10.03.2014 Views

Untitled

Untitled

Untitled

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

18<br />

10. Baskıcı, s. 51<br />

1 1. Toprak, Zafer; Milli İktisat-Milli Burjuvazi, İstanbull 995,s. 57<br />

12. Kütükoğlu, s.ı02-ı05.<br />

13. Kurmuş, Orhan; Emperyalizmin Türkiye'ye Girişi, Savaş y. Ank. s.78-79<br />

geleneklerini yalcından tanıınaları ve dillerini bilmeleri, Avrupa dillerine aş inalıkları gibi faktörler, onları<br />

Avrupalı tüccarlar için vazgeçilmez «doğal» ortaklar yapıyordu. 10<br />

Yabancı şirketler kapitülasyonlar sayesinde devletin onay ve iznine gerek görmeksizin Osmanlı<br />

topraklarında faaliyette bulunabiliyorlardı. Gelir vergisi ödemiyorlar yerli şirketlerin tabi oldukları bir<br />

takım resim ve harçlardan bağışık bulunuyorlardı. 11 Bütün bu gelişmelerin Osmanlı ticaret hayatında yol<br />

açtığı değişiklikler, Osmanlı insanını ilk kez ekonomik sorunlar üzerine düşünmeye sevk edecekti.<br />

Bu antlaşmalada siyasi kazanımlar edinilmesinin yanında ekonomik olarak ihracattan alınan gümrük<br />

vergileri azaltıldığı için ihracat artışı sağlanacağı ve bu sayede devlet gelirlerinin artacağı beklentisi<br />

vardı. Ancak serbest ticaret antlaşmasının ilk sakıncası, yabancı taeirierin yerli tacirleri devreden çıkarıp,<br />

üreticiden ilk elden mal almaları şeklinde kendisini gösterdi.<br />

Daha önce esnaflık lonca sistemiyle sadece Osmanlı yurttaşlarına aitken, 1838 antiaşmasından sonra<br />

yabancılar esnaflık yapmaya da başladılar. Örneğin öncen büyük yabancı gemilerin Osmanlı limaniarına<br />

yanaşacağı iskeleler yokken, gemiler açıkta demirler, gemilerdeki yük ve Osmanlı sandalcı esnafı<br />

(peremeciler) tarafından sahile taşınırdı.<br />

Balta Limanı Anlaşması'na yabancıların her türlü ticareti yapmaları gibi genel bir tanım konulunca,<br />

sandaHa yük taşımak, limanlarda gece kulüpleri açmak ticaret sayılıp yabancılar tarafından işletilmeye<br />

başlanmıştı. Yabancı meyhaneciler Osmanlı esnafının ödedikleri zecriye resmini de ödemek zorunda<br />

olmadıkları için daha fazla kar ediyorlar, haksız rekabet ortamından yararlanıyorlardı. 12<br />

Bu arada yabancıların toprak sahibi olmaları kabul edilmişti. İngilizlerin baskıları sonucu çıkarılmak<br />

zorunda kalınan 1846 tarihli kanun ile yabancılara taşınmaz mal edinme hakkı tanınınca bilhassa İngilizler,<br />

süratle toprak almaya koyuldular. 1868 yılına kadar İzmir civarında tarıma elverişli toprakların üçte birini<br />

ele geçirmişler, 1878 yılına gelindiğinde aynı bölgenin tüm verimli topraklarına sahip olmuşlardı. 13<br />

TİCARET NEZARETİ VE TİCARET KANUNU<br />

Klasik dönemde olduğu gibi savaş geliri olmadığına göre yeni dönemde para ancak ticaret sayesinde<br />

kazanılabilecekti. Sultan Mahmud esasen bu durumu kavramıştı. Az sayıda da olsa bir kısım Müslüman<br />

tüccarlarıAvrupa ticaretine teşvik etmek için onlara bir kısım ayrıcalıklar sağladı. Önceleri gayrimüslimlere<br />

verilenAvrupa Tüccar Beratından esinlenerek çıkarılan "Hayriye Beratı" bu teşvikleri ifade eden ticari bir<br />

kavramdı. Avrupa tüccarlarına yalnızca batı ülkeleriyle ticaret imtiyazı tanınırken, hayriye tüccarlarının<br />

Avrupa'nın yanı sıra Hindistan ve Uzakdoğu ülkeleriyle de ticaret yapmasına izin verildi. Dış ticaretin<br />

kolay ve çabuk yürütülebilmesi için, hayriye tüccarının iki ortağına da imtiyaz tanındı. Hıristiyan Avrupa<br />

tüccarları, yurt dışına çıkarılması yasak malları alıp satamazken, hayriye tüccarları, gemi kiralayarak veya<br />

kendi gemileriyle bu tür malların taşımacılığını, alım ve satımını yapabilirlerdi. Yabancı iskelelerdeki<br />

şehbenderler de hayriye tüccarlarına yardımla yükümlüydü. Şehbenderler ve bunlarla çalışan muhtarlar,<br />

hayriye tüccarları arasından seçilirdi. Temel ihtiyaç maddelerinin alım satımıyla uğraşan hayriye tüccarları,<br />

merkezlerde ve iskelelerde ticaret büroları, mağaza ve depolar açıyor, gemi çalıştırıyorlardı.<br />

İstanbul'da sayıları 40'a ulaşan Hayriye tüccarlarından Şam, Kudüs, Bağdat gibi büyük şehirlerde<br />

de bulunuyordu. Sultan Aziz'in son günlerine kadar varlıkları devam etti. Devletin savaş ve olağanüstü<br />

------------ İSTANBUL TİCARET ODASI ------------

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!