Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
DOMANĐÇ: 1-Dumanlı bölge 2- Tümsek, engebeli arazi<br />
DONAT: Giyim, kuşam, zenginlik, cömertlik<br />
DOMURCUK: Gül, tomurcuk<br />
DONATMIŞ: Giydirip, kuşatmış, sevindirmiş, cömertlik göstermiş<br />
DONATUR: Cömert, eli açık, bağışlayıcı<br />
DONSUZ: Çıplak, fakir, varlıksız<br />
DORA: Doruk, zirve, şahika<br />
DORAN: (Duran) Diri, canlı, yaşayan<br />
DORU: 1- Doruk, zirve 2- Kara ile kızıl arası renk (At rengi)<br />
DORUK: Zirve, uç, şahika<br />
DOYMADUK: Doyumsuz, sevilmeye doymayan, doyulmayan<br />
DOYUM: 1- Doymak, tatmin 2- Ganimet, bereket<br />
DOYURAN: mec. Cömert, hayr sahibi, iyilik sever<br />
DÖĞEN: 1- Dövüşçü,döven 2- Ekin saplarını ezmeye yarayan, altında çakmaktaşı bulunan geniş tahta<br />
DÖĞER: 1- Döver 2- değer, kıymet 3- Kalın, enli bir ağaç<br />
DÖĞERLĐ: Değerli<br />
DÖĞÜŞ: Dövüş, savaş, kavga<br />
DÖĞÜŞGEN: Kavgacı, savaşçı<br />
DÖKÜMHAN: birl. Böküm/Han 1- Dökmekten döküm 2- Düğüm, bağ<br />
DÖLEK: 1- Çok döl veren 2- Koyunun kuzuladığı yer 3- Đtibarlı, saygıdeğer, maharetli<br />
DÖLEN: Muti, sevgi gösteren<br />
DÖNDER: (Döne, döndü gibi “dönmek” fiilinden türetilmiş, çocukları ölen ailelerin, yeni<br />
çocukları olduğunda kullandıkları adlardan)<br />
DÖNDÜ: Dönüş yapan (Reenkarnasyon) çocukları ölen ailelerin verdiği adlardan<br />
DÖNGEL: Saat<br />
DÖNGÜ: Dönüşüm, başa dönüş<br />
DÖNGÜN: Dargın, gönlü kırık<br />
DÖNMEZ: Kararlı, cesur, azimli<br />
DULAK: Dolu, olgun, tecrübeli<br />
DUMAN: 1- Sis, kırağı 2- ateşten çıkan gaz<br />
DUMLU: 1- dumanlı, sisli bölge 2- Soğuk ve ayaz alan yer<br />
DUMRUL : 1- Okun sivri ucu 2- Başı dumanlı, efkarlı<br />
DURA: (Durak) 1- yaşam, hayat 2- Sağlamlık, dayanıklılık, kalıcılık 3- ev, yaşanılan yer, barınak (Bu ad,<br />
çocukları ölmüş ailelerin yeni çocukları olduğunda yaşamda kalıp uzun yaşaması ve sağlıklı olması dileğini<br />
içeren adlardandır ve çok eskilere dayanan bir gelenekle bu gün de sürdürülmektedir.Durak, Dursun,<br />
Durmuş, Durdu, Yaşar, Tokta, Tok, Toka, Toktamış, Turan vb. adlar da hep aynı psikoloji ve geleneğin<br />
ürünüdür.<br />
DURAK: (Dura) Yaşam, hayat<br />
DURAN: (Turan) Durucu, kalıcı, yaşayan, canlı<br />
DURCU: Durucu, kalıcı canlı<br />
DURDU: 1- Duran, kalıcı, canlı, yaşayan 2- Yaşam, hayat<br />
DURGAÇ: Durak, durulan, yaşanılan yer<br />
DURGUN: 1- Durulmuş, süzülmüş, arınmış 2- Sakin, sükuna ermiş, kendi halinde<br />
DURMUŞ: 1- Duran, yaşayan, canlı 2- Yaşam, hayat<br />
DURSUN: Durması, yaşaması istenen<br />
DURU: 1- saf, sade, berrak 2- Duran, durgun<br />
DURUK: Duru, durucu<br />
DURUL: 1- Sükun bulmak, huzura kavuşmak 2- Günahsızlık, arınmışlık<br />
DURULCA: Masum, günahsız<br />
DURULMAZ: Afacan, yaramaz<br />
DURULMUŞ: Tatminkar, sakin<br />
DURUM: Yaşam, hayat, süreğenlik, duruş<br />
DUVA: (Düve)<br />
DUVAK: Örtül kapanmış, gelin başı<br />
DUVAN: (Doğan)<br />
DUYAN: Duyucu, hissedici<br />
DUYAR: Duyarlı, hisli, duygulu<br />
DUYARI: Duyarlılık, hislilik<br />
DUYGU: His, duyum<br />
DUYUŞ: Duyum, hissediş, duyarlılık<br />
DUYUŞAN: Duyan, hisseden<br />
DÜĞÜN: (Töğün, Toygün) Toy günü, yemekli eğlence<br />
DÜŞ: Rüya, aniden ortaya çıkış<br />
DÜŞELGE: Pay, hisse<br />
DÜŞERGE: Miras, pay<br />
DÜŞÜNGÜ: Düşünerek üzülme, kafaya takma, üzülme, teessür<br />
DÜVE:1- Genç inek, dananın büyüğü 2- Döven, dövüşçü