21.07.2017 Views

Felsefe Tartışmaları 1. Kitap

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

lik, başka bir önermeden türemiş değilse, kendisi de zorunlu olarak<br />

geçen bir önerme ise o zaman mutlak a priori’dir. İkinci olarak... Eğer<br />

bir yargı kesin bir tümellikle düşünülüyorsa, yani hiç bir istisnaya<br />

yer verilmiyorsa, bu yargı deneyimden türetilmiş olmayıp, mutlak a<br />

priori geçerliktedir.” 8 A priori’nin denektaşı olarak sunulan zorunluluk<br />

ve kesin tümellik, Kant’ta yalnızca analitik yargıların tabi olduğu mantıksal<br />

zorunlulukla sınırlı değildir. Kant, yalnızca değillemesi kendi<br />

içinde bir çelişme olması anlamında zorunlu olan analitik yargıları<br />

değil, bütün a priori yargıları zorunlu sayar. Bu genel anlamında a<br />

priori önermeleri zorunlu yapan şey, bu önermelerin ortak-duyu ve<br />

bilim düşüncemizdeki onsuz edilemez işlevleridir. Öyle ki, Kant’ın onları<br />

düşündüğü biçimiyle bu önermelerin yadsınması durumunda, tutarlı<br />

düşünme olanağından yoksun kalmamızın yanısıra (analitik a<br />

priori yargıların yadsınması, böyle bir sonuca yolaçar); dış dünya hakkındaki<br />

ortak-duyu düşüncesi ve bütün bilimsel düşünce olanaksız duruma<br />

gelecektir (doğa biliminde ilkeler olarak bulunan sentetik a priori<br />

yargıların yadsınması böyle bir sonuca yolaçar).<br />

Körner’e göre, Kant’ın a priori yargıları bu biçimde düşünmesi,<br />

onun Euklides geometrisinin, Newton fiziğinin ve geleneksel mantığın<br />

öndayanaklarını (presupposition), düşünmenin mutlak öndayanakları<br />

olarak görmesinden ileri gelmektedir. Kant, bu düşünce alanlarının<br />

insan zihninin en son vargıları olduğuna inandığı için, düşüncenin<br />

bütün mutlak sentetik öndayanaklarını keşfettiği kanısındadır. 9<br />

Kant’ın metafiziksel yargıların sorunsal konumuna açıklık kazandırma<br />

girişimini irdelemeden önce, yukardaki noktalardan kalkarak,<br />

metafizik kavramında içerilen bir ayrıma değinmek yararlı olacaktır.<br />

Sözkonusu ayrım, doğa biliminin metafiziksel öndayanaklarını (a priori<br />

ilkelerini) konu edinen bilim metafiziği (“doğa metafiziği”) ile<br />

mutlak metafizik arasında yapılması gereken ayrımdır. Kant “İkinci<br />

Baskıya Önsöz”de bu konuya ilişkin şunları söylemektedir: Metafizik<br />

“ilk bölümüyle, kendilerine karşı gelen nesnelerin deneyimde tamuygunlukla<br />

verilebildiği a priori kavramlarla uğraşır...” 10 Bu yönüyle<br />

metafiziğe “bilimin güvenilir yolu” vaat edilir. İkinci bölümüyle ise,<br />

aklı “deneyimin ve bütün görünüşlerin sınırını aşmaya zorlayan koşulsuz<br />

olan”la uğraşır. 11 Bu durumda metafizik, bir yönüyle salt doğa<br />

bilimini mümkün kılan nesnel (bilimsel) deneyimin gerekli koşullarını<br />

formule eden sentetik a priori ilkeler toplamı olarak, deyim yerindeyse,<br />

bir öndayanaklar metafiziğini; bir yönüyle de böyle bir işlev taşımayan<br />

mutlak metafizik ilkeleri kuşatır. Kant’ın metafizik soruşturması,<br />

işte bu mutlak metafizik ilkelere yöneliktir ve bu ilkelerin<br />

bilgice geçerliliğini, çevresini ve kaynağını belirlemeyi amaçlar.<br />

Bu doğrultuda, ilkin, insanın bilme yetisinde içkin a priori form<br />

ve kavramlar dizgesi içinde, mutlak metafizik kavramların konumunu<br />

araştırarak; metafiziğin alanını belirlemek uygun düşecektir. İçinde<br />

40

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!