Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
OG: Ok (Doğma, doğum, yaratılış)<br />
OGAN: (Okan, Ugan) 1- Tanrı, Tanrılık vasıfları, yaratma, yaratış, doğuş, halik 2- Anlayış, zeka,bilgelik 3-<br />
Eski Türklerde, kan davalarına karşı çıkan, oba ve oymaklar arasındaki geçimsizliklerde,arabuluculuk<br />
yapan, “Barış Tanrısı” 4- Altay ve Tuna Türklerinde “ Ateş Tanrısı”<br />
OGLAĞU: Körpe, genç kız<br />
OGRAK: 1- Azim, kararlılık 2- Niyet<br />
OGRAŞ: Uğraş, mücadele, meşgale<br />
OGSAT: Benzer, benzerlik, benzeyiş<br />
OGTADURMUŞ: birl. Okda/Durmuş ( Bu ad, iki anlamda da yorumlanabilir. Akıllı, zeki Durmuş. Zor<br />
durumda kalan, zor koşullarda olan)<br />
OGUR: 1- Gizlilik, gizem 2- Uğur, baht, talih, mutluluk<br />
OGURLU: Uğurlu<br />
OGURMUŞ: Gizemli, ağzı sıkı<br />
OGUTUR: Gizli, gizemli<br />
OGÜN: birl. O/Gün (..Eski bir Türk geleneği olan, tarihin önemli ve özel günlerinin anısına verilen, o gün<br />
ya da o günlerin yıldönümüne denk düşen günlerde doğanlar için kullanılan bir ad.<br />
OĞÇU: Okçu, haberci, ulak<br />
OĞIRCIK: Uğurcuk<br />
OĞLAGU: Körpe kız<br />
OĞLAK: Keçi yavrusu<br />
OĞLAMAN: Bir yaşında doğum yapan, koyun ve keçi<br />
OĞLAN: Oğul, erkek çocuk, genç erkek<br />
OĞRAMIŞ: Uğurlu<br />
OĞRUN: 1- Gizli, gizemli 2- Yavaş, ağır<br />
OĞUL: 1- Oğlan, erkek çocuğu 2- Evlat, genel olarak, kız yada erkek çocuğu<br />
OĞULÇA: 1- Oğulcuk, biricik oğul, biricik evlat 2- En küçük oğul<br />
OĞULGANMIŞ: Oğlu olmayan<br />
OĞUR: 1- Uğur, talih, bahtiyarlık 2- Vakit, zaman, devir<br />
OĞUŞ: 1- Bolluk, bereket 2- Hısım, akraba, nesil<br />
OĞUZ: 1- Ok-Uz 2- Ağuz, ağız 3- Olağanüstülük 4- Çağrı, davet, toparlama<br />
birleştirme, yaratış<br />
OK: 1- Doğum, doğuş, yaradılış 2- Akıl, us 3- Dokunma, el sürme 4- Söyleyiş, çağırış, haber verme 5-<br />
Silah, yay ile kullanılan ok 6- Örgüt, teşkilat<br />
OKAN: 1- Ogan 2- Anlayış, fehim<br />
OKATMIŞ: (Okutmuş) Haberci, ulak<br />
OKÇI: 1- Okuyucu, haberci 2- Ok atan, okçu 3- Örgütçü<br />
OKIÇI: Davetçi, davetkar, çağırıcı<br />
OKĐ: Çağrı, davetiye<br />
OKLAMIŞ: Ok atmış, savaşçı<br />
OKLU: 1- Akıllı, zeki 2- Örgütlü<br />
OKŞAK: Benzeyen, andıran, tanıdık, bildik<br />
OKŞAN: Benzeyen, okşayan<br />
OKTA: Akıllı, zeki, dahi<br />
OKTAR: 1- Okçu, iyi ok atan 2- Bilgili, akıllı, yaratıcı 3- Davetçi, davetkar<br />
OKUKLU: Alim, bilgin<br />
OKUMAGAN: Arif, eğitimsiz ama kendini yetiştirmiş, olgunlaşmış<br />
OKUNÇ: Toy ve düğün davetiyesi<br />
OKUŞ: 1- Bilgi, bilgelik 2- Bereket<br />
OKUŞLUĞ: 1- Alim, bilgin 2- Bolluk, bereket, bereketli<br />
OKUTGAN: Okutan, eğitmen<br />
OKUTAN: Eğitmen, öğretmen<br />
OKUV: Okuyuş, kıraat, çağırış<br />
OLAGAN: Olan, doğal, olumlu<br />
OLAM: Debdebe, gösteriş, tantana<br />
OLBAK: Oluş, oluşum<br />
OLCA: Ganimet, bolluk<br />
OLCAŞ: Tören, seremoni, tazim<br />
OLCAY: Tanrı sıfatlarından. Baht, talih, açık talih, ululuk<br />
OLCAYTU: Açık talih, bahtı açık, bereketli<br />
OLÇA: Ganimet, bereket<br />
OLÇAM: Ganimet, nimet, bolluk<br />
OLÇAR: 1- Saldırı komutu, saldırı 2- haber, havadis 3- Uygun, muvafık<br />
OLÇUM: 1- Olgunluk, olgun, yetişkin 2- Hüner, marifet<br />
OLGAÇ: Olgun, olmuş<br />
OLGUN: Yetişkin, olmuş, kamil<br />
OLUM: Oluş, doğuş, olmaya elverişli.<br />
OLUN: 1- Oluş, olgunluk, ağırbaşlılık 2- Genç, taze 3- Soyluluk