4 -> 83veremez. En fazla üstünü temizler; hepsi bu. Üzerinde birikmiş olan tozları süpürür. Fırtına onu bir güzelyıkayıp temizler. Ama fırtına dindikten sonra, küçük bitkiler ve otlar yine dikilirler. Bir otun neredeyse hiçkökü yoktur. Küçük bir çocuk tarafından bile sökülebilir. Ama fırtına yenilmiştir. Ne oldu?Otlar Tao'nun yolunu izlemiştir; Lao Tzu'nun yolunu. Ve büyük ağaç ise Charles Darwin'i izledi. Büyükağaç çok mantıklıydı: Direnmeye çalıştı, gücünü göstermeye çalıştı. Eğer gücünü göstermeye çalışırsanyenilmeye mahkum olacaksın. Bütün Hitler'ler, bütün Napolyon'lar, bütün İskender'ler, büyük, güçlüağaçlardır. Onların hepsi yenilgiye uğratılacaktır. Lao Tzu'lar, küçük otlar gibidir; kimse onları yenemez.Çünkü onlar her zaman eğilmeye hazırdır. Teslim olan birini nasıl yenebilirsin? "Ben zaten yenildim" ya da"Zaferinizin keyfini çıkarın efendim, sorun çıkarmaya gerek yok; yenilgiyi kabul ediyorum" diyen birininasıl yenebilirsin? Büyük İskender bile Lao Tzu önünde kendini güçsüz hissedecektir. Hiçbir şey yapamaz.Bu yaşandı. Tıpkı şöyle oldu:Büyük İskender'in, Hindistan'da olduğu zamanlar Dandamis adında bir sannyasin, bir mistik yaşıyormuş.Arkadaşları İskender'e Hindistan'a sefere çıkarken, dönüşte bir sannyasin getirmesi söylemişler. Çünkü onadir çiçek sadece Hindistan'da filizleniyormuş. "Dönüşte pek çok şey getireceksiniz ama lütfensannyasin'i unutmayın, biz onun ne olduğunu görmek istiyoruz, sannyasin'in ne olduğunu tam olarakbilmek istiyoruz" demişler.Savaşlar ve mücadeleler yüzünden o kadar meşgulmüş ki, bunu neredeyse unutmuş. Geri dönerken, tamHindistan sınırını terk etmek üzereyken birden aklına gelmiş. Hindistan'ın son köyünden ayrılmaküzereymiş. o yüzden askerlerine köye gidip, bu civarda bir sannyasin olup olmadığını sormalarını istemiş.O sırada tesadüf eseri Damdamis köyde, nehir kıyısındaymış. İnsanlar "Tam vaktinde geldiniz. Birçoksannyasin vardır; ama gerçek sannyasin her zaman çok nadir bulunur. O şu anda burada. Gidip onuziyaret eder, ders alabilirsiniz" demişler. İskender gülmüş. "Ben buraya ders almaya gelmedim. Askerlerimgidip onu alacak ve ben de onu ülkemin başkentine götüreceğim." demiş.Köylüler "Bu o kadar kolay değil." diye yanıtlamış.İskender, kulaklarına inanamamış; ne tür bir zorluk olabilirdi? O, imparatorları, büyük kralları dizegetirmişti. O yüzden bir dilenciyle, bir sannyasiri\e, nasıl bir zorluk yaşardı? Askerleri Damdamis'igörmeye gitti. Damdamis, nehrin kıyısında çırılçıplaktı. "Büyük İskender seni ülkesine davet ediyor.İhtiyacın olan her şey sana sunulacak. Kraliyet konuğu olacaksın" demişler.Çıplak fakir gülmüş ve: "Sen git ve ustana söyle; kendine büyük diyen bir insan büyük olamaz. Kimse benibir yere götüremez. Bir sannyasin bulut gibi hareket eder. Tam bir özgürlük içinde. Ben kimsenin kölesideğilim." demiş."İskender'i duymuş olmalısın; o çok tehlikeli bir adam. Eğer ona hayır dersen, bunu kabul etmez. Kafanıkestirir" demiş askerler.Sannyasin onlara: "Belki de en iyisi sizin onu buraya getirmenizdir, o benim ne demek istediğimianlayabilir." Demiş.