10.04.2013 Views

ÖZTÜRKÇE ADLAR - Tufar

ÖZTÜRKÇE ADLAR - Tufar

ÖZTÜRKÇE ADLAR - Tufar

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

YÖNTEM: (Yöndem)<br />

YÖNTEN: Uslup, tarz, biçim<br />

YÖRGENÇ: Dağ dönemeci, dağ yolu<br />

YÖRTEM: Usul, biçim, tarz<br />

YÖYEN: Mevsim, sezon<br />

YUĞAK: Bir su kuşu<br />

YUĞKA: Đnce<br />

YUĞRUŞ: (Yukruş, Yukruç) Eskiden, halktan biri olmasına rağmen, gösterdiği performans ve<br />

yararlılıklardan sonra, bey mertebesinde değerlendirilerek, devletin üst düzey kademelerinde görev alan<br />

kişi.<br />

YULA: 1- Su kaynağı, yerden fışkıran su, göze 2- Işıldak, ışık veren, meşale, kandil<br />

YULU: Adalet<br />

YULYU: (Yulu, yuluk, Yulug) 1- Yardımcı, yardımsever, fedakar, adil 2- haraç, cizye, vergi 3- traş,traşlı,<br />

bakımlı 4- Yağma, yağmacı<br />

YULUĞBĐRĐM: birl. Yuluğ/Birim<br />

Uygurlar döneminde alınan mahsul vergisi<br />

YULUK: 1- Traşlı, matruş, bakımlı 2- Yağmacı<br />

YULUM: 1- Fedakar, yardımsever 2- Yolcu, yoluna bağlı, töresine bağlı<br />

YULUN: Yolcu, yola giden<br />

YUM: Mutluluk, neşe, ferahlık, rahatlık<br />

YUMLU: Mutlu, kutlu, mübarek, huzurlu<br />

YUMRU: 1- Yumulu, yumuk, yumruk 2- Đri, heybetli, gösterişli<br />

YUMUK: Gül, goncagül<br />

YUMUŞ: (Yumuç) 1- Söz, öğüt, nasihat 2- Emir, ferman, buyruk 3- Müjde, müjdeli haber 4-<br />

Yumuk,yumulmuş, yumruk<br />

YUMUTGAN: Yapıcı, birleştirici, pozitif kişilik<br />

YUNAK: Üzerinde çamaşır dövülen ve yıkanan, büyük taş parçası<br />

YUNMUŞ: Yıkanmış, temiz, titiz, arık<br />

YUNT: 1- Çadır, oba, ev, yurt, vatan 2- Terbiyesi tamamlanmamış, yarı yabani at 3- Uygarlık,medeniyet<br />

YURÇI: 1- Becerikli, mahir 2- Yirçi, yer gösteren, rehber<br />

YURGA: Rahvan giden at.<br />

YURT: 1- Vatan, kutsanmış toprak 2- Kaynak, asıl, kök 3- Uygarlık, medeniyet 4- Çadır, oba, ev<br />

YURTLAK: Yurt, vatan, sonradan yurt edinilmiş yer, yurtlaştırılmış yer.<br />

YUTLUK: Kayıp, zarar<br />

YUTUM: Yudum, damla, tike, parça<br />

YUVANÇ: Teselli<br />

YÜCE: Yüksek, ulu, alicenap, haşmetli<br />

YÜCEL: Yücelik, ululuk, haşmet.<br />

YÜĞNEK: Alçak gönüllü, mütevazı.<br />

YÜĞNÜK: Salih, temiz<br />

YÜĞRÜK: Yürük.<br />

YÜĞÜNT: Selam<br />

YÜKNÜ: Secde, secdede olan<br />

YÜKSEL: Yükseklik, ululuk, büyüklük<br />

YÜKSELEN: Ulu, kişi.<br />

YÜKSELĐŞ: Büyüklük, ululuk, ikbal<br />

YÜKÜN: Baş eğme, saygı duruşu, tazim.<br />

YÜKÜNÇ: Eğilme, reverans<br />

YÜKÜNGEN: Eğilen, reverans yapan, saygılı<br />

YÜKÜNTÜR: Baş eğdirir, diz çöktürür.<br />

YÜKÜNÜK: Eğilme, reverans<br />

YÜKÜNÜR: Đbadet eden<br />

YÜLEK: Okun arkasındaki, denge tüyü.<br />

YÜNKÜL: Hafif, narin<br />

YÜRE: Daire, helezon, çember<br />

YÜREĞĐR: Yürekli, cesur<br />

YÜREKLĐ: Cesur, korkusuz.<br />

YÜRĐK: Yaşam, hayat,, ömür, geçim.<br />

YÜRÜM: Yaşam, hayat, ömür<br />

YÜZAK: birl. Yüz/Ak Masum, günahsız.<br />

YÜZAKI: birl. Yüz/Akı Masumiyet, temizlik, namus, namusluluk, başarı, beceri<br />

YÜZLÜG: (Yüzlüg, yüzlük) Soylu, dürüst, namuslu.<br />

Elhamdulillah . . . .

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!