10.04.2013 Views

ÖZTÜRKÇE ADLAR - Tufar

ÖZTÜRKÇE ADLAR - Tufar

ÖZTÜRKÇE ADLAR - Tufar

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

SAĞUNÇAK: Ağıt, mersiye<br />

SAĞUNMUŞ: 1- Özlem içinde olan 2- Düşünen, düşünceli 3- Davet eden, davetkar<br />

SAKA: 1- Akıllı, arif 2- Düşünceli, kaygılı 3- Sakal 4- Saklı, saklayan, koruyan<br />

SAKAR: 1- Alnında beyaz lekesi bulunan at 2- Uğursuz, sakıncalı<br />

SAKÇI: Koruyucu, muhafız<br />

SAKIK: Çoban yıldızı<br />

SAKIN: 1- Düşünme, tasarım, kaygılanma, kaygıyı ortadan kaldırma eylemi 2- Saklama,<br />

koruma,esirgeme 3- Uzaklaşma, ayrılma<br />

SAKINÇ: Düşünce, kaygı<br />

SAKIŞ: Kaygı, endişe<br />

SAKLI: 1- Korunmuş, mahfuz, esirgenen 2- Zinde, dinç, sağlıklı<br />

SAKLICA: 1- Gizli, örtülü, korunan 2- Hazine, mücevher<br />

SAKLIÇAK: 1- Gizli, gizlenmiş, örtülü 2- Yaşam, sağlık, esenlik<br />

SAKMAN: 1- Uyanık, diri, sağlam 2- Sokman, dize kadar çıkan çizme<br />

SAL: 1- Saldırı, saldırmak 2- Salmak, bırakmak, azat etmek, serbestlik 3- göndermek,<br />

yaymak,ulaştırmak, uzatmak<br />

SALAÇAK: Salınan, bırakılan, salınmış<br />

SALACUK: Saldıran, saldırıcı, gönderici<br />

SALAMAN: Salınan, bırakılan, azat edilen, serbest, azade<br />

SALAMIŞ: 1- Saldıran, düşmana karşı hamle ve manevra yapan 2- Đyi kılıç sallayan, silahşor<br />

3- Salmış, köle azat etmiş<br />

SALANÇU: Saldırgan, iyi kılıç kullanan<br />

SALAR: 1- Ordu sevk eden 2- Đyi kılıç kullanan, silahşor<br />

SALÇI: 1- Salıcı, sevk edici 2- Salan, serbest bırakan 3- Karahanlılar döneminde, saray aşçılarının<br />

unvanlarından<br />

SALÇUK: 1- Salınmış, azat edilmiş, saltuk, eski köle 2- Başına buyruk, bağımsız, otoriteye karşı çıkan 3-<br />

Saldıran 4- Silahşor, iyi silah kullanan 5- Küçük yel, esinti 6- Haber salan, mesaj yollayan<br />

SALDIRAN: Hücum eden, asker sevk eden<br />

SALDIRGAN: Saldırıcı, hücumcu<br />

SALDIRI: Hücum, taarruz<br />

SALDIRMIŞ: Hücum etmiş, taarruz etmiş<br />

SALDUR: Saldırı<br />

SALGARA: Salınmış, azade, başına buyruk, otorite tanımaz<br />

SALGIN: 1- Serbest, bağımsız 2- Serap, hayal<br />

SALGUR: Atak, tetik, saldırmaya hazır<br />

SALGUT: Mebus, vekil. Eskiden bir bölgeyi temsilen, Kağan&#8217;a (Başkente) gönderilen kişilere<br />

verilen unvan<br />

SALIK: 1- Vergi, vergi borcu, haraç 2- Haber, öğüt, tavsiye<br />

SALIKÇU: Haberci, öğütçü<br />

SALIM: 1- Serin esen yel, serinlik 2- Ferman, emirname 3- Üzüm demedi, salkım<br />

SALIN: 1- Serbest, serbestlik, salınma, boy gösterme 2- Jest, eda 3- salıncak<br />

SALINMIŞ: Serbest, azade, salaman<br />

SALKIM: Salınmış, sarkık<br />

SALTUK: 1- Serbest bırakılmış, azade, hürriyetine kavuşmuş eski köle 2- Başına buyruk, bağımsız<br />

SALTIN: Yalnız, yalnızlık içinde, tek kalmış<br />

SALUK: (Salık) Serbest, azade, hürriyetine kavuşmuş<br />

SALUM: 1- Özgürlük, azat 2- Kılış, silah<br />

SALUN: 1- Jest, mimik, eda, cilve 2- Boy gösterme, ortaya çıkma<br />

SALUNDU: 1- Özgür, hür 2- Edalı, boy gösteren<br />

SALUR: 1- Saldıran, saldırgan, asker salan 2- Silahşor, iyi silah kullanan 3- Saldırma, kılıç,<br />

silah 4- Serbest, azade<br />

SAMSA: Baklava türü bir hamur tatlısı<br />

SAMUKA: Đnatçı, dirençli<br />

SAN: Sanmak, saymak, var kabul etmek<br />

SANAGA: 1- Serap, hayal 2- Niyet, maksat<br />

SANAĞ: Hesap, matematik<br />

SANAK: Matematik<br />

SANÇAK: Ucu sivri mızrak<br />

SANÇAR: Saplayan, batıran, dürten, mızrak kullanarak sançan, sançıcı, iyi silah kullanan<br />

SANÇI: 1- Ucu sivri demir, silah 2- Sivri bir aletin, vücuda değince verdiği acı 3- Acı duymak<br />

4- Hayalet<br />

SANÇIĞ: Ucu sivri demir, kargı<br />

SANÇIŞ: Hamle, kılıç veya kargıyla yapılan dürtüş<br />

SANDUGAÇ: Bülbül<br />

SANEK: Hayran, meftun<br />

SANG: San, düşünce var sayma<br />

SANGI: Hayal, serap

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!