16.09.2015 Views

TUZLU SU SALTWATER

14B_Catalogue

14B_Catalogue

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

144 Yeğişe Ç arents / Yeghishé Ch a r e n t s<br />

Antoloji / Anthology<br />

145<br />

ÖLÜM HAYALETİ<br />

Gerili yayı gibi metruk viyolonselin<br />

Dehşetli bir özlemle ürperir yüreğim.<br />

Son lir: Doruğudur o özlemlerimin<br />

Yağlı urgan ve iki direk, göğe uzanan,<br />

Bahtımın kara alayı sanki, sanki muradına ermemiş<br />

Kadim bir vaat, ya da af sözü tutulmayan<br />

İşte, şehirde darağacının direkleri şimdi,<br />

Dikilmişler kibirle, beklerler asılacak olanı.<br />

Dikilmişler bürünüp sessizliğe, iki direk: Birbirine sarılı<br />

Ve salınır orta yerde, gevşekçe, ağır ağır,<br />

Bir gri urgan; bu yürekler acısı günlerim gibi,<br />

Öksüz Nairi ruhumun alevsiz kederi.<br />

İnmiş çevresine ruhsuz bir akşam vakti<br />

Ve gölgesiz bir sessizlik; kıpırtısız, kaçınılmaz,<br />

Günlerin getirdiği keder gibi, nasıl da dayanılmaz,<br />

Ölümün hüznüdür kıstıran benim bihaber yüreğimi.<br />

Ve dükkânlar, alacakaranlık çökmüş üstlerine ve işte<br />

Doluşmuş o insanlar şimdi direklerin çevresine,<br />

Ölümün o kırık lirine bunca yakın dururken, ne isterler,<br />

Bunca elem içinde, bunca gönülsüz toplanmışken?<br />

Kim öyleyse, bunca zalim düşler kuran?<br />

Kim, ışıklı sabahlarını ruhumun<br />

Parıltısız akşamlara vardıran?<br />

Neyin nesi şu gri urgan ve iki direk, göğe uzanan?<br />

Ben olmalıyım herhal, yüreğimin bütün meczupluğuyla,<br />

Size ateş getirmeyen uzaklardan...<br />

Demek, ben olmalıyım arzulamayan, o lirin, nurlu<br />

İlahi ezgilerini, Nairi ülkemin parlak geleceğini…<br />

Peki, gideyim şimdi, avunmak bilmez özlemimle,<br />

Ozan düşlerimle, tutkularımın ateşiyle,<br />

Bir olup kasvetli şarkısıyla sefil günlerimin<br />

Ve son sevdasıyla Nairi düşlerimin-<br />

Sönen, mecalsiz günün akşamına sokulup<br />

Gideyim gulyabani gibi, hayalet gibi<br />

Uzatayım çatılmış direklerin özlemine boynumu<br />

Ve sallanayım alnım açık, dehşetli... ...<br />

Benden gayrı sakın kimse uğramasın gadre,<br />

Sakın yanaşmasın darağacına başka bir gövde…<br />

Ve görüversinler gözlerimin içinde asılmışı,<br />

Ey tedirgin yurdum, senin nurlu yarınını!<br />

Dışarı uğramış gözlerimde, şu asılmışlara özgü,<br />

Görsün yarınki parlak günlerini onlar.<br />

Benden gayrı sakın kimse uğramasın gadre,<br />

Sakın düşmesin darağacına başka bir gölge…<br />

Seçen Sonia Balassanian Çeviren Ohannes Şaşkal<br />

Selected Poems (1919–20)<br />

INSOMNIA<br />

Horses galloping, galloping and galloping;<br />

Throbbing in the dark, stomping the shoes.<br />

Stomping the shoes, pounding the ground<br />

The night is unbound, the path is unknown.<br />

Horses are going, going and going,<br />

They are near, they are far, stomping their shoes;<br />

Stomping the shoes on my temples now,<br />

Unknown is the world, a passage and death.<br />

A VISION OF DEATH<br />

Like a tightly stretched string of a forsaken cello,<br />

My heart is vibrating with fears uncontrolled;<br />

It is the peak of my longings—my very last lyre—<br />

A tight rope that is hanging from crossed wooden poles.<br />

Like the darkest derision of my fortune and doom,<br />

An old pledge and promise, so vainly harangued,<br />

The poles of the gallows stand proud in the city,<br />

Patiently waiting for the one to be hanged.<br />

The gallows stands silent—while there, in the center,<br />

Glumly and gloomily, this dark rope still sways,<br />

Like the flameless eruption of my orphaned sad being—<br />

Out of these tender and heart breaking days.<br />

A flameless sad evening has calmly descended,<br />

A silence that is tearing the heavens apart,<br />

Like the aching abrasion of today and tomorrow<br />

Or the anguish of downfall interning my heart.<br />

The stores, dimly stooped, and the crowd congregated<br />

Around the gallows with ominous crossed wooden poles,<br />

So close to death’s dismal and delicate lyre—<br />

Do they really seek something to be sadly consoled?<br />

Who invented this vicious delusion?<br />

Who has chosen to turn the bright dawns of my soul<br />

Into shadowy evenings—this sinister gallows,<br />

A dark rope that is hanging from crossed wooden poles.<br />

Could it possibly be me and my heart faint and moonstruck,<br />

That failed to deliver festive flames from afar<br />

And wished that no lyre should be blessing the haloed<br />

Hopes of my homeland and her forthcoming star?<br />

So I will advance now. With a grief-stricken longing,<br />

With a poet’s ambitions, and the blazes in hand,<br />

With the glowering song of my days so unsmiling,<br />

With the last love and dream of my sweet native land,<br />

I’ll advance in this fading and flickering twilight,

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!