. Ve buna değer çünkü sadece sahte bir şeyi riskeedip gerçeğe sahip olacaksın. Hiçbir şey riske etmeden her şeye sahip olacaksın.Kendimden sıkıldığımı ve hiçbir heyecan hissetmediğimi keşfettim. Kendimizi olduğumuz gibikabullenmemizi söylediniz. İçimde bir heyecan olmadığını bilerek hayatı kabullenemiyorum. Neyapacağım?Duyduğuma göre insanı gevşetmeyen yeni bir tür sakinleştirici varmış; insanı dürtüyor, geriyormuş.Onu dene! Dene, dene ve bir kere daha dene; Amerikalı ol!... Ama üç kereden fazla deneme. Dene, tekrardene, bir kere daha dene ve sonra dur. Çünkü aptallığı sürdürmenin bir anlamı yok."Kendimden sıkıldığımı keşfettim..." diyorsun.Bu harika bir keşif. Evet, çok ciddiyim! Çok az insan sıkıldıklarının farkındadır; ve aslında onlar sıkılıyor,hem de çok. Bunu kendileri dışında herkes biliyor. İnsanın sıkıldığını bilmesi çok güzel bir başlangıç;ancak bazı şeylerin anlaşılması gerekiyor.İnsan, sıkıntı hisseden tek hayvandır; bu çok büyük bir ayrıcalıktır, insanlık gururunun bir parçasıdır. Senhiç canı sıkılmış bir buffalo gördün mü? Ya da bir eşek? Onlar sıkılmıyor. Sıkılmak, sadece yaşam tarzınınyanlış olduğu anlamına gelir; o yüzden çok büyük bir fırsattır: "Sıkılıyorum ve bu konuda bir şeyleryapmak gerekiyor, bir dönüşüm gerekli" anlayışı oluşabilir. O yüzden sıkıntı hissetmenin kötü bir şeyolduğunu düşünme; bu iyi bir işaret, iyi bir başlangıç, hayırlı bir başlangıç. Ama orada durma.İnsan neden sıkılır? İnsansıkılır çünkü başkaları tarafından empoze edilmiş ölü kalıplara göreyaşamaktadır. Bu kalıpları terk et, o kalıplardan çık! Kendi hayatını yaşamaya başla.Sadece gerçek insan sıkılmaz; sahte insanın ise sıkılması kaçınılmazdır. Hıristiyan sıkılır, Jaina sıkılır, Parsisıkılır, komünist sıkılır çünkü hepsi hayatlarını ikiye bölüyor. Gerçek hayatlarını bastırıyor ve sahte birhayatın içinde rol yapmaya başlıyorlar. Sahte hayat ise sıkıntı yaratıyor. Eğer gerçek hayatının gerekleriniyerine getiriyorsan asla sıkılmazsın.Üniversiteye gitmek için evden ayrıldığım zaman, ailem, babam, yakınlarım benim bilim adamı olmamıistiyordu; bilim adamlığı çok iyi bir gelecek vaat ediyordu. En azından bir doktor ya da mühendis olmamıistiyorlardı. Hemen karşı çıktım. "Ben ne istiyorsam onu yapacağım çünkü sıkıcı bir hayatım olsunistemiyorum. Bilim adamı olarak başarılı olabilirim - saygınlığa, paraya, güce, itibara sahip olabilirim - amaiçimdeki sıkıntıyı yok edemem çünkü bu benim yapmak istediğim bir şey değil."Çok şaşırdılar çünkü felsefe okumakta bir gelecek göremiyorlardı; felsefe, üniversitelerin en az parakazandıran bölümüydü. Geleceğimi harcayacağımı düşünüyorlardı ama istemeden de olsa kabullendiler.Ama sonunda yanıldıklarını anladılar.Olay para, güç ve itibar sorunu değil; önemli olan asıl senin ne yapmak istediğin. Sonucu ne olursa olsunbunu yap ve sıkıntın kendiliğinden kaybolacaktır. Başkalarının fikrini uyguluyor olmalısın, işleribaşkalarının doğru gördüğü şekilde yapıyor olmalısın, onların yapacağı şekilde yapıyor olmalısın. Sıkıntınıntemel taşları bunlardır.Tüm insanlar sıkılıyor çünkü tasavvufçu olacak biri matematikçi olmuş, matematikçi olacak biri politikacı,şair olacak biri ise işadamı olmuş. Herkes başka yerde; kimse olması gerektiği yerde değil. İnsan riskegirmeli. Eğer riske girmeye hazırsan sıkıntı anında yok olabilir.Bana "kendimden sıkıldığımı keşfettim" diyorsun. Kendinden sıkılıyorsun çünkü kendine karşı içtenolmamışsın, kendine karşı dürüst olmamışsın, kendi varlığına saygı duymamışsın.
