17.02.2017 Views

okul dergisi

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Sezen Gürü/ Başekim<br />

şünü savunan Tahir'e göre, birinci Batılaşmada, Osmanlı'nın bünyesindeki<br />

bu özellik onu güçlü kılmış, ikincisinde ise aynı özellik, çöküşünü<br />

hızlandırmıştır.<br />

Osmanlı'nın kuruluş dönemine ilişkin Tahir'in saptamaları kısaca şu<br />

şekildedir. Osmanlı'nın orijinal kurumlarının olmadığını, Bizans ve Selçuklu'da<br />

da var olan yapıların aktarıldığını ifade eden Tahir'e göre<br />

(1992a: 91), Osmanlı'nın düzeni, Bizans ve Selçuklu gibi diğer Doğu<br />

toplumlarında da bulunan, "Anadolu topraklarının verimsizliğinin zorunlu<br />

kıldığı bir düzendir". Bizans ve Osmanlı devlet yapılan arasında pek<br />

çok benzerlik bulunduğuna işaret eden Tahir (l 992a: 92-97) Bizans devlet<br />

yapısının feodaliteden çok Asya Tipi Üretim Tarzı'na yakın bir sisteme<br />

sahip olduğunu, toplumun doğrudan devlete dayandığını; devletin ise<br />

imparator tarafından temsil edildiğini belirtmektedir (1992a: 92). Tahir'e<br />

göre, Osmanlı'nın ortaya çıktığı dönemde Bizans'ın yapısı feodalizme<br />

doğru dönüşmüşken, Osmanlı, neredeyse sosyalist bir anlayışa sahiptir.<br />

Tahir kuruluş dönemindeki bu devlet yapısını 'Kerim Devlet' olarak adlandırmaktadır<br />

(1992a: 98). Bu yapısı dolayısıyla Osmanlı, hem kendi<br />

halkı hem de düşman halklar tarafından desteklenmiş, feodalleşme karşısında<br />

kurtarıcı olarak görülmüştür (Tahir, 1992a: 98).<br />

Osmanlı ile Anadolu Türklüğünü birbirinden ayıran Tahir'e göre<br />

( l 992a: l 49), kuruluşun Türk kabilelerine dayandırılması temelsiz bir iddiadır<br />

(1992a: 173): "Anadolu'da 1070'ten sonra ne oluşmaktaysa sonunda<br />

o meydana çıkmıştır. ( ... ) Türkleşmek oluşmakta olsaydı sonunda<br />

1300'lerde bir Türk imparatorluğu meydana çıkardı. Oysa Bizans Rumluğuna<br />

ve Balkan Slavlığına doğru genişleyen ve kökleşen Osmanlı İmparatorluğu<br />

ortaya çıkmıştır" diyen Tahir ( 1992a: 151 ), Osmanlılığın Asya<br />

üretim biçimi temeline dayanarak, Doğu'da, Doğulu toplumların, tıpkı<br />

Batılı toplumlar gibi, kendi şartlan içinde yapabildikleri Reform'u, Rönesans'ı<br />

Doğu'da yapabilmiş, önemli bir tarih olayı" olduğunu ifade etmektedir.<br />

Osmanlı'nın kuruluşunda teokratik bir temelin olmadığını dile getiren<br />

Tahir, bu dönemde vergi sisteminin Hıristiyan reayanın din değiştirmemesine<br />

dayandığını bu nedenle, köylerde savaşçı dervişlerin zorlamasıyla<br />

din değiştirmeler görülse de, kasaba ve şehirlerde inanç toleransının ve iş<br />

zorunluluğu, ancak bu konuda gönüllü işbirliği yapacak bir uygarlık düzeyine sahip olunmaması,<br />

hükümetin merkezi gücünün müdahalesini şart kılmış; bu nedenle hükümet, maliye ya da iç<br />

yağma; harbiye ya da dış yağma ve Bayındırlık işlevlerini üstlenmiştir (2009: 152). Marx ve<br />

Engels'e göre bir yandan merkeziyet, diğer yandan ülkenin her yanına dağılmış, birbiriyle bağlantısız<br />

yerel üretim nedeniyle Asya' da ilkel toplum ve antik toplum arasında, feodalizm öncesi<br />

özgün bir toplumsal sistem oluşmasına neden olmuştur.<br />

75

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!