Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
YAŞIT: 1- Genç, körpe, taze 2- Eş, denk, eşit<br />
YAŞLAK: Giz, sır, esrar, gizli kalması gereken<br />
YAŞRU: Giz, gizlilik, gizem<br />
YAŞUK: 1- Işık, ışın, şua 2- Aşkın, aşık, aşmış<br />
YAŞURGAN: Ketum, sıkı ağızlı, sır vermez<br />
YATAĞAN: (yatağan, yatakan) 1- Kama türünde, iki tarafı da kesen bir bıçak 2- Tembel, miskin 3-<br />
Borcunu ödemeyen, üstüne yatan (Uygurlarda)<br />
YATI: Yatık, meleke, beceri, el yatkınlığı<br />
YATKIN: Yatık, yatan, uygun, uygunluk<br />
YATMAN: Muti, efendi, uyumlu, itaatkar<br />
YATUK: 1- Yatkın, becerili, meleke sahibi 2- Tembel, ağır kanlı<br />
YAVÇIN: (Yatçın) Konuk, yatıya gelen konuk<br />
YAVGA: Soy, sop, nesil<br />
YAVNIK: Sevinç, neşe<br />
YAVRĐ: Zayıf, güçten düşmüş<br />
YAVRU: Zayıf, bakıma muhtaç, ilgi ve bakım bekleyen<br />
YAVUK: Yakın, yakında duran, yakınlık duyulan, sevgili<br />
YAVUZ: (Yağız) Kara. Mec. Sert, şiddetli, dehşetli, gözü kara, yaman<br />
YAY: 1- Yaz mevsimi 2- Silah, ok atmaya yarayan, gergin ip, gerginlik<br />
YAYAK: yaya, piyade<br />
YAYGARU: Bahar, ilkbahar, yaza doğru giden zaman<br />
YAYGIN: Yayık, yayılmış<br />
YAYGIR: (Yaykır) Uzay, sema, yıldızlar alemi<br />
YAYIK: 1- Yaygın, geniş, genişlemiş 2- Tufan, deprem 3- Altay destanlarında adı geçen, Tanrı<br />
Bayülken’in oğullarından<br />
YAYIN: Serap, feyezan<br />
YAYKIRU: Sema, feza, uzay<br />
YAYLA: Yaz yeri, yazlık. Bahar, yaz aylarını geçirmek için çıkılan, yüksek dağlık bölge<br />
YAYLAERĐ: birl. Yayla/Eri Yaylada yada yaylaya çıkarken doğan çocuklar için kullanılan adlardan<br />
YAYLAK: Yayla, yazlık, sayfiye<br />
YAYLIM: Yayılım, yayılma yeri, otlak, mera<br />
YAYMUT: birl. Yay/Mut Yaz sevinci<br />
YAYUÇI: Yayıcı, dağıtıcı, haber yollayan<br />
YAYUK: 1- Yayvan, yayık, uçsuz bucaksız, geniş 2- Deprem, yer sarsıntısı<br />
YAZAL: Takı, süs, ziynet, mücevher<br />
YAZDIÇ: Anıt, kitabe<br />
YAZGAN: Yazan, yazıcı, yazgıyı tayin eden<br />
Eski dönem Tanrı ad ve sıfatlarından<br />
YAZGI: 1- Yazı, kader, mukadderat, alın yazısı 2- Tanrısal, ilahi<br />
YAZGULU: Talihli, bahtı açık<br />
YAZIÇU: Yazıcı, katip<br />
YAZIM: Yazgı, mukadderat<br />
YAZIN: 1- Yaz vakti, bahar vakti 2- Kader, alın yazısı<br />
YAZINÇ: Kader, alın yazısı, yazgı<br />
YAZIR: 1- Çok ülkeler gezmiş, görmüş 2- Çok ülke fethetmiş, fatih 3- yazar, yazıcı, katip<br />
YALIKSUZ: Günahsız<br />
YEDEN: 1- Yedeği olan, yedeğine alan, tedbirli 2- Yetkin, yeterli, usta<br />
YEĞ: (Yek, yeke) 1- Yüksek, ala, eftal, iyi, daha iyi 2- Soylu, asil, seçkin, güzide, mümtaz<br />
YEĞEN: 1- Yeğ, üstün tutulan, yeğin, yeğlenmiş 2- Kardeş çocuğu (Babası ya da anası<br />
ölmüş, ya da uzakta olup da yakın akrabaları tarafından yetiştirilen çocuklar için kullanılan adlardan) 3-<br />
Güveyi, damat<br />
YEĞĐN: 1- Üstün, faik 2- Bereketli 3- Çok güçlü, hızlı, şiddetli<br />
YEĞĐNEK: 1- Yığınak, küme 2- Üstün, faik, daha iyice<br />
YEĞNĐ: 1- hafif 2- Alçak gönüllü, mütevazı<br />
YEĞREK: (Yekrek) Etfal, evla, iyi, üstün<br />
YEKREK: Evla, iyi, üstün, daha iyi<br />
YEKSEK: Tedbirli, ihtiyatkar<br />
YEKÜL: (Yeğül) Yeğni, faik, üstün, muzaffer<br />
YEL: Rüzgar, esi<br />
YELÇĐ: Yel gibi, hızlı<br />
YELEÇ: Havadar, yel alan<br />
YELEGEN: Hızlı, süratli, yel gibi<br />
YELEĞĐN: Yel alan yer, rüzgarlı yer<br />
YELEK: 1- yel gibi, hızlı 2- Okun arkasına takılan tüy, denge tüyü 3- Kolsuz ve yakasız üst giyeceği<br />
YELEKĐN: (Yeleğin) Rüzgarlı, yel esen yer, yel alan yer<br />
YELEN: 1- Arzu, istek, dilek 2- Fırtına<br />
YELES: Yel esintisi, havadar, rüzgarlı