İskender onu görmeye gitmek zorunda kalmış. Çünkü geri dönüp askerler ona şöyle demişti: "O çok eşsizbir adam. Sanki ışıldıyor. Etrafında bilinmeyenden kaynaklanan bir şey var. Çıplak, ama onun yanındaçıplaklığı hissetmiyorsunuz, daha sonra hatırlıyorsunuz. O kadar güçlü ki, onun varlığında bütün dünyayıunutuyorsunuz. Bir çekiciliği var. Etrafını büyük bir dinginlik kuşatmış. Ve sanki çevresindeki her şeyonun varlığından mutluluk alıyor. Görülmeye değer biri. Ancak gelecekte onu tehlikeler bekliyor. Çünküzavallı adam kimsenin onu bir yere götüremeyeceğini, kimsenin kölesi olmadığını söylüyor."İskender, elinde kınından çıkmış kılıcıyla onu görmeye gitti. Damdamis güldü ve konuştu: "Kılıcını indir,burada bir işe yaramaz. Onu kınına sok. Burada bir işe yaramaz; çünkü sadece bedenimi kesebilirsin. Veben onu uzun zaman önce geride bıraktım. Kılıcın beni kesemez, o yüzden onu indir; çocukluk etme."Söylenenlere göre, İskender hayatında ilk kez bir başkasının emrini yerine getirdi. Çünkü bu adamın
5 -> 83huzurunda kim olduğunu bile unutmuştu. Kılıcını kınına soktu ve "Hayatımda bu kadar güzel bir adamlakarşılaşmadım" dedi. Kampa geri dönünce, düşüncelerini anlattı. "Ölmeye hazır olan birini öldürmek çokzor. Onu öldürmek anlamsız. Savaşan birini öldürürsün; o zaman öldürmenin bir anlamı var. Ama ölmeyehazır olan, işte kafam burada, onu kesebilirsin diyen bir adamı öldüremezsin."Damdamis aslında şöyle demişti: "Bu benim kafam. Onu kesebilirsin. Kafam düştüğü zaman, onu kumlarınüstüne düşerken göreceksin. Ben de aynı şeyi göreceğim. Çünkü ben bedenim değilim. Ben bir tanığım."İskender, bunu arkadaşlarına anlattı. Ve şöyle dedi: "Buraya getirebileceğim sannyasiriler vardı, ancakonlar sannyasin değildi. Sonra gerçekten eşsiz olan bir adamla karşılaştım ve siz doğru duymuşsunuz: Buçiçek gerçekten eşsiz. Ama kimse onu zorlayamıyor çünkü ölümden korkmuyor. Bir insan ölümdenkorkmadığı zaman, ona nasıl zorla bir şey yaptırabilirsiniz?"Seni köle yapan şey kendi korkuların; senin korkuların. Korkusuz olduğun zaman artık köle değilsin.Aslında başkalarını, onlar seni köle yapmadan köle yapmaya zorlayan güç senin kendi içindeki korkudur.Korkusuz bir insan, ne kimseden korkar, ne de başkalarını korkutur. Korku tamamen ortadan kaybolur.KALBİN YOLU<strong>Cesaret</strong> anlamına gelen courage kelimesi çok ilginçtir. Kalp anlamına gelen Latince cor kökünden gelir.Courage sözcüğü kalp anlamındaki cor kökünden gelir, yani cesur olmak, kalple yaşamak demektir. Vekorkaklar, sadece korkaklar, kafalarıyla yaşar. Korktukları için etraflarında mantıktan oluşan bir güvenlikduvarı yaratırlar. Korkularıyla her kapı ve pencereyi kapatırlar. Kavramları, kelimeleri, teorileri vedinbilimleriyle, bütün boşlukları kapatır ve bu kapalı kapılar arkasında gizlenirler.Kalbin yolu, cesaretin yoludur. Güvencesizlik içinde yaşamaktır; sevgi ve güven içinde yaşamaktır,bilinmeyenin içinde hareket etmektir. Geçmişi bırakıp, geleceğin yaşanmasına izin vermektir. <strong>Cesaret</strong>,tehlikeli yollarda hareket etmektir. Hayat tehlikelidir ve sadece korkaklar tehlikeden kaçınır. Ama onlarzaten ölüdür. Yaşayan bir insan, gerçekten yaşayan bir insan, her zaman bilinmeyene doğru gider. Tehlikevardır, ama o bu riski alır. Kalp her zaman risk almaya hazırdır, kalp kumarbazdır. Kafa ise bir işadamıdır.Kafa her zaman hesaplar; çok kurnazdır. Kalp hesapçı değildir.