11.07.2015 Views

OSHO - Cesaret - E-Kitap Ä°ndir - E-Kitap Oku

OSHO - Cesaret - E-Kitap Ä°ndir - E-Kitap Oku

OSHO - Cesaret - E-Kitap Ä°ndir - E-Kitap Oku

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

73 -> 83"Heyecan hissetmiyorum" diyorsun. Nasıl heyecan duyacaksın? Heyecan sadece yapmak istediğin bir şeyiyaparken hissedilir. Konu ne olursa olsun.Vincent Van Gogh, resim yaparken çok mutluydu. Tek bir resmi bile satılmadı, kimse onu takdir etmedi veaçtı, açlıktan ölüyordu. Kardeşi ona yemek yiyebilmesi için her hafta az bir para veriyordu. Haftada dörtgün oruç tutar ve üç gün yemek yerdi. Dört gün oruç tutmak zorundaydı çünkü başka türlü tuval, boya vefırça için nasıl para bulacaktı? Ama o çok mutluydu; büyük bir heyecan yaşıyordu.Sadece otuz üç yaşındayken öldü; intihar etti. Ama onun intiharı bile senin sahte hayatından çok dahaiyidir çünkü resmini yapmak istediği şeyin resmini tamamladıktan sonra intihar etti. En büyük arzusu birgünbatımı resmi yapmaktı ve resmini bitirdiği gün bir mektup yazdı: "işim tamamlandı, tatmin oldum. Budünyadan tatmin olmuş bir şekilde ayrılıyorum" dedi. İntihar etti ama ben buna intihar demeyeceğim. Otam yaşadı, hayat mumunu her iki ucundan çok büyük bir yoğunlukla yaktı.Yüz yaşına kadar yaşayabilirsin ama hayatın sadece kuru bir kemik gibi olabilir: Sadece bir ağırlık, ölü birağırlık. "Kendimizi olduğumuz gibi kabullenmemizi söylediniz. İçimde bir heyecan olmadığını bilerekhayatı kabullenemiyorum!" diyorsun.Kendini kabullen dediğim zaman, yaşam kalıbını kabullen demiyorum; beni yanlış anlamaya çalışma.Kendini kabullen dediğim zaman, başka her şeyi reddet diyorum; sadece kendini kabullen. Ama sen benikendine göre yorumlamış olmalısın. Bu işler böyledir...Bir Marslı uçan dairesiyle Manhattan'a inmiş ve dışarı çıkar çıkmaz bir dilenci ona yaklaşmış ve "Bayım,bir onluk verir misin?" demiş.Marslı sormuş: "Onluk nedir ki?"Dilenci biraz düşünmüş ve yanıtlamış: "Haklısın, bir yirmi beşlik verir misin?"Benim söylediğim senin anladığın şey değil. Sana empoze edilmiş olan her şeyi reddet; sana, kabullenmediyorum. Bilinemeyenden getirmiş olduğun özünü kabullendiğin zaman bir şeylerin eksik olduğunuhissetmezsin. Kendini şartsız kabullendiğin zaman, birden bir mutluluk patlaması yaşanır. Heyecanınakmaya başlar ve hayat coşku dolu olur.Bir adamın dostları onun öldüğünü sanmış ama adam sadece komadaymış. Gömülmeden kısa bir süre öncehayat belirtileri göstermiş ve ona ölmenin nasıl bir his olduğunu sormuşlar."Ölmek mi?" diye bağırmış. "Ben ölmedim ki. Neler olduğunun farkındaydım ve ölmediğimi biliyordum.Çünkü ayaklarım üşüyordu ve karnım açtı."Meraklananlardan biri sordu: "Peki bunlar senin hayatta olduğunu anlamana nasıl yardımcı oldu?""Eğer cennette olsaydım karnım aç olmazdı, diğer yerde olsaydım ayaklarım üşümezdi."Ölü olmadığından emin olabilirsin: Karnın acıkıyor ve ayakların üşüyor. Sadece kalk ve biraz koş!Eğitimsiz ve görgü kurallarından haberdar olmayan yoksul bir adam, bir milyonerin kızına aşık olmuş. Kızonu ailesiyle tanıştırmak için malikaneye davet etmiş. Malikaneden, hizmetçilerden ve diğer bütünzenginlik işaretlerinden adamın gözü korkmuş ama yine de bir şekilde rahat görünmeyi başarmış... akşamyemeği saatine kadar. Dev yemek masasında otururken şarabın etkisiyle gevşediği için, gürültülü birşekilde osurmuş.Kızın babası başını kaldırmış ve adamın ayakları dibinde yatan köpeğine bakmış. Kızgın bir ifadeyle"Rover!" diye seslenmiş.Yoksul adam köpeğin sorumlu tutulduğunu görünce rahatlamış ve o yüzden birkaç dakika sonra tekrarosurmuş.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!