23.12.2015 Views

LİSELİ GENÇLER ve AKRAN ZORBALIĞI İstanbul Örneği

KNlqhP

KNlqhP

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

92<br />

<strong>LİSELİ</strong> <strong>GENÇLER</strong> VE <strong>AKRAN</strong> <strong>ZORBALIĞI</strong>: İSTANBUL ÖRNEĞI SONUÇ <strong>ve</strong> ÖNERİLER<br />

yaş grubuna gelindiğinde ise şiddetin “Güçlü bir öğrenci”, “Çok arkadaşı olan bir öğrenci” <strong>ve</strong><br />

“Tanınmayan bir öğrenci” tarafından daha çok uygulandığı gözlenmektedir.<br />

Şiddetin uygulanma nedenlerine gelindiğinde ise ilk çıkarımımız şiddetin, şiddete<br />

maruz kalan gençler tarafından çoğu durumda meşru görüldüğüdür. Öyle ki, zorbalık<br />

önlenemediğinde kurban gençler kendilerini suçlamaya başlamaktadır. Böylece çoğu şiddet<br />

eylemleri gizli kalmakta <strong>ve</strong> çözüm getirecek mekanizmalara aksettirilmemektedir. Şahit<br />

olunan şiddetin nedenleri kümeleme analizine tabi tutulduğunda, ilk kümede çalışkan<br />

gençlerin belli “estetik” farklılıklar barındırdığı düşünülmekte <strong>ve</strong> bu farkların çalışkan<br />

olmakla birleştiğinde bir şiddet doğurduğu ortaya çıkmaktadır. İkinci küme ise zayıf <strong>ve</strong><br />

küçük göstermek gibi “estetik” farklılıkların engelli <strong>ve</strong> tembel olunmasıyla birleştiğinde<br />

şiddeti doğurduğunu ifade etmektedir. “Estetik” normlardan uzaklık gençler arasında başlı<br />

başına bir şiddet nedeni olarak düşünülmektedir. Üçüncü küme, “çabuk sinirlendiğinden”,<br />

“çabuk ağladığı için” <strong>ve</strong> “konuşmasından dolayı” nedenlerini birleştirmekte <strong>ve</strong> şiddete hak<br />

<strong>ve</strong>ren bir tona kavuşmaktadır. Dördüncü küme ise ailenin sınıfsal, kültürel, etnik <strong>ve</strong> dini<br />

özelliklerinin çoğunluk özelliklerinden farklı olması durumunda akranlar arası şiddetin<br />

ortaya çıkabileceğini ifade etmektedir.<br />

Öğretmen <strong>ve</strong> yöneticilerden şiddet gören gençler ayrıca akranları tarafından da şiddet<br />

görmektedir. Öğretmenin gence uyguladığı şiddet, zorba gençlerin hedeflerine aldığı<br />

kurbanı da belirlemektedir. Bir başka ifadeyle öğretmenin gence uyguladığı şiddet, zorba<br />

gençlerin kurban seçimini de kolaylaştırmaktadır. Akran zorbalığının önlenmesi konusunda<br />

öğretmen <strong>ve</strong> yöneticilerin sadece müdahale yöntemlerini geliştirmeleri değil, gençler için<br />

bir rol model olmaları <strong>ve</strong> şiddet kullanmamaları gerekmektedir. Aynı doğrultuda, hanede<br />

şiddete maruz kalan ya da şahit olan gençler de şiddet çemberine girmektedir. Hanede<br />

şiddet gören gençler okulda akran zorbalığından da kaçamamaktadır.<br />

Gençlerin zorbalık olgusuna yönelik yaklaşımlarının fotoğrafını çekebilmek için<br />

oluşturduğumuz kanaat <strong>ve</strong> tutum ölçeği “Zorbalığın reddi”, “Zorbalığın kabulü/Zorbaya<br />

empati” <strong>ve</strong> “Korku üzerinden hayranlık” faktörlerini irdelemiştir. Genç kızlar zorbalığı<br />

genç erkeklere göre daha çok reddederken genç erkekler zorbalığı daha çok kabul edip<br />

zorbaya daha çok empati göstermektedir. Bununla birlikte korku üzerinden hayranlık<br />

yine erkeklerde daha yoğun olarak gözlemlenmiştir. 14 yaşındaki gençler zorbaya <strong>ve</strong><br />

zorbalığa daha çok hayranlık besleyen yaş kategorisidir. Gençler zorbaya <strong>ve</strong> zorbalığa<br />

empati gösterip hayranlık besleyerek zorbalıktan kurtulmaya çalışmaktadır. Zorbalığa<br />

şahit olan gençler zorbalık ibresinin kendilerine çevrileceğinden endişe ettiklerinden<br />

şiddete müdahale edememekte, kurban olmaktansa zorba olmayı tercih edebilmekte<br />

<strong>ve</strong> zorbalığa hayranlıkla bakmaya başlamaktadır. Bununla birlikte gençler, bir taraftan<br />

zorbalığı reddederken diğer taraftan zorbalığı kabul edip hayranlık da beslemektedir. Bir<br />

başka deyişle, zorbalık olgusu tek bir yönüyle ele alınamamakta <strong>ve</strong> konuya ilişkin net bir<br />

tavır sergilenememektedir. İlginç olanı ise, zorba <strong>ve</strong> zorbalığa korku üzerinden hayranlık<br />

geliştiren gençlerin daha çok şiddete maruz kaldığı gerçeğidir. Özetle, gençler zorbalığa<br />

maruz kaldıkça zorbalık kabul edilebilir, empati duyulabilir <strong>ve</strong> hayranlık beslenebilir hale<br />

gelmekte; şiddet ile yaşamanın yolları aranmaktadır.<br />

Araştırmanın sorgu alanlarından biri de flört şiddetidir. Flört çatısında hem şiddet mağduru<br />

hem de şiddet uygulayıcısı gençler, ilişkinin barındırdığı “duygusallık” temelinde şiddeti<br />

normalleştirebilmektedir. Ötesinde, kontrol, baskı, hakaret, fiziksel şiddet gibi unsurlar<br />

“flört kuralları” şeklinde algılanabilmektedir. Bu açıdan, flört şiddetinin görünürlük seviyesi<br />

akran zorbalığından da düşüktür. Duygusal temeller, şiddeti çok kolay gizleyebilmekte<br />

<strong>ve</strong> ilgili eylemlerin şiddet içermediği düşünülüp şiddet görmezden gelinebilmektedir.<br />

Üstelik flört şiddeti “ilişkinin olmazsa olmazı”, belki de bir “sevgi göstergesi” olarak kabul<br />

görebilmektedir. Araştırma çıktıları incelendiğinde ise, “Fiziksel/Sözel Şiddet”, “Değersiz<br />

Hissettirme” <strong>ve</strong> “Hayat Kontrolü” flört şiddet türlerini genç kızların daha çok yaşadıkları<br />

gözlenmektedir.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!