10.04.2013 Views

ÖZTÜRKÇE ADLAR - Tufar

ÖZTÜRKÇE ADLAR - Tufar

ÖZTÜRKÇE ADLAR - Tufar

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

TÜZÜN: 1- Düzen, kural, teamül, gidişat 2- Öz, kök, soy, soylu, seçkin, egemen 3- Uysal, yumuşak huylu<br />

ve davranışlı<br />

U harfi ile başlayan isimler<br />

UBUT:Ar, edep, tevazu, alçak gönüllülük<br />

UC: Uç, sınır<br />

UCAS: Đddia, bahis<br />

UCUD: Yeryüzü, dünya<br />

UCUN: Uçta, sınırda, kenarda, uçbeyi<br />

UÇ: 1- Son, bitim, sınır, kıyı 2- Aşırılık, ekstrem 3- Herhangi bir nesnenin sivri kısmı<br />

4- Ordu kanadı, kol, cenah<br />

UÇA: 1- Koruma, himaye, arka 2- Uç, sınır, limit 3- Kendini aşmış, yüksek, ulu<br />

UÇAR: 1- Haber, havadis 2- Kanıt, delil 3- Göğe yakın, Tanrıya yakın, dindar 4- Uçarı,<br />

vurdumduymaz<br />

UÇBEY: birl. Uç/Bey<br />

Sınır karakollarında görev yapan askeri birlik komutanı<br />

UÇGUN: 1- Kam, baksı, kendinden geçmiş, transa girmiş 2- Kıvılcım<br />

UÇKAN: Uçan, uçucu<br />

UÇKARA: birl. Uç/Kara ..Sırtı renkli, kanatları kara bir kuş türü<br />

UÇKUN: Uçuk, kendinden geçmiş, ateşli, heyecanlı<br />

UÇMAĞ: (Uçmak) Cennet<br />

UÇSIZ: Sınırsız, geniş, büyük, alabildiğine..<br />

UÇUK: Uçmuş, kendinden geçen, mest olan kam, baksı<br />

UÇUMAK: Uçmak, cennet<br />

UÇUR: Devir, dönem<br />

UÇURAN: Kam<br />

UÇURUM: Son, uzak, uzak nokta, uçulan, uzaklaşılan, yüksek ve derin dağ yamacı, yar<br />

UÇUZ: birl. Uç/Uz 1- Alçak gönüllü 2- Basit, kolay<br />

UD: (Ut) 1- Arka, geri, ardından gitme, takip 2- karşılaşma, çatışma, yenme, utku 3- Uyuma, uyku<br />

UDAR: 1- Takipçi, peşini bırakmayan, kovalayan 2- Yener, galip gelir<br />

UDU: Uyku<br />

UDUK: Uyanık, diri<br />

UDUM: Art arka, arkası sıra<br />

UDUN: 1- Hüner, beceri 2- Sönmüş, sönük<br />

UDUZ: 1- Mürşit, yol gösteren, ardından gidilen 2- Yollayan, sevk eden<br />

UGAN: Kaadir, yaratan ve hükmeden, Ali, yüksek, kudretli<br />

Çok eski dönemlerden beri, Tanrı ve Tanrı sıfatı olarak kullanılan bu sözcük, Türklerin ilk<br />

Müslüman oldukları dönemlerde de, bir süre Tanrı adı olarak kullanılmıştır.<br />

UGIN: Fikir, düşünce<br />

UGIŞ: Zeka, üretkenlik<br />

UGUZ: Kutlu, mübarek<br />

UĞRAK: 1- başvurulan kişi, bilge ve deneyimli kişi 2- Savaşa giderken, Askerlerin, aile ya da<br />

eşyalarını topluca bıraktıkları yer 3- Uğranılan yer<br />

UĞRAŞ: 1- Düşünce, tasarı, iş, çaba, meslek 2- Mücadele, savaşım, savaş, Karşılaşma, karşı karşıya<br />

gelme<br />

UĞRAŞI: Meslek, iş, çaba, savaşım, geçim<br />

UĞRUK: Savaşa giderken, askerlerin eşyalarını bıraktıkları yer<br />

UĞRUN: Yan bakış, gizlice bakış<br />

UĞUR: 1- Baht, talih, iyilik, güzellik, kut, bolluk, bereket 2- Süre, zaman<br />

UĞURAL: Uğurlu, kutlu, bahtı açık<br />

UĞURÇAL: birl. Uğur/Çal (Sürmek, değdirmek)<br />

UĞUŞ: Akraba, hısım, kan bağıyla birbirine bağlı kişilerden her biri<br />

UKUŞ: Zeka, akıl, yetenek<br />

UL: 1- Temel, esas, kök, oluş, oluşum, doğuş 2- Đşaret, nişan, iz<br />

ULA: Temel, esas, esaslı<br />

ULAÇ: 1- Ulaştıran, bağlayan, bağlayıcı 2- Đsabet 3- Tim, takım, müfreze<br />

ULAÇLI: Ulaştıran, ulak<br />

ULAĞ: 1- Soy, nesil 2- Maiyet, bütünlük 3- ulak, haberci 4- Bağ, zincir<br />

ULAK: 1- Ulaştırıcı, ulaştıran, haberci, bağlantı sahibi<br />

ULAKÇI: Haberci, ulaştırıcı, bağlayıcı, bağlantı<br />

ULAM: 1- Eklenmiş, katılmış, tim, müfreze 2- Dizi, dizili, bağlı, dizgi 3- yetenek, yetenekli<br />

4- Ululama, selamlama, temenna<br />

ULAN: 1- Bağlayan, bağlayıcı, birleştirici, etkileyici 2- Ulu, ululanmış, saygıdeğer, söz dinleten 3- Taze,

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!