<strong>Cesaret</strong> anlamına gelen İngilizce courage çok güzel ve ilginç bir sözcüktür. Kalp üzerinden yaşamak,anlamı keşfetmektir. Bir şair kalbiyle yaşar ve zamanla kalbi üzerinden bilinmeyenin seslerini dinlemeyebaşlar. Kafa dinleyemez; o bilinmeyenden çok uzaktadır. Kafa bilinenlerle doludur.Zihnin nedir? O, bildiğin her şeydir. O geçmiştir, ölmüş olan ve geride kalan şeylerdir. Zihin, biriktirilmişgeçmişten başka bir şey değildir, hafızadır. Kalp ise gelecektir, kalp her zaman umuttur, kalp her zamangelecekte bir yerdedir. Kafa geçmişi düşünür; kalp geleceği hayal eder.Gelecek henüz gelmemiştir. Gelecek henüz oluşmamıştır. Gelecek henüz sadece bir olasılıktır; gelecektir,gelmeye başladı bile. Yaşanan her anda, gelecek şimdiki zamana dönüşürken, yaşadığımız an ise geçmişoluyor. Geçmişte hiçbir olasılık yoktur, hepsi kullanılmıştır. Onu yaşayıp geçmişsindir, o artık tükenmiştir,ölmüştür, mezar gibidir. Gelecek tohum gibidir; o yaklaşıyor, sürekli geliyor, sürekli ulaşıyor veyaşadığımız an ile buluşuyor. Sen her zaman hareket halindesin. İçinde bulunduğumuz an, geleceğe doğruyapılan bir hareketten başka bir şey değildir. Senin zaten atmış olduğun bir adımdır; geleceğe doğru attığınbir adım.Dünyadaki herkes doğru olmak ister. Çünkü doğru olmak o kadar büyük bir keyif ve coşku getirir ki, insanneden sahte olsun? Biraz daha derin bir kavrayış için cesaretinin olması gerekir. Neden korkuyorsun?Dünya sana ne yapabilir? İnsanlar sana gülebilir; bu onlara iyi gelir. Gülmek her zaman bir ilaçtır,
- Page 1 and 2: 1 -> 83cesaretEğer cesur değilsen
- Page 3: 3 -> 83CESARET NEDİRBaşlangıçta
- Page 8 and 9: 8 -> 83O zaman ne yapmalı? Yapıla
- Page 10 and 11: 10 -> 83doğru kabul ettiğin zaman
- Page 12 and 13: 12 -> 83Asla inanma. Eğer güvenmi
- Page 14 and 15: 14 -> 83acil bir durumdu. Kör adam
- Page 16 and 17: 16 -> 83olabilirse, ona çakravarti
- Page 18 and 19: 18 -> 83O sahipliği arttırmak iç
- Page 20 and 21: 20 -> 83bir kitap yazarsan, hiç ki
- Page 22 and 23: 22 -> 83meşalesini her iki uçtan
- Page 24 and 25: 24 -> 83Aslında korkan bu "BEN" di
- Page 26 and 27: 26 -> 83kadar güçlü ki, onu yenm
- Page 28 and 29: 28 -> 83derler. Eğer o görücü u
- Page 30 and 31: 30 -> 83Ancak eğer böyle konuşur
- Page 32 and 33: 32 -> 83götürmez. Korkmaya devam
- Page 34 and 35: 34 -> 83o zaman "Bu pasta çok lezz
- Page 36 and 37: 36 -> 83ve başka hiçbir şeyi umu
- Page 38 and 39: 38 -> 83Artık eski kalıpları ger
- Page 40 and 41: 40 -> 83Onu Nelson'ın yendiğini s
- Page 42 and 43: 42 -> 83file:///E:/E-K%C4%B0TAPLAAR
- Page 44 and 45: 44 -> 83başkalarının önüne koy
- Page 46 and 47: 46 -> 83dünya düzenine uyum sağl
- Page 48 and 49: 48 -> 83Eğer bir korkaksan, bunun
- Page 50 and 51: 50 -> 83Babam yanıtladı: "O benim
- Page 52 and 53: 52 -> 83gibi, bıkkınlık içinde
- Page 54 and 55:
54 -> 83Zihin tarihinin tamamı, b
- Page 56 and 57:
56 -> 83Bir ifade vardır, bazen "b
- Page 58 and 59:
58 -> 83aynı yaşam formu, tam şu
- Page 60 and 61:
60 -> 83sıkıntılarını, keyifle
- Page 62 and 63:
62 -> 83O yüzden, benim için basi
- Page 64 and 65:
64 -> 83gerçeklerini görmek ve bu
- Page 66 and 67:
66 -> 83zorlukları görüp kaçmay
- Page 68 and 69:
68 -> 83Birçok şekilde parçalana
- Page 70 and 71:
70 -> 83Neden kendimi ortaya koymak
- Page 72 and 73:
72 -> 83okyanusunda bir dalga gibi
- Page 74 and 75:
74 -> 83Ev sahibi tekrar köpeğe b
- Page 76 and 77:
76 -> 83Şimdi tek yapabileceğin
- Page 78 and 79:
78 -> 83neredeyse durur gibi olur.B
- Page 80 and 81:
80 -> 83hayatın akıyor ve ilk and
- Page 82 and 83:
82 -> 83kimse yok.Ama İsa gücün