Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
TEDAN: Tutan, zapt eden, zabit<br />
TEDĐK: (Tetik) 1- Usta, becerikli, bilgili 2- Öğüt, nasihat<br />
TEGEN: (Değen) Değerli, karşılığı olan<br />
TEGĐN: Tigin, prens, şehzade, bey oğlu. Göktürkler döneminde, vali unvanı olarak da kullanılmıştır.<br />
TEGĐNEK: Değnek, baston<br />
TEGĐR: 1- Değer, kıymet, paha 2- Hücum, taarruz 3- Ulaşım, ulaşma<br />
TEGĐŞ: 1- Değişim, değişme 2- Dövüş, temas, çarpışma, hücum<br />
TEGRE: Daire, çevre, civar, etraf<br />
TEGREK: 1- Değer, kıymet 2- Tekerlek, değirmi, yuvarlak<br />
TEĞME: Değme, seçkin, farklı<br />
TEKER: 1- Değer, kıymet 2- Çevre, yöre, daire 3- Saldırgan, mütecaviz<br />
TEKEŞ: Döğüş, değiş, temas, savaş, savaşçı<br />
TEKĐN: 1- Đyi, güzel, biricik, emsalsiz, uğurlu, uygun 2- Rahat, güvenli,güvenilir,<br />
3- Tigin, prens, bey oğlu 4- Tabi, bağlı, kul, köle 5- Boş, ıssız, toplumdan uzak kişi 6- Saldırgan<br />
TEKĐNĐK: Güvenilir, iyi, münasip, uygun<br />
TEKĐR: 1- Değer, kıymet, paha 2- kara benli, kara çizgili 3- Hücum, saldırı, saldırganlık<br />
TELA: 1- Delici, delen 2- Tolu, olgun, bilge 3- Armağan, adak, sungu<br />
TELEK: Armağan, sungu<br />
TEMĐR: Demir<br />
TEMĐR YALUP: birl. Demir/Yalup ...demirci ustası, silah yapımcısı<br />
TEMĐRÇAL: birl. Temir/Çal ( kılıç darbesi, kılıç vuruşu)<br />
TEMĐREN: Ok başlığı, okun ucundaki sivri ve delici demir parçası<br />
TEMĐRHAN: birl. Temir/Han<br />
Eski dönem, “ Maden Tanrısı”<br />
TEMĐRKIRAN: birl. Temir/Kıran mec. Acı kuvvet, acı kuvvete sahip kişi<br />
TEMĐŞ: Demiş, söylemiş, bilgin, deneyimli<br />
TEMÜGE: (Temürge) demir, nüvesi<br />
TEMÜRKAZUK: birl. Temir/Kazık Kutup yıldızı<br />
TENBE: At koşumu, koşum takımı<br />
TENEKUR: Boraks madeni<br />
TENGĐZ: Deniz<br />
TENĐK: Azim, kararlılık<br />
TENŞĐ: Eşit, adil, adaletli<br />
TEOMAN: Sis, duman, tuman<br />
TEPE: 1- Uç, sınır, doruk, yükseklik, yüksek yer 2- Yığın, kütle 3- Bir nesnenin sivri ucu<br />
TEREÇE: Đnce, narin, zarif<br />
TEREK: Siper, koruyucu<br />
TEREKEME: Siper, siperlik, sütre<br />
TERĐLGEN: Diri, canlı, hazır, tetik, tetikte<br />
TERĐLGENBUDUN: birl. Terilgen/Budun<br />
Devletin çekirdeğini oluşturan boy merkez halk Devletin, temel, ulusal askeri gücü<br />
TERĐM: 1- Bilim, sanat, bilim ve sanat erbabı 2- Emek, alın teri, zahmet 3- soyluluk, şeref, onur,nurlu 4-<br />
toplantı, dernek 5- Han soyundan gelen kızlara verilen bir soyluluk unvanı<br />
TERĐŞ: Derleme, toparlama, birleştirme, birleştirici, derleyip toparlayıcı<br />
TERKEN: 1- Süs oku, süslü ok 2- Savaş arabası 3- Soylu, soyluluk unvanı<br />
TERNEK: Dernek, toplantı<br />
TESĐYEMĐ TANYU: (Ululuğun sınırı olmayan, en ulu )<br />
TETĐK: 1- Uyanık, hazır 2- Becerikli, mahir<br />
TEYENG: Sincap<br />
TEYMUR: Demir<br />
TEZ: 1- Hızlı, ivedi, hızlılık 2- Kaçma, ürkme, ürküntü 3- Şiddet, şiddetli<br />
TEZME. Çabuk kızan, canı ağzında, kızıp çekip giden<br />
TEZÜREK: birl. Tez/Yürek Heyecanlı, ateşli<br />
TIBIK: Sakin, asude<br />
TILSIM: Büyü, efsun, sihir<br />
TIN: (Tin) Ruh, can, nefes<br />
TINGI: 1- Tin, can, yaşam 2- Kulağa gelen ses, ses dinleme (Tınlama)<br />
TINGLAK: Efendi, söz dinleyen<br />
TINGLAR: Dinler, hürmetkar<br />
TINGLATUR: Sözü dinlenen, sözü geçer<br />
TINGLAYU: Munis, söz dinleyen<br />
TINGLIĞ: Canlı, diri<br />
TINI: 1- Ruhsal, ruhla ilgili 2- Đnanç, iman 3- Tıngırtı, kulağa gelen ses<br />
TĐGĐN: Prens, şehzade, han oğlu, bey oğlu<br />
TĐGREK: Çevre, daire<br />
TĐKE: Parça, bölüm, lokma, tıkım<br />
TĐKEN: Dikili, dik, dikmiş