16.09.2015 Views

TUZLU SU SALTWATER

14B_Catalogue

14B_Catalogue

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

228 Terrance Hayes<br />

Antoloji / Anthology<br />

229<br />

Narayan Surve & Arun Mhatre<br />

Narayan Gangaram Surve (2003)<br />

Aldı Narayan Surve, bakalım ne dedi:<br />

Marathi Şiiri iki kılıç arasında sıkışıp kalmıştı: Hüzün modası ile romantizm devrimi. Onu özgürleştiren<br />

Mardhekar oldu: Şöyle dizeler yazarak gerçekle yüz yüze getirdi:<br />

“Şimdi bile hoş kokuyor çiçekler,<br />

şimdi bile ışıl ışıl kızıl toprak...”<br />

veya<br />

“Elimiz mahkûm yaşamaya. Ölmeye de.”<br />

Böyle sözler. Ama Mardhekar’ın şiiri hüzünlüdür: İnsanlığın geleceği yoktu, şaire göre. Oysa<br />

bizim diyarda geleceği olmayan insanlar gelecek inancıyla yaşıyor, kederliyken bile dişiyle<br />

tırnağıyla mücadele ediyordu. Ben dünyayı değiştirmek için elden geleni yapma yanlısıyım.<br />

Bu bakımdan Mardhekar’a hitaben şiir yazdım. “Mardhekar ile Sohbet”. Bir kısmı şöyle:<br />

“Güzel olan Mardhekar doğrudur da, doğru olansa devrimci, dinamik.<br />

Eğer senin insanın silinip gittiyse ne kalır ki geriye?”<br />

Aldı Arun Mhatre, bakalım ne dedi:<br />

Mardhekar nasıl Surve için kaynak olduysa, Surve ile Mardhekar da kuşaktaşım şairler için<br />

dayanak olmuştur. “Surve ile Sohbet” adlı şiiri o nedenle yazdım:<br />

“İyi ki Surve ile tanışmadın, Mardhekar.<br />

Değirmen bölgesinde yaşar, hep okur.<br />

Al kaplı kalın kitaplar. Zihni her an doludur<br />

eğriyi doğruyu ayıklama derdinde.<br />

Yeller eser kalbinin yerinde: Hakikat peşinde,<br />

gölgesi kağıda düşer, yeldeğirmeninde bir<br />

ustabaşı gibi titizdir.<br />

Tez dile gelir tezi: ‘Şiir insana dair<br />

olmalı. Başına buyruk uçmalı,<br />

özgür bir değer olarak,<br />

insan dışı hiçbir şeye yüz vermeden.’<br />

Laf aramızda, Mardhekar,<br />

insan dediğinde ne var? Öfke, açgözlülük,<br />

yontulmamış doğa, ayrımcılık, imha...<br />

İnsanda başka ne var, ha?<br />

Kuru ekmek arasında ay parçası var sayar<br />

Ama gel de<br />

söyle böyle! Sıkar!<br />

İyi ki tanışmadın Surve ile, Mardhekar.”<br />

Narayan Gangaram Surve (2003)<br />

Seçen Rupali Patil Çeviren Tarık Günersel<br />

Narayan Surve (speaking)<br />

Marathi Poetry was caught between the twin blades of fashionable frustration and romantic revolution.<br />

It was Mardhekar who liberated it and brought it face to face with realty he wrote lines like –<br />

‘Even now flowers smell sweet even now the earth gleams red’... Or ‘We are compelled to live and<br />

also compelled to die’<br />

Such were his words. But Mardhekars poetry grieved that mankind has no future as opposed to<br />

the people in my world, though they too had no future and were often struck by grief, would fight<br />

tooth and nail for their life. I would rise to change the world. That is why I felt like writing poem<br />

addressed to Mardhekar.<br />

‘A Conversation with Mardhekar’ here is part of it –<br />

‘What is beautiful Mardhekar is also true and what is true is also revolutionary and dynamic if<br />

your man himself is wiped out what then is left over?’<br />

Arun Mhatre (speaking)<br />

Just as Mardhekar is a reference for Surve. Surve and Mardhekar are references for poets of my<br />

generation. That’s why I wrote a poem called<br />

‘A Conversation with Surve’<br />

It’s just as well Mardhekar that you didn’t meet Mr. Surve.<br />

Living in the mill area reading fat books coved in red<br />

His mind is engaged all the time in sifting true from false<br />

His heart gone out to truth, or its shadow on paper like a foreman in a mill<br />

He keeps thinking all the time<br />

That poetry should keep out all else except man;<br />

Like a floating capital independent, free<br />

Now you tell me Mardhekar once anger, greed, nature, completion, disparity are set aside<br />

What’s left of man that’s worthy of being called human?<br />

Rather than eat bread as bread<br />

Searching for the moon in bread<br />

Makes life so much pleasant<br />

But now can we tell Surve that?<br />

It’s just as well Mardhekar that you didn’t meet Mr. Surve.<br />

Stephen Muecke<br />

Selected by Rupali Patil<br />

Antik ve Modern: Zaman, Kültür ve Yerli Felsefesi (2004)<br />

Gördüğüm bir rüyayı paylaşacak olursam –böyle aşırı öznel anekdotlar pek anlatılabilir şeyler<br />

olmadığı için affınıza sığınıyorum, ama bunun size de bir şeyler ifade etmesi için çabalayacağım–<br />

bu rüyayı gördüğüm yerin bu proje için önemli olduğunu düşünüyorum. (1) Bu kitap Cadigal<br />

topraklarında yazıldı. Herkese açık bir etkinlik başlarken, ev sahiplerinin katılımcılara hoş geldin<br />

demelerini ya da onların yokluğunda, üzerine basılan, insanlara ait o topraklara saygı gösterilmesini<br />

beklemek, uzlaşma ruhuna uygun, olağan bir protokoldür.<br />

Gördüğüm rüya, iki katlı bir binadaki bir sınıfta geçiyordu. Aborjin felsefesi hakkında tartışmaya<br />

çalışıyorduk ve sınıfta sunum yapan iki Aborjin öğrenci vardı. Bir anda yerde kocaman bir çakıl<br />

taşı yığını belirdi, genç kadınlardan biri çıplak ayaklarıyla bu yığının içinde kendine bir patika açıyordu.<br />

Dairesel bir güzergâhı andıran, sınırları belirgin bu patikayı, genç kadın çakıl taşı yığınını<br />

ayaklarıyla inceltip düzleştirerek, taşları yanlara ve öne doğru sürükleyerek açmıştı. Genç kadın<br />

adeta dans ediyordu. Ve sonra, ilkine paralel ve onunla çakışan ikinci bir yol daha açtı.<br />

Genç kadın işini bitirmişti, sonra ben birden fotoğraf çekme isteğine kapıldım. Ama artık

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!