17.02.2017 Views

okul dergisi

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Seçkin Sevim<br />

raşmış, olur şey değil! İnanılmaz bir sabır! Senaryonun tamamı diyelim<br />

500 sayfa ise 5000 sayfa yazdı. Fazlası var, eksiği yok. (Türk 320)<br />

Sonuç olarak, Yeşilçam Sineması'nda melodram kalıplarının sürekli yinelenmesinin<br />

en önemli nedenlerinden birinin sektörün örgütlenme ve<br />

üretim koşullan olduğu söylenebilir. Film için gerekli finansmanı sağlayan<br />

bölge dağıtımcılarının talepleri doğrultusunda oluşturulan ve en çok<br />

birkaç haftada üretilen senaryoların yaratıcı ve özgün bir içerik taşıması<br />

genelde mümkün olamamıştır.<br />

f ELSEFE DEÖİL HİKMET, TRAJEDİ DEÖİL MELODRAM<br />

Türk sinemasının önde gelen yönetmenlerinden Metin Erksan' a göre,<br />

"[ d]ünyanın hiçbir yerinde, hiçbir sanat, içinde oluştuğu politik, ekonomik,<br />

toplumsal, kültürel, sanatsal, hukuksal, teknolojik dönem ve ortamdan<br />

soyutlanamaz" (Sözen 132). Halit Refiğ de "[h]içbir sanat olayı, toplumsal<br />

boyutlarından arınmış olarak ele alınamaz. Her sanat eseri yaratıcısıyla<br />

birlikte içinden çıktığı toplumun, kültürel temelleri, üretim ilişkileri<br />

ve ekonomik yapısına bağlıdır" şeklindeki sözleriyle sanat eserinin<br />

üretiminde zihniyete ilişkin .temellerin varlığına işaret etmektedir (132).<br />

Bülent Diken ve Carsten B. Laustsen'ın, Filmlerle Sosyoloji adlı çalışmalarında<br />

"bir fantazi makinesi olan sinema esasen, teşhis koyan toplumsal<br />

analiz için bir kaynak teşkil eder. Özdeşleşmeyi ve toplumsal kontrolü<br />

mümkün kılan bir ayna sunarak toplumsal bilinçdışını gözler önüne serer"<br />

şeklindeki sözleriyle filmleri sosyolojik açıdan değerlendirmenin<br />

önemini ortaya koyar (28). Nitekim bu çalışmada, Türk sinemasındaki<br />

dramaturji sorunları Doğu ve Batı arasındaki zihniyet farklılıkları açısından<br />

da değerlendirilmektedir. Bu bağlamda Tanpınar, Edebiyat Üzerine<br />

Makaleler'de "Şark ile Garp Arasında Görülen Esaslı Farklar" başlığı altında<br />

şunları ifade eder:<br />

Şarkla garp arasında ilk bakışta göze çarpan ayrılıkları birkaç anafikre<br />

indirmek ve onlardan hareket ederek mütalaa etmek daima mümkündür.<br />

İtikadımca bunların başında şu iki zihniyetin eşya ve madde karşısındaki<br />

davranışları gelir. Söylemeğe hacet yok ki, burada bu kelimeleri<br />

en geniş manalarında, yani hem madde ve eşya, hem fikir ve<br />

hayal, zihni ve içtimai hayatın bütün verileri, hülasa düşünen zeka ve<br />

işleyen el karşısında nesne (object) manasına alıyoruz. Şark, maddeyi<br />

olduğu gibi yahut ilk rastlayışta ona verdiği değişiklikle kabul eder.<br />

Telkin ettiği hususiyetlerle yetinir. Bu ilk karşılaşmada bazı mükemmelliklere<br />

kadar varır. Hatta erişilmez bir hal aldığı da olur. Fakat çar-<br />

239

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!