73 -> 83"Heyecan hissetmiyorum" diyorsun. Nasıl heyecan duyacaksın? Heyecan sadece yapmak istediğin bir şeyiyaparken hissedilir. Konu ne olursa olsun.Vincent Van Gogh, resim yaparken çok mutluydu. Tek bir resmi bile satılmadı, kimse onu takdir etmedi veaçtı, açlıktan ölüyordu. Kardeşi ona yemek yiyebilmesi için her hafta az bir para veriyordu. Haftada dörtgün oruç tutar ve üç gün yemek yerdi. Dört gün oruç tutmak zorundaydı çünkü başka türlü tuval, boya vefırça için nasıl para bulacaktı? Ama o çok mutluydu; büyük bir heyecan yaşıyordu.Sadece otuz üç yaşındayken öldü; intihar etti. Ama onun intiharı bile senin sahte hayatından çok dahaiyidir çünkü resmini yapmak istediği şeyin resmini tamamladıktan sonra intihar etti. En büyük arzusu birgünbatımı resmi yapmaktı ve resmini bitirdiği gün bir mektup yazdı: "işim tamamlandı, tatmin oldum. Budünyadan tatmin olmuş bir şekilde ayrılıyorum" dedi. İntihar etti ama ben buna intihar demeyeceğim. Otam yaşadı, hayat mumunu her iki ucundan çok büyük bir yoğunlukla yaktı.Yüz yaşına kadar yaşayabilirsin ama hayatın sadece kuru bir kemik gibi olabilir: Sadece bir ağırlık, ölü birağırlık. "Kendimizi olduğumuz gibi kabullenmemizi söylediniz. İçimde bir heyecan olmadığını bilerekhayatı kabullenemiyorum!" diyorsun.Kendini kabullen dediğim zaman, yaşam kalıbını kabullen demiyorum; beni yanlış anlamaya çalışma.Kendini kabullen dediğim zaman, başka her şeyi reddet diyorum; sadece kendini kabullen. Ama sen benikendine göre yorumlamış olmalısın. Bu işler böyledir...Bir Marslı uçan dairesiyle Manhattan'a inmiş ve dışarı çıkar çıkmaz bir dilenci ona yaklaşmış ve "Bayım,bir onluk verir misin?" demiş.Marslı sormuş: "Onluk nedir ki?"Dilenci biraz düşünmüş ve yanıtlamış: "Haklısın, bir yirmi beşlik verir misin?"Benim söylediğim senin anladığın şey değil. Sana empoze edilmiş olan her şeyi reddet; sana, kabullenmediyorum. Bilinemeyenden getirmiş olduğun özünü kabullendiğin zaman bir şeylerin eksik olduğunuhissetmezsin. Kendini şartsız kabullendiğin zaman, birden bir mutluluk patlaması yaşanır. Heyecanınakmaya başlar ve hayat coşku dolu olur.Bir adamın dostları onun öldüğünü sanmış ama adam sadece komadaymış. Gömülmeden kısa bir süre öncehayat belirtileri göstermiş ve ona ölmenin nasıl bir his olduğunu sormuşlar."Ölmek mi?" diye bağırmış. "Ben ölmedim ki. Neler olduğunun farkındaydım ve ölmediğimi biliyordum.Çünkü ayaklarım üşüyordu ve karnım açtı."Meraklananlardan biri sordu: "Peki bunlar senin hayatta olduğunu anlamana nasıl yardımcı oldu?""Eğer cennette olsaydım karnım aç olmazdı, diğer yerde olsaydım ayaklarım üşümezdi."Ölü olmadığından emin olabilirsin: Karnın acıkıyor ve ayakların üşüyor. Sadece kalk ve biraz koş!Eğitimsiz ve görgü kurallarından haberdar olmayan yoksul bir adam, bir milyonerin kızına aşık olmuş. Kızonu ailesiyle tanıştırmak için malikaneye davet etmiş. Malikaneden, hizmetçilerden ve diğer bütünzenginlik işaretlerinden adamın gözü korkmuş ama yine de bir şekilde rahat görünmeyi başarmış... akşamyemeği saatine kadar. Dev yemek masasında otururken şarabın etkisiyle gevşediği için, gürültülü birşekilde osurmuş.Kızın babası başını kaldırmış ve adamın ayakları dibinde yatan köpeğine bakmış. Kızgın bir ifadeyle"Rover!" diye seslenmiş.Yoksul adam köpeğin sorumlu tutulduğunu görünce rahatlamış ve o yüzden birkaç dakika sonra tekrarosurmuş.
