You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
EYGĐ: Đyi, salih, temiz<br />
EYGĐŞ: Đyi kişi, iyi insan<br />
EYGÜ: Đyi, iyice<br />
EYĐN: Vücut<br />
EYĐNÇ: Refah, mutluluk<br />
EYLEM: 1- Đş, iş görme, çalışma 2- Etkileyici davranış 3- Durdurma, önünü kesme<br />
EYLETMEZ: Amansız, aman vermez<br />
EYLETÜR: Đyilik sahibi, cömert<br />
EYLĐK: Đyilik, yardım, iane<br />
EYMEN : 1- Alçak gönüllü, mütevazı 2- Yardımsever, hayırşinas<br />
EYMÜR: (Eymir) Đyilik sahibi, hayırşinas<br />
EYTEMĐŞ: Güzel konuşan, tatlı dilli, hatip<br />
EYÜGE: Đyi,iyice<br />
EZDĐ: Ezen, ezici, baskıcı<br />
EZGĐ: 1- Đyi, iyilik, 2- Uyum, ahenk 3- Acı, üzüntü 4- Name, hoş sada<br />
EZGĐN: Ezik, ezilmiş, acı çekmiş, mahzun<br />
EZĐLGEN: Mazlum, zulüm görmüş<br />
EZĐM: 1- Belirti, iz 2- Zorunluluk, mecburiyet<br />
EZĐNÇ: 1- Belirti, iz 2- Ezginlik, mahzunluk<br />
G harfi ile başlayan isimler<br />
GALI:Kalın, Hediye, bağış, çehiz<br />
GALIN: Hediye, çehiz<br />
GAMAĞ: Bütünlük, bütün, tüm<br />
GARA: Kara<br />
GARACU: Sivil, resmi olmayan<br />
GARGILI: Kargılı, mızraklı<br />
GASPAK: Süslü, müzeyyen<br />
GAYIR: (Kayır) 1- Taraf, destek, kayırma 2- Lütuf, ihsan, hediye<br />
GAYURMUŞ: Kayırmış<br />
GAZAN: (Kazan) 1- Kazanma, kazanç, üstünlük 2- Kızgın, kızgınlı celallenmek<br />
GEÇE: Geçmiş, mazi, geçen<br />
GEÇEK: Geçit, köprü<br />
GEÇER: Geçeli, caiz<br />
GEÇGEL: Makbul, nafız<br />
GEÇGĐL: Geçerli, makbul<br />
GEÇGĐN: Geçmiş, kendinden geçmiş, feda etmiş<br />
GEÇĐM: 1- Yaşam, dirlik 2- Anlaşma, uyuşma 3- rısk, yiyecek, nafaka<br />
GEÇĐMLÜ: Munis, yumuşak huylu<br />
GEÇĐMLÜK: Geçinmek için gerekli olan<br />
GEDEK: 1- Görev, vazife 2- Oyuk, kırılıp, yıkılarak açılan yol<br />
GEDĐZ: Su birikintisi, gölet<br />
GEGEZ: Mümkün, uyumlu<br />
GEĞĐN: Set, şiddetli<br />
GELBERĐ: Ocaklardan,ateş çekmek için kullanılan ucu eğri demir çubuk<br />
GELDEÇ: Gelecek, ati, istikbal<br />
GELEK: (Gelik) halef, sonraki<br />
GELGEÇ: Geçici, kalıcı olmayan<br />
GELGEL: Çekim, cazibe<br />
GELDĐ: Gelecek, istikbal<br />
GELĐN: Gelen, dışarıdan içeriye gelen<br />
GELĐNCĐK: Kır çiçeği<br />
GELĐK: Halef, sonraki<br />
GELĐKLĐ: Halef<br />
GENCE: (Gençek, genç) Taze, yavru, genişleyen, gelişen<br />
GENEŞ: Müşavere, meşveret<br />
GENGŞĐ: Cengşi, mucize<br />
GENĐŞ: Yaygın, enli, engin<br />
GENSU: birl. Gen/Su Deniz, büyük göl<br />
GER: 1- Söz verme, ant içme, bağlama, anlaşma, birleşme 2- Vahşi hayvan yavrusu<br />
3- Dev, devasa<br />
GERAY: birl. Ger/Ay Uygun, münasip, layık<br />
GERAYHAN: birl. Geray/Han