You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
OTACI: (Utacı) 1- Doktor 2- Eczacı, ot ve bitkilerden ilaç yapan kişi 3- kam, baksı<br />
OTAĞ: 1- Oda, içinde ateş yakılarak oturulabilen büyük ve geniş çadır 2- Yeni evlenenlere armağan<br />
edilen ev, çadır<br />
OTAĞA: birl. Ot/Ağa ..evin reisi, aile reisi, evde sözü geçen kişi<br />
OTAK: Yeni evlenenlere armağan edilen ev, çadır, oda<br />
OTAMIŞ: Doktor, hekim<br />
OTANCAK: Đlaç, merhem, deva<br />
OTAR: Geçici, fani<br />
OTÇĐGEN: birl. Ot/Çigen (“Ot/Tigin” adının , Moğol ağzındaki söylenişi.)<br />
OTGUN: Kabadayı.<br />
OTKUN: Kabadayı.<br />
OTLUĞ(K): Ateşli<br />
OTMAN: Ailenin en küçük oğlu .Ocağın ateşini yakıp ısıtacak ve devamlılığı sağlayacak olan, Çok<br />
eskilerden beri süregelen,Türk töresince çocuklar arasındaki paylaşımlarda ev , en küçük çocuğa kalır. Bu<br />
yüzden ilerde evin yada mülkün idaresi küçük oğlandadır. Yani, ocak,onunla yanmaya devam edecek,aile<br />
oba yada oymağın yaşamı onun sayesinde sürecektir. Bu çocuklara içeren ”Otman,Ot Tigin,Othan” vb.<br />
adlar verilir.<br />
Otmanlı devletinin kurucusu ve ilk hanı. Ertuğrul Beğ’in en küçük oğlu. Daha Ertuğrul Bey<br />
ölmeden,Töreye göre,birçok mal mülk, büyük çocuklara, beylik, en küçük olan Otman’a geçmişti.<br />
OTMAR: Ateşli, ateş saçan<br />
OVAT: Düzgün, muntazam<br />
OVLAZ: Gözü pek, atılgan<br />
OVMAÇ: El ile yoğrularak yapılan yiyecek<br />
OY: 1- Düşünmek, düşünce, fikir 2- Çukur<br />
OYA: 1- Oyularak yapılan elişi, işleme 2- Emanet, rehin 3- Sempatik, minyon<br />
OYAN: 1- Đman, inanç 2- Düşünce, efkar<br />
OYAZ: Çukur, kuyu<br />
OYBAK: Çukurlu vadi<br />
OYBAT: Oyuk ve çukurlu yer<br />
OYGAK: 1-Oya, rehin 2- Uyanık, müteyakkız<br />
OYGUR: Dere yatağı, dere oyuğu<br />
OYINLI: Düşünceli, efkarlı<br />
OYLUM: 1- Çukur, kuyu, boşluk 2- Kurucu, kuruntu, yormak<br />
OYMAK: Yığın, kitle. Türklerin sosyal birimleri içindeki sıralamada, Obadan büyü Boy’dan küçük olan<br />
akrabalar topluluğu<br />
OYMUR: Dere, dere yatağı<br />
OYNAK: Maral, ceylan, vb. Hayvanların bir arada olup su içtikleri kuyu, su birikintisi<br />
OYRAM: Girdap, anafor<br />
OYRAT: Derin, oyuk, derinleşmiş<br />
OYTUN: Kutsanmış, mübarek<br />
OYUR: Vücut, endam<br />
OZ: Đleri, ön, önde<br />
OZA: Kadim, eski, ezeli, hep var olan<br />
OZAĞI: Tecrübeli, bilgili, uzman<br />
OZAMIŞ: Uzamış, uzman, usta işinin ehli<br />
OZAN: (Uzan) Öncü, herkesin önünde olup hitap eden, şiir yazan ve okuyan, kopuz çalarak şiir okuyan<br />
ve yazan. Usta, işinin ehli<br />
OZAR: Uzman, usta, bilir kişi<br />
OZGAN: Kademeli, dereceli, öncelikli<br />
OZMAN: Uzman<br />
OZMUŞ: Uzmanlaşmış, yetik<br />
OZUL: Esas, kaide<br />
OZUT: Đkamet, ikametgah<br />
OZUTGAN: Đleride, ilerici<br />
Ö harfi ile başlayan isimler<br />
ÖBEK:Küçük grup, tim, takım, parça<br />
ÖBGE: Ced, Ata, Soy<br />
ÖCAL: birl. Öc/Al intikamcı<br />
ÖCEK: 1- Esinti, hafif yel 2- Burç<br />
ÖCÜT: Đntikam, öç<br />
ÖDEM: 1- Borç, bakiye 2- Ödül, mükafat<br />
ÖDEMĐŞ: 1- Eczacı, doktor 2- Ricacı, yakaran 3- Borçsuz, bakiyesiz 4- Ödül veren