din-kulturu-ve-ahlak-bilgisi_11_derskitabi_meb_din_k%C3%BClt%C3%BCr%C3%BC_ve_ahlak_bilgisi_BTjiC
din-kulturu-ve-ahlak-bilgisi_11_derskitabi_meb_din_k%C3%BClt%C3%BCr%C3%BC_ve_ahlak_bilgisi_BTjiC
din-kulturu-ve-ahlak-bilgisi_11_derskitabi_meb_din_k%C3%BClt%C3%BCr%C3%BC_ve_ahlak_bilgisi_BTjiC
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
132<br />
SÖZLÜK<br />
A<br />
aba: Dervişlerin dünyaya gereğinden fazla önem <strong>ve</strong>rmediklerini<br />
göstermek amacıyla giyindikleri kalın,<br />
yünden elbise.<br />
abide: Anıt.<br />
ahit: Kendi ken<strong>din</strong>e söz <strong>ve</strong>rerek bir işi üzerine alma,<br />
ant. Antlaşma.<br />
akait: İslam <strong>din</strong>inin temel inanç esasları <strong>ve</strong> hükümleri.<br />
akide: Bir şeye inanarak bağlanış, inanç, <strong>din</strong> inancı.<br />
âl: Aile.<br />
âlim: Allah’ın kitabı Kur’an-ı Kerim başta olmak<br />
üzere Hz. Peygamberin hadislerini <strong>ve</strong> sünnetini<br />
bilen, diğer İslami ilimlerden gerektiği şekilde haberdar<br />
olup ileri seviyede bir bilgi birikimine ulaşan<br />
kimse.<br />
Arafat: Haccın farzlarından biri olan vakfenin yapıldığı<br />
Mekke’nin doğusunda bulunan yer.<br />
ârif: Düşünmeye gerek kalmaksızın gördüğünü bilen<br />
<strong>ve</strong> anlayan, irfan sahibi.<br />
arlanma: Utanma, utanç duyma.<br />
arş: İslam inancına göre göğün en yüksek katı.<br />
aşkın: 1.Belli bir süreyi aşmış, ötesine geçmiş.<br />
2.Benzerlerinden üstün.<br />
azat etmek: Serbest bırakma. Özgür, hür. Dünya <strong>ve</strong><br />
dünya ile ilgili bütün bağlardan kurtulma, manevi<br />
özgürlüğüne kavuşma.<br />
azim: Bir işteki engelleri yenme kararlılığı.<br />
B<br />
batıl: Yok olup giden, gerçek <strong>ve</strong> doğru olmayan, boş<br />
şey, hükümsüz, hikmetsiz, temelsiz.<br />
bedii: Güzellik ölçülerine uyan, gözü gönlü okşayan,<br />
beğenilen. Estetik.<br />
Bektaşi: Bektaşi tarikatına giren <strong>ve</strong> bu tarikatın ilkelerine<br />
bağlı kalan kişi.<br />
belagat: 1.İyi konuşma, sözle inandırma yeteneği.<br />
2.Sözün düzgün, kusursuz <strong>ve</strong> yerinde söylenmesini<br />
öğreten ilim, söz sanatlarını inceleyen bilim dalı.<br />
bent: 1.Su biriktirmek için akan suyun önüne yapılan<br />
set. 2.Bir şiirdeki dörtlüklerin her biri. Kanun<br />
maddesi.<br />
bezeme: Süsleme.<br />
bozlak: Orta <strong>ve</strong> Güney Anadolu’nun birçok bölgelerinde<br />
bir türkü ezgisi.<br />
SÖZLÜK<br />
bühtan: İftira, suçlama. Bir kimseye günah yahut kusur<br />
sayılan bir söz, davranış <strong>ve</strong>ya nitelik yakıştırma,<br />
çamur atma.<br />
büyü: Tabiat kanunlarına aykırı sonuçlar elde etmek<br />
iddiasında olanların başvurdukları gizli işlem <strong>ve</strong><br />
davranışlara <strong>ve</strong>rilen genel ad, afsun, sihir.<br />
C<br />
cahiliye: Hz. Muhammed’in peygamberliğinden önce,<br />
insanların yaşadıkları <strong>ve</strong> özünde, putlara tapma,<br />
soy-sopla övünme, hukuksuzluk, kibir <strong>ve</strong> zayıfları<br />
ezme gibi olumsuzlukları barındıran sosyal <strong>ve</strong> kültürel<br />
ortam.<br />
cefa: Büyük sıkıntı, üzgü, eziyet, zulüm.<br />
celil: Ululuk sahibi, her şeyi kudretiyle kuşatan, zatında<br />
<strong>ve</strong> sıfatlarında büyük <strong>ve</strong> eşsiz anlamındaki Allah’ın<br />
Esma-i Hüsnası’ndan biri.<br />
cemaat: 1.Namaz kılmak için bir araya gelen <strong>ve</strong> imama<br />
uyan topluluk. Aynı düşünce etrafında bir araya<br />
gelen topluluk. 2.Müslümanlığın <strong>din</strong> kardeşliği esasına<br />
dayalı olarak sevgi <strong>ve</strong> saygı temelli gerçekleştirilmesini<br />
istediği birlik, beraberlik.<br />
cemal: Allah’ın mutlak güzelliğine, iyiliğine işaret<br />
eden, mutlak güzelliğinin yaratılışta mükemmellik<br />
olarak varlıklara yansıması anlamındaki Allah’ın sıfat<br />
isimlerinden biri.<br />
cemil: Tüm güzellikleri kendisinde toplayan Allah.<br />
Güzel.<br />
cüz’i: Az, azıcık, pek az.<br />
D<br />
dalalet: Doğru yoldan sapma, sapkınlık, şaşırma.<br />
Haktan yüz çevirip batıla yönelme, ilahî buyruklara<br />
aykırı davranma.<br />
devşirme: Asker yetiştirilmek üzere Yeniçeri Ocağına<br />
alınacak çocukları seçip toplama işi.<br />
dide: Şiirde göz, kalp, yürek yerine kullanılan sözcük.<br />
diğerkâmlık: Kendisinden önce başkasını düşünmek.<br />
divan: Devlet işleri ile alakalı yüksek düzeydeki devlet<br />
adamlarından oluşan en yüksek idari makam.<br />
divane: Deli, kaçık, budala. Bir şeye çok düşkün<br />
olan.