13.07.2015 Views

8 - Kitabxana

8 - Kitabxana

8 - Kitabxana

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

da onlara panoramik bir günbatımı manzarası sunuyordu.Gökyüzünün boydan boya altın ve mor renge boyandığımuhteşem bir manzaraydı, üçü de susup günün geceye dönmesinisessizce seyretmişlerdi. Ancak güneşin son ışınları ülküngerisine düştüğü zaman babası kıpırdanıp, "Gitme vakti,"demişti.Ve koyulaşmakta olan alacakaranlıkta kumsaldan yürüyerekgeri dönmüşlerdi; geriye kalan tek şey Jenny'nin çocukluğununen mükemmel gününün hâlâ silinmeyen anısı olmuştu.Şu an o günü düşünüyor, tenindeki güneşi ve parmaklarınınarasından akan kumları zihninde canlandmyordu. Annesiningüneş yağının hindistancevizi kokusunu alabiliyor,denizin keskin tuzunu dudaklarında hissedebiliyordu. Koyhâlâ oradaydı ve Jenny evrenin bir yerlerinde, o hiç bitmeyengünün kıskacına sonsuza dek yakalanmış bir şekilde, o çocukhalinin hâlâ var olduğuna neredeyse inanabilirdi.Hücresinde yerde yatarken, kesip koparılan ayak parmağınınsancısı diğer yaralarının acısına katılıyor, kendine dönerkensanki Jenny'yi de beraberinde taşıyan bir acı dalgasıoluşturuyordu. Ama şimdi bu bile uzak geliyordu, sanki yaşayankendisi değildi de sadece gözlemliyordu. Bilinci gidipgeliyor, hezeyanı zalim gerçeklikten ayırt etmeyi artık dahagüç buluyordu. Bir düzeyde, bunun kötü bir işaret olduğunu,koma haline yaklaştığını biliyordu. Ama kendisini tutsakalan adamın planladığı şeyi yaşamaktan belki de daha iyiydiböylesi. Hey, iyimser ol biraz. Öyle veya böyle, Jenny buradaöleceğini biliyordu.O geri gelmeden ölürse çok daha iyi olurdu.Annesiyle babasını merak etti, işittiklerinde ne yapacaklarını.Onlar için üzüldü, ama sadece belirsiz bir şekilde. Da-3 2 9www.cizgiliforum.com

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!