21.07.2017 Views

Felsefe Tartışmaları 1. Kitap

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

sanlardır. Yakınında insan arayan kimsenin, çevresine gerçekten insanlar<br />

geldiği zaman isteğinin yerine geldiğini düşünmesinden de<br />

anlaşabileceği gibi, o, gelen tikel insanlarda zihnindeki soyut insan<br />

kavramının karşılığını bulmuştur. Boyu kısa olduğu için uzun boylu<br />

birisinin yardımına gereksinme duyan bir kimsenin de yanına yaklaşmakta<br />

olan bir insanda algılayacağı şey onun ‘insan’ kavramının<br />

karşılığı, boyunun da, ‘uzun’ kavramının karşılığı olup olmadığıdır.<br />

Yani zihnimizdeki kavramların karşılıkları tikel nesnelerin bize yaptığı<br />

etkiler içinde soyut olarak hazır bulunmaktadır. Bizim yapacağımız<br />

şey tikel nesnelerin sayısız soyut güçleri içinden, algılama sırasındaki<br />

gereksinmelerimizin bize verdiği yönelime (intention) uygun<br />

olan birini ya da bir kaç tanesini seçerek onu algılamaktır. Bütün<br />

yaşamımız soyut ve genel kavramlar arasındaki bağıntılardan<br />

örülmüştür. Zihin dışındaki güçler ne denli soyut ve genel olurlarsa<br />

olsunlar, zihin dışında bulundukları için bunlara ‘kavram’ adını vermek<br />

uygun düşmeyeceğinden bunları ‘tümel’ sözcüğüyle belirlersek,<br />

böylece, tümellerin doğada hazır bulunan gerçek varlıklar olduğunu<br />

söylememiz uygun olacak demektir.<br />

Artık bir gerçeğin açıkça ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Tikel duyumlarımız<br />

arasındaki bağlantılar kavramsal bağlantılardır. Bunun<br />

gibi, doğadaki nesneler arasındaki bağlantılar da, bilgi yönünden,<br />

soyut ve genel bğlantılardır. Doğadaki nesnelere karşı tutumumuzu<br />

belirlemek için bilgiden başka bir dayanağımız bulunmadığına göre,<br />

doğadaki bağlantılar için “bilgi yönünden” sınırlamasını da kaldırarak<br />

onların, insanlar için, doğrudan doğruya soyut ve genel bağlantılar<br />

olduğunu söyleyebiliriz. Öte yandan, çocuklar ve hayvanlardaki<br />

tepkelerle cansız nesnelerdeki tepkilerin de bu yönden, bilgi gibi<br />

düşünülebileceğini yukarıda belirtmiş olduğumuza göre bu soyutluk<br />

ve genelliğin doğadaki bütün nitelikler, nesneler ve olaylar için<br />

geçerli olduğunu söyleyebiliriz. Bu yüzden hayvanlarla insanlar arasındaki<br />

ayrımın, Locke’un yaptığı ve hemen bütün deneyci filozofların<br />

kabul eder göründükleri gibi, hayvanlarda soyutlama yetisinin<br />

bulunmayışına bağlanmasını kabul etmek olanaksız görünüyor. Buna<br />

göre, hayvanların ve çocukların, A türünden bir duyumla B türünden<br />

bir duyum arasındaki bağlantıyı kurabilmek için, bunların<br />

birlikteliğinin, diyelim yirmi kez, yinelenmesini beklemek zorunda<br />

kalmaları, bu yinelenmeler yoluyla A türünden ve B türünden duyumları<br />

soyutlamalarının gerekmesinden değil, olsa olsa, bu duyumların<br />

çok sayıdaki soyut nitelikleri arasında birbiriyle bağlantılı olanları<br />

seçmek gerektiği içindir.<br />

Nesneleri ve olayları yalnızca soyut ve genel güçler içinde algılayıp<br />

onlara yalnızca bu yönden tepki gösterebileceğimiz bir kez kabul<br />

edilince düşündüğümüz ya da sözünü ettiğimiz şeylerin de tikel<br />

şeyler olamayacağının kabul edilmesi gerekir. Gerek ‘şu’, ‘bu’ diye<br />

83

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!