11.07.2015 Views

Sayı 02 - Antalya Rehberler Odası

Sayı 02 - Antalya Rehberler Odası

Sayı 02 - Antalya Rehberler Odası

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Bu kuşaktan olmamasına karşınNazım Hikmet’i de tüm toplumcugerçekçilerinöncülü ve yolunuserbest nazım devrimiyle açmışbir şair olarak ekledim.İncelemeye Ahmed Arif ile başlamayı-alfabetik kaygılarım olmamasınakarşın- uygun gördüm.Mütevazı eğitimi, çok parıltılı olmayanözgeçmişi ve de sarayadayanmayan soyağacı ve şairinkoca hayatına sığdırdığı tek kitabıile Ahmed Arif 60’lı, 70’li yıllarınpolitik sahnesinin şüphesiz ensevilen şairi olmuştur.Ahmed Arif, 1927 yılındaDiyarbakır’da doğmuştur. DoğuAnadolu’nun tüm yöresel - feodaldeğer yargıları (hatta aşiretyaşamı) içinde yetişmiş, lisedensonra Ankara Dil Tarih ve CoğrafyaFakültesi’nde Felsefe öğrenimigörmeye başlamıştır. 1950 senesindeAnayasanın meşhur 141.maddesine muhalefetten iki defatutuklanması ile öğrenimini debitiremeyen ozan, yaşamını ölümünekadar gazeteci - düzeltmenteknikeleman olarak sürdürmüş,Ankara’yı terk etmemiştir.Çeşitli dergi ve gazetelerde çalışanAhmed Arif, 1950’nin baskıcıpolitik ortamında yıllarca şiirleriyayınlanmayan bir şair olarakanılır. Döneminde özellikle OrhanVeli’nin şiir anlayışının popülerolmasına karşın, kendisininNazım Hikmet’in şiir anlayışınıbenimsemesi ve de ona Anadolu’luğukatması en belirginözelliğidir. Şiirlerinde yöreselağzı kullanması ona ait bir tarzoluşturmuş ve kimi mısralarındakısa yinelemeler kullanmasışiirlerini müzikle bestelenmeyeuygun hale getirmiştir. Birçokeserinin şarkı - türkü formundabestelenmesi de bu özelliklerdenkaynaklanıyor. 1968 yılındayayımladığı ve tek eseri olan“Hasretinden Prangalar Eskittim”kırktan fazla baskı yapmıştır.Ozan Ahmed Arif, Ankara’da 2Haziran 1991 tarihinde vefat etmiştir.Söz konusu eserindenkimi unutulmaz mısraları sizlerlepaylaşmak istiyorum…Haberin Var mı Taş DuvarHaberin var mı taş duvar?Demir kapı, kör pencere,Yastığım, ranzam, zincirim,Uğrunda ölümlere gidip geldiğimZulamdaki mahzun resim.Görüşmecim yeşil soğan göndermişKaranfil kokuyor cigaramDağlarına bahar gelmiş memleketimin...Hasretinden Prangalar EskittimSeni anlatabilmek seni.İyi çocuklara, kahramanlara.Seni anlatabilmek seni,Namussuza, halden bilmeze,Kahpe yalana.Ard - arda kaç zemheri,Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurduDışarda gürül-gürül akan bir dünya...Bir ben uyumadım,Kaç leylim bahar,Hasretinden prangalar eskittim.Saçlarına kan gülleri takayım,Bir o yanaBir bu yana...Seni bağırabilsem seni,Dipsiz kuyulara.Akan yıldıza.Bir kibrit çöpüne varana.Okyanusun en ıssız dalgasınaDüşmüş bir kibrit çöpüne.Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,Yitirmiş öpücükleri,Payı yok, apansız inen akşamdan,Bir kadeh, bir cigara, dalıp gidene,Seni anlatabilsem seni...Yokluğun, Cehennemin öbür adıdırÜşüyorum, kapama gözlerini......ve de özellikle benim turistrehberi olmama ilham (esin)kaynaklığı eden ve müthiş birAnadolu tasviri (betimlemesi) olan“Anadolu” şiiri…AnadoluBeşikler vermişim Nuh’aSalıncaklar, hamaklar,Havva Ana’n dünkü çocuk sayılır,Anadolu’yum ben,Tanıyor musun?Utanırım,Utanırım fukaralıktan,Ele, güne karşı çıplak...Üşür fidelerim,Harmanım kesat.Kardeşliğin, çalışmanın,Beraberliğin,Atom güllerinin katmer açtığı,Şairlerin, bilginlerin dünyalarında,Kalmışım bir başıma,Bir başıma ve uzak.Biliyor musun?Binlerce yıl sağılmışım,Korkunç atlılarıyla parçalamışlarNazlı, seher - sabah uykularımıHükümdarlar, saldırganlar, haydutlar,Haraç salmışlar üstüme.Ne İskender takmışım,Ne şah ne sultanGöçüp gitmişler, gölgesiz!Selam etmişim dostumaVe dayatmışım...Görüyor musun?Nasıl severim bir bilsen.Köroğlu’yu,Karayılanı,Meçhul Askeri...Sonra Pir Sultan’ı ve Bedrettin’i.Sonra kalem yazmaz,Bir nice sevda...Bir bilsen,Onlar beni nasıl severdi.Bir bilsen, Urfa’da kurşun atanıMinareden, barikattan,Selvi dalından,Ölüme nasıl gülerdi.Bilmeni mutlak isterim,Duyuyor musun?Öyle yıkma kendini,Öyle mahzun, öyle garip...Nerede olursan ol,İçerde, dışarda, derste, sırada,Yürü üstüne-üstüne,Tükür yüzüne celladın,Fırsatçının, fesatçının, hayının...Dayan kitap ileDayan iş ile.Tırnak ile, diş ile,Umut ile, sevda ile, düş ileDayan rüsva etme beni.Gör, nasıl yeniden yaratılırım,Namuslu, genç ellerinle.Kızlarım,Oğullarım var gelecekte,Herbiri vazgeçilmez cihan parçası.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!