21.07.2017 Views

Felsefe Tartışmaları 1. Kitap

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

masanın kitaplar altında bel verdiğini söyleyebilir ya da Öyle düşünebiliriz.<br />

Oysa masanın bel vermesi ya da çökmesi kitap dediğimiz<br />

tikel nesneler yüzünden değil ‘ağırlık’ dediğimiz soyut ve genel etki<br />

yüzünden olmuştur. Nitekim kitap yerine demir, taş ya da altın koysaydık<br />

da masanın gösterdiği tepkiler doğruca o nesnelerin ağırlıklarına<br />

bağlı olacaktır.<br />

Böylece, gerek canlılarda gerekse, cansız nesnelerde bütün etki,<br />

tepki ve duyumlar tikel koşullar altında ortaya çıkmış olmakla birlikte<br />

bunlar arasındaki bağıntıların bu tikel koşullardan bağımsız soyut<br />

güçler arasında ortaya çıktığı sonucuna vermiş oluyoruz. Buna göre<br />

birbiriyle soyut ve genel düzeyde bir etkileşim içine girmiş olan<br />

nesneler, bağıntıya girdikleri nesneler üzerinde bir bilgi edinecek durumdaysalar,<br />

bu bilgi, karşıdaki tikel ve somut nesnenin bilgisi değil,<br />

o nesnedeki genel ve soyut güçlerin bilgisi olacak demektir. Çünkü<br />

bilgi, etkileyen nesnenin, etkilediği nesneye hazır olarak sunduğu bir<br />

şey değil, etkilenen nesnenin kendi tepkilerinin iç gözleminden çıkarılan<br />

bir sonuçtur. Nitekim masada kendi üzerine yüklenen şeylerin<br />

bilgisini edinme ,ve bunu başkalarına bildirme yetisi olsaydı, o bu<br />

bilgiyi kendi liflerindeki gerilme ve kopma durumlarının özelliğine<br />

bakarak çıkaracaktı. Bu bilginin içeriğini de, yalnızca, ağırlık denen<br />

soyut bir gücün büyüklüğü oluşturacağından, masanın bu somut ve<br />

tikel yüklenme olayı üzerine başkalarına bildirebileceği şey, somut<br />

ve genel bir ağırlık kavramının yine soyut ve genel bir büyüklük derecesinden<br />

başka bir şey olamazdı.<br />

Masanın bu tepkiyi gösterebilmesi için, üzerine yüklenen değişik<br />

nesneleri tikel niteliklerinden soyutlayarak hepsinde ortak olan ağırlık<br />

kavramına ulaşmasına gerek bulunmadığı açıktır. Tersine, eğer<br />

masada nesnelerin başka niteliklerini de algılama yetisi bulunsaydı,<br />

üzerine yüklenen nesneleri bu soyut ve genel niteliklerden kurar,<br />

daha uygun bir deyimle, o nesneleri birbirinden böyle niteliklere göre<br />

ayırt ederdi. Bizim dış dünya üzerindeki bilgimiz de, bedenimizin<br />

dış dünyanın etkilerine karşı bir tepkisinden başka bir şey olmadığına<br />

göre bizim de karşımızda tikel ve somut nesneler kılığı altında<br />

soyut ve genel güçler bulunduğunu kabul etmemiz gerekiyor. Yani,<br />

diyelim insan kavramını edinebilmemiz için, gördüğümüz tek tek insanların<br />

tikel idelerinden soyutlamalar yapmamıza gerek yoktur. Tikel<br />

bir insanı algıladığımızı söylediğimiz zaman karşımızda bulunan<br />

nesne, en azından bizim algımız yönünden bakıldığında, zihnimizdeki<br />

soyut ve genel insan kavramının karşılığı olan bir güçtür.<br />

Buna göre, bir yerde yalnız kaldığı için canı sıkılan ya da korkuya<br />

kapılan bir insan, bulunduğu yere başka insanların da gelmesini istediği<br />

zaman, bu gelmesini istediği kimseler, bu gereksinimi yönünden,<br />

kısa ya da uzun, şişman ya da zayıf v.b. insanlar değil, doğruca<br />

zihnindeki soyut ve genel insan kavramının karşılığı olan türden in-<br />

82

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!