- Page 1 and 2:
1 -> 83cesaretEğer cesur değilsen
- Page 3 and 4:
3 -> 83CESARET NEDİRBaşlangıçta
- Page 5:
5 -> 83huzurunda kim olduğunu bile
- Page 8 and 9:
8 -> 83O zaman ne yapmalı? Yapıla
- Page 10 and 11:
10 -> 83doğru kabul ettiğin zaman
- Page 12 and 13:
12 -> 83Asla inanma. Eğer güvenmi
- Page 14 and 15:
14 -> 83acil bir durumdu. Kör adam
- Page 16 and 17:
16 -> 83olabilirse, ona çakravarti
- Page 18 and 19:
18 -> 83O sahipliği arttırmak iç
- Page 20 and 21:
20 -> 83bir kitap yazarsan, hiç ki
- Page 22 and 23: 22 -> 83meşalesini her iki uçtan
- Page 24 and 25: 24 -> 83Aslında korkan bu "BEN" di
- Page 26 and 27: 26 -> 83kadar güçlü ki, onu yenm
- Page 28 and 29: 28 -> 83derler. Eğer o görücü u
- Page 30 and 31: 30 -> 83Ancak eğer böyle konuşur
- Page 32 and 33: 32 -> 83götürmez. Korkmaya devam
- Page 34 and 35: 34 -> 83o zaman "Bu pasta çok lezz
- Page 36 and 37: 36 -> 83ve başka hiçbir şeyi umu
- Page 38 and 39: 38 -> 83Artık eski kalıpları ger
- Page 40 and 41: 40 -> 83Onu Nelson'ın yendiğini s
- Page 42 and 43: 42 -> 83file:///E:/E-K%C4%B0TAPLAAR
- Page 44 and 45: 44 -> 83başkalarının önüne koy
- Page 46 and 47: 46 -> 83dünya düzenine uyum sağl
- Page 48 and 49: 48 -> 83Eğer bir korkaksan, bunun
- Page 50 and 51: 50 -> 83Babam yanıtladı: "O benim
- Page 52 and 53: 52 -> 83gibi, bıkkınlık içinde
- Page 54 and 55: 54 -> 83Zihin tarihinin tamamı, b
- Page 56 and 57: 56 -> 83Bir ifade vardır, bazen "b
- Page 58 and 59: 58 -> 83aynı yaşam formu, tam şu
- Page 60 and 61: 60 -> 83sıkıntılarını, keyifle
- Page 62 and 63: 62 -> 83O yüzden, benim için basi
- Page 64 and 65: 64 -> 83gerçeklerini görmek ve bu
- Page 66 and 67: 66 -> 83zorlukları görüp kaçmay
- Page 68 and 69: 68 -> 83Birçok şekilde parçalana
- Page 70 and 71: 70 -> 83Neden kendimi ortaya koymak
- Page 74 and 75: 74 -> 83Ev sahibi tekrar köpeğe b
- Page 76 and 77: 76 -> 83Şimdi tek yapabileceğin
- Page 78 and 79: 78 -> 83neredeyse durur gibi olur.B
- Page 80 and 81: 80 -> 83hayatın akıyor ve ilk and
- Page 82 and 83: 82 -> 83kimse yok.Ama İsa gücün