Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
DEĞNEK: Dayanak, dayanılacak nesne<br />
DELĐ: Usu gitmiş, azmış, dellenen, mec.gözü kara, yiğit<br />
DEMĐR: Demir madeni<br />
DEMĐRAĞ: Zırh, örgülü göğüslük birl. Demir/Ağ<br />
DEMĐRDEN: Demir parçası<br />
DEMĐRDÖĞEN: birl. Demir/Döğen mec. Acı kuvvet sahibi<br />
DEMĐRGEN: 1- Demir, ham demir 2- temren, okun ucundaki demir parçası<br />
DEMĐRHAN: birl. Demir/Han<br />
Şamanist gelenekte “ Maden Tanrısı”<br />
DENERĐ. Dikkat, itina<br />
DENGĐZĐK: Denizcik, küçük deniz, göl<br />
DENĐZ: Deniz, büyük göl<br />
DENLĐ: Edepli, terbiyeli<br />
DEPEGEN: Tekmeleyen, iyi tekme atan<br />
DEPREM: Zelzele, sarsılma, kımıldama (Kişisel görüşüme göre bu ad çocuklara deprem sırasında yada<br />
deprem felaketi sonrası yaşanan, çileli günler sırasında doğan ve o günlerin anısına verilen bir addır.)<br />
DERĐN: Derinlik...den mec. Olgunluk, bilgelik<br />
DERMEK: Dirilik, canlılık, bir arada tutmak<br />
DERNEK: Eğlence, toy, birliktelik<br />
DEVĐN: Hareket, kımıldanış, davranış<br />
DEVRĐM: Devirme, yıkma, devirip yerine geçme,..ihtilal<br />
DEYĐM: Söyleniş, darbımesel<br />
DEYĐŞ: Söyleyiş, şiirsel anlatım, ozan dili<br />
DIVRAK: Yakışıklı, alımlı, civan<br />
DĐBEK: 1- Ağaçtan oyulmuş büyük havan 2- Yayık ağaç<br />
DĐK: 1-Yükseklik, yükseliş 2- kararlılık, yıkılmazlık, caymazlık 3- inat<br />
DĐKEÇ: Sütun, dikil, dikilmiş<br />
DĐKMEN: Đnatçı, kararlı<br />
DĐLEK: Dil ile istenen, dile getirilen istek, arzu, murat, dilek<br />
DĐLER: Dileyen, dileyici<br />
DĐLĐM: kesik, bölüm, bölünmüş, biçimlenmiş<br />
DĐNÇ: Zinde, sağlam, dirençli<br />
DĐNLER: Terbiyeli, munis, muti<br />
DĐP. Baht, talih<br />
DĐPÇĐN: 1- Bahtı açık 2- Sağlam, dayanıklı<br />
DĐREK: 1- Dirilik, sağlamlık, ayakta kalmak 2- Temel, dayanak 3- Vezir,bakan<br />
DĐREN: Direnç, karşı koyuş, dirilik<br />
DĐRENÇ: Direnme gücü<br />
DĐRENGEÇ: Destek, dayanak<br />
DĐRGEN: 1-Dirilik,2- harmanda kullanılan demir çatal<br />
DĐRĐ: (diri, dirik, Tiri, tirik) Can, ruh, canlılık, canlı<br />
DĐRĐL: Can, ruh, tin<br />
DĐRĐM: Yaşam, sağlık, canlılık<br />
DĐRLĐG: Yaşam, hayat<br />
DĐRSE: Derse, söylerse, konuşkan<br />
DĐZĐK: (dizi) Kolye, takı<br />
DĐZLEK: Hazır cevap, konuşkan<br />
DODURGA: 1- Dolgun, doyumlu 2- doyuran, doyurucu 3- açık, net, berrak<br />
DOĞA: 1- Tabiat,doğallık, ortaya çıkış 2- Huy, yaradılış, fıtrat<br />
DOĞAN: 1- Soylu bir av kuşu 2- Doğmuş, olmuş, ortaya çıkan<br />
DOĞRU: Dürüst, yalansız, sözüne güvenilen<br />
DOĞRUL: 1-Doğruluk, dürüstlük 2- Ayakta duran, dirençli<br />
DOĞU: Güneşin doğuş yönü<br />
DOĞUÇ: Doğuş,doğma, ortaya çıkış<br />
DOĞUDAN: Doğulu, doğu yönünden gelen<br />
DOĞUŞ: Doğma, ortaya çıkış<br />
DOKUNAK: Dokunuş, değiş, mec. Ağır, mahsun,yürek sızlatan, yüreğe dokunan<br />
DOKUNÇ: Dokunak, hüzün<br />
DOKUZ: Dokuz sayısı, Türklerin en çok eskilerden beri uğurlu sayılarındandır<br />
DOKUZ ARKA: Dokuz/Arka (...Eski dönemlerde soyluluk gösterme ve belli etmesi açısından, bir kişinin<br />
babasından itibaren geriye doğru dokuz atasının sayılıp açıklanması..)<br />
DOLANDI: Dolanan, gezgin<br />
DOLU: 1-Bilgin, tecrübeli, öğretmen 2- Bütün, tam, eksiksiz 3, Şamanist gelenekte ve Alevi_Bektaşi<br />
gelenekte, içki, şarap 4- kısa süren, iri taneli yağmur<br />
DOLUN: Tam, bütün, eksiksiz<br />
Yakut Türklerinin eski bereket Tanrılarından<br />
DOLUNAY: Ayın on dördü, ayın en güzel hali