01.11.2018 Views

dosya 41

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ilişki Resim 4 üzerinden okunduğunda, erkeği<br />

kamusal alana, kadını ise eve, yani özel alana ait<br />

gören normatif düzenin inşası gözler önüne serilebilmektedir.<br />

Aileyi bir arada tutacak sevgi bağlarının<br />

oluşması için en uygun ortamı sunabilecek bir<br />

ev ve ailenin tüm fertlerini bir araya getirecek bir<br />

yemek sofrası, oldukça olumlu motifler eşliğinde<br />

temsil edilmektedir. Resimde açıkça görüleceği<br />

üzere üzerinde mutfak önlüğü ve elinde bir mutfak<br />

havlusuyla sofrayı kurup işten dönecek eşini<br />

bekleyen kadın, evin ve gündelik hayatın sarsılmaz<br />

ritminin de kurucusudur.<br />

Salnamede çizilen dünya, maddi sıkıntıların yaşanmadığı,<br />

tehlikelerden uzak, adeta cennet gibi<br />

bir dünyadır. Bazen ev gibi kapalı mekânlar tasvir<br />

edilir, bazen de bir takım ikonik imgeler aracılığı<br />

ile İstanbul’un sokakları mekânsal arka planı oluşturur.<br />

Çizimlerdeki kadınlar ise oldukça güçlü bir<br />

temsil dili ile resmedilmişlerdir. Örneğin, Resim<br />

5’teki kadın figürü adeta özel ile kamusal alan arasında<br />

sıkışmış bir kadın izlenimi verir. Bir yandan<br />

dışarıdadır - kıyafeti ve şemsiyesi buna işaret eder;<br />

öte yandan da, anahtar gözü kompozisyonunun<br />

tam odağına yerleştirilmiş olması, aslında tam da<br />

dışarıda olmadığını, evle dışarıdaki dünyanın sınırında<br />

bir yerde durduğunu ifade eder.<br />

Resim 4: Domestisite kültürünün temsili 13<br />

Bu salname özelinde kadın, çocuklarını kötülüklerden<br />

koruyan, evin işleri ile ilgilenen ve oradaki<br />

düzeni ve mutluluğu sağlamakta başrol oynayan<br />

figürdür. O öncelikle annedir;ülkenin geleceği<br />

için sağlıklı çocuklar yetiştirmekle yükümlüdür ve<br />

bu yüzden ev, ilgilenmesi gereken başlıcayerdir.<br />

Bu eksende, evin anlamı anne, annenin anlamı da<br />

eve dönüşmüştür. Ev, dört duvarı ve çatısıyla, anne<br />

ise kollarıyla koruyucu işleve sahiptir. Ev, tüm ailenin<br />

bir araya geldiği yemek masasıyla, anne ise<br />

tüm kalbiyle sevgi dolu bir ortam sağlar. Böylece,<br />

eve ve anneye atfedilen anlamlar birbirleri içinde<br />

eriyerek beraberce yuva kavramını inşa ederler.<br />

Süs salnamesi<br />

1923 yılında Osmanlı Türkçesi ile yayımlanan<br />

80 sayfalık, 19 cm x 13,5 cm boyutlarındaki Süs,<br />

Nevsal-i Edebi de, dönemin popüler yayınlarından<br />

Süs dergisinin yine bir kereye mahsus olarak çıkarttığı<br />

bir salnamedir. İstanbul Amidi matbaasında<br />

basılan ve takvim içermeyen bu salnamede çeşitli<br />

öykülere ve şiirlere yer verilmiş ve çoğu öykü<br />

ve şiirin yansıttığı ruh hali yanlarındaki bir kadın<br />

görseli ile vurgulanmıştır.<br />

Resim 5: “Her cumartesi süs gazetesi alınız hanımefendi!” 14<br />

Bu salnamede betimlenen kadınlar, şık, bakımlı,<br />

dönemin modasına uygun kıyafetlerle tasvir edilirler.<br />

Cinsellikleri de oldukça güçlü resmedilmiş<br />

bu kadınların dertleri makyaj yapmak ya da gerçek<br />

aşkı bulmaktır. Tabii bu öğelerin birleştiği nokta<br />

paradır. Toplumun üst kademelerine mensup oldukları<br />

tüm ihtişamlarından belli olan bu kadınlar<br />

için ev adeta iktidarın mekânsallaştığı alandır.<br />

Fakat büyüleyici bir anlatım diliyle çizilen bu<br />

salnamenim dünyasında farklı statüdeki kadınlar<br />

da yerlerini alırlar.Örneğin, Resim 6’da, farklı bir<br />

toplumsal gruba ait olduğu hem boyutsal bir hiyerarşi,<br />

hem de ırkçı bir tasvir diliyle açığa vurulan<br />

46<br />

ev

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!