10.04.2013 Views

ÖZTÜRKÇE ADLAR - Tufar

ÖZTÜRKÇE ADLAR - Tufar

ÖZTÜRKÇE ADLAR - Tufar

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

YAKUT: Yakıt, enerji, yakılan<br />

YAKUZ: (Yağız)<br />

YALABIR: Parlak, parıldayan<br />

YALABUK: Parlak, parlayan, ışık saçan<br />

YALAP: Parlak, ışıltı, ışık saçan<br />

Eski dönem, Tanrı ad ve sıfatlarından<br />

YALAV: Alev, yalaz<br />

YALAVAÇ: (Yalvaç)<br />

YALAZ: 1- Yalın, çıplak, aleni 2- Yalın, parlak, ışıklı, alev<br />

YALÇIN: Dik, sarp, yukarıda, ulaşılmaz<br />

YALDIR: 1- Parlak, parlayan 2- Yıldır, yıldıran,caydırıcı, ürkütücü<br />

YALDIRAN: 1- Yıldırıcı, caydırıcı, ürkütücü 2- Parlak, parlaklık veren<br />

YALDIRIM: Yıldırım<br />

YALDIZ: Yıldız, ışık saçan parlaklık, parlayan, ışıyan<br />

YALDRUK: (Yaldırık) Parlak, parlatılmış<br />

YALGIN: Serap, yanıltıcı, görüntü<br />

YALIM: 1- Ateş, kıvılcım 2- Kılıcın keskin tarafı, ince ağzı 3- Yüksek kayalık<br />

YALIN: 1- Alev, parlaklık 2- Çıplak, net, açıkta olan, açık 3- Kınsız, kılıfsız kılıç<br />

4- Tek başına, yalnız, korumasız<br />

YALINCA: Yalnız, tek başına<br />

YALINÇAK: Fakir, çıplak, garip, korumasız, sahipsiz<br />

YALMA: Yağmurluk, pelerin<br />

YALMAN: 1- Kılıcın keskin ağzı, kılıcın uç kısmı 2- Eğimli, dik tepe<br />

YALTUK: Yalınlık, yalın olma hali<br />

YALUNMUŞ: Yalın, çıplak, saf, arınmış<br />

YALUY: Büyü, tılsım, sihir<br />

YALVAÇ: Elçi, resul, nebi, peygamber<br />

YAM: 1- Ulak atı 2- At gibi, ata benzeyen 3- Çöl, kıymık<br />

YAMAÇ: 1- Bayır, dik yokuş, dağ ya da tepenin herhangi bir yanı 2- karşı, karşısı, öteki taraf<br />

YAMAN: 1- Müthiş, dehşetli, etki ve beceri bakımından olağanüstü 2- kötü, fena, üzücü<br />

YAMÇI: 1- Ulak, postacı 2- Ulak atı, postacı atı 3- Yağmurluk 4- Kalın, kolsuz yelek, kuzu<br />

derisiyle kaplı giysi<br />

YAMI: 1- Ulak atı 2- Çöp, kıymık 3- Đtibar, nüfuz<br />

YAMTAR: 1- Yaman, güçlü, kuvvetli 2- Yağmurluk 3- Obur, iştahlı<br />

YAMUN: Denetleyici, murakıp, müfettiş<br />

YANAÇI: (Yanaç) Canip, candan<br />

YANAĞ: (Yanak) Yanak, kısım, yan<br />

YANAR: 1- Işıltı, ışık 2- Ateşli, sıcak kanlı, heyecanlı<br />

YANAŞIK: 1- Ev kızı 2- Evlatlık alınmış, kız çocuğu<br />

YANBAŞ: Sadık, bağlı, yakın, yanında,yanı başında, vefakar<br />

YANÇ: (Yanıç) Hilal, yarım ay biçiminde<br />

YANÇI: At zırhı<br />

YANÇUK: (Yancık) At zırhı, at örtüsü<br />

YANDAŞ: Yanında duran, destekleyen, taraftar<br />

YANDIK: Heybetli, gösterişli, azametli<br />

YANDU: Đnançlı, inanmış, imanlı<br />

YANGAK: 1- Yanak 2- yanık, sevdalı<br />

YANGAL: Isı, hararet, ateş, ateşlilik<br />

YANGIR: Hazin söz, dokunaklı söz, hazin konuşma<br />

YANI: Cilve, işve, can yakıcılık<br />

YANIK: Sevdalı, aşık, istekli<br />

YANIT: 1- Ödül, mükafat 2- Karışık<br />

YANK: (Yang) Metod, tarz, usul<br />

YANKU: (Yankı) Aksi seda, eko<br />

YANKUÇĐ: Mübaşir, mahkeme memuru<br />

YANTIR: Şehla, şehla gözlü<br />

YANTUK: Gösterişli, azametli<br />

YANTUT: Bedel, tazminat<br />

YANUÇ: Đnce, zayıf, narin<br />

YANUK: 1- Esmer tenli, kara 2- Tutkun, aşık, sevdalı<br />

YANULMAS: Yanılmaz, deneyimli ve bilgili otorite<br />

YANUT: 1- Yanıt, karşılık 2- Ödül, mükafat<br />

YAPA: 1- Yaba, yapma, çaba, enerji 2- Bütün, hep, bütünlük 3- Vefa<br />

YAPAGI: Yapağı<br />

YAPAN: 1- Yapıcı 2- Yaban, vahşi<br />

YAPAR: Yapıcı, üretken, olumlu<br />

YAPARLI: Olumlu, yapıcı

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!