Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
leri dolaysız olarak etkileyen, bu yüzden de bizim dolaysız olarak algıladığımız<br />
şeylerin tümeller olduğunu kabul ettikten sonra dış dünyadaki<br />
gerçekliği doğruca tümellerin oluşturduğunu da kabul etmek<br />
zorunlu görünüyor. Bu yüzden, kavramları açıkça yadsıyan ve sağlam<br />
bir çözümlemeye dayanamayacağını sandığım aşırı Adcılığı bir<br />
yana bırakırsak, şu ya da bu yoldan kavramları kabul eden bir öğretinin<br />
son aşamada Gerçekçi olmak zorunda olduğunu söyleyebiliriz.<br />
Gerçekçiliğin, Skolastikten başlayarak günümüze dek koyu bir<br />
idealizmin dayanağı olarak görülmesi onun baştan başa yanlış bir yorumundan<br />
kaynaklanır gibi görünmektedir. Çünkü tümellerin gerçek<br />
olduğunu söylemek nesnelerin gerçek olmadığını söylemek anlamına<br />
gelmez. Burada verdiğimiz açıklama tümellerin, nesnelerin güçlerinden<br />
başka bir şey olmadığını ortaya koymuştur. Nesnelerin güçlerinin<br />
gerçek olması nesnelerin de gerçek olmasını gerektirdiğine<br />
göre Kavramlarla ilgili Gerçeklilikle günümüzde bir tür özdekçilik<br />
anlamına geldiği kabul edilen Gerçekçilik, birbirini dışlamak şöyle<br />
dursun, tam bir uyum içinde görünmektedir. Ancak biz nesnelerin<br />
güçlerinin etkileri altında bulunup dış dünyanın bilgisini o güçlerdeki<br />
değişmelerden elde ettiğimize göre, nesnelerin gerçekliğinden<br />
yola çıkarak tutarlı bir epistemoloji oluşturmak olanaksızdır. Çünkü<br />
bilgimizin temelinde nesnelerin kendileri değil güçleri yani tümeller<br />
vardır. Tümeller de zihnimizde kavramlar olarak ortaya çıkacağına<br />
göre bilgi kavramlarla başlıyor demektir. Böylece bilginin kavramlarla<br />
başladığını söylemekle, idealizm ya da usçuluk (rationalism)<br />
gibi deneyden önce bir takım bilgilerimizin ya da deneyi olanaklı kılacak<br />
kimi ilkelerimizin bulunduğunu öne süren felsefe öğretilerine<br />
katılmış değil, tersine, katıksız ve tutarlı bir deneyci epistemolojinin<br />
kurulmasına doğru ilk adımı atmış olacağımızı sanıyorum.<br />
NOTLAR:<br />
<strong>1.</strong> J. Locke, An Essay Concerning Human Understanding: II, XI. 9<br />
2. A.g.y.: IV, XVIII, 8<br />
3. A.g.y.: II, XI, 10<br />
4. Condillac, Essais sur l’origine des connaissances humaines, s: 92<